Bodrum ve Çeşme’den sonra şimdi de İstanbul’dayız. Şehirde bu yaz en çok neler konuşuldu? Buyrunuz...
En büyük şikayet: Köprü trafiği. İstanbullular, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki tadilat çalışmalarından bezdi. Bu vesileyle deniz yolunu keşfetti. Vapurlar, motorlar, deniz taksiler bu yıl her zamankinden daha çok tercih edildi. Buna rağmen ücretsiz geçiş bile köprü trafiğini bitiremedi.
En yeri doldurulamayacak konser mekanı: Kuruçeşme Arena. Gerçek olamayacak kadar güzel bir konser mekanıydı. Tamam, ses düzeni zaman zaman sıkıntı yaratıyordu ama yine de Boğaz’da açık havada konser izlemek paha biçilmezdi. Güzel şeyler fazla uzun sürmüyor işte. Kuruçeşme Arena yaz sonunda otel olmak üzere satıldı. Şimdi yerine Mandarin Oriental Hotel gelecek. Bakalım konser organizatörleri ve izleyicileri Kuruçeşme Arena’nın yerini nasıl dolduracak?
En tartışmalı festival: One Love Festival. Önce adı değişti, sonra şartları... Santralistanbul’daki müzik festivali sanki bir bira festivali gibi algılandı, yasaklar konuldu. Ne oldu? Kapı önünde yine bira satıldı. Sponsor markaya bir şey olmadı. Ama Santralistanbul’da yapılacak konser ve festivallerin sonu oldu.
En zor gece kulübü: Anjelique, bu yazın da en popüler gece kulüplerinden biriydi. Tanınmış biri değilseniz içeri girmek kolay değildi. Yine de herkes Anjelique’e gitmek istedi. Bir de Anjelique’de bodyguardlar ve müşteriler arasında yaşanan ve dayakla biten kavgalar olmasaydı... Böyle iyi bir gece kulübüne bu kavgalar yakışmadı.
En sevimsiz moda: İlk akla gelen renkli pantolonlar oluyor. İstanbullu erkekler renkli pantolonları neyse ki geç keşfetti. Ama kendine ve tarzına hiç bakmadan pembe ve kırmızı pantolonlarla dolaşanlar göz zevkimizi bozdu.
En çok konuşulanlar: Ülke gündemi, hava değişiklikleri (Bezdiren sıcaklar ve ani bastıran yağmurlar), trafik ve tadilat çilesi, şehirde turist istilası (Özellikle Arap turistlerin sayısındaki artış), yeni eğitim sistemi 4 + 4 + 4...
En çok ses getiren kitap: Fifty Shades of Grey. Dünyada 40 milyondan fazla sattı. Harry Potter ve Da Vinci Şifresi’nin rekorunu geçti. Bizde de çok konuşuldu ama henüz Türkiye’de çok okundu demek için erken.
En büyük mutluluk: 2012 Londra Olimpiyatları’nda sonlara doğru gelen başarılardı. İyi haber almayı o kadar özlemişiz ki, özellikle Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Çakır’ın altın ve gümüş madalya kazanması hepimizi mest etti.
En popüler semt: Bebek ve Galata’ya bu yaz Karaköy de eklendi. Karaköy’ün yükselişi yeni açılan oteller, restoranlar ve galerilerle birlikte devam ediyor.
Yazın şarkısı: Her yazın bir Türkçe şarkısı olur, her yerde sürekli aynı şarkı çalar. Bu yazı, yazın şarkısı olmadan atlatmayı başardık.
Yazın konseri: Hiç tartışmasız Madonna’ydı. Müzikal anlamda değil, ama herkesin ağzını açık bırakan müthiş bir gösteriydi.
‘MOSKOVA’DA DEPREM’
Pazar akşamı Kanaltürk’teki spor programında Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe-Spartak Moskova maçını değerlendiriyor. Altyazıdaysa ‘Moskova’da deprem’ yazıyor. Televizyonda ‘deprem’ altyazısını gören Twitter’da ‘Moskova’da deprem olmuş’ yazmaya başlıyor. Moskova’da yakınları olan telaşla telefona sarılıyor.
Deprem konusunda ne kadar hassas olduğumuz belli. Bir televizyon kanalı böyle bir altyazı geçerken biraz daha dikkatli olmalı, özellikle de söz edilen maçın üzerinden günler geçmişken ve futbol gündeminde başka şeyler varken.
