Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün başlamıştık, bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz. Londra’daki Quintessentially Epicure etkinliğinde sahneye çıkan şeflerin hepsi birer star gibi algılanıyor. Demonstrasyonların sonunda izleyciler içinde yemek tarifleri olan kitapları gidip şeflere heyecanla imzalatıyor. Aramızda konuşuyoruz, eskiden kimse aşçılıkla övünmezdi, şimdi durum değişti. Star şefler dönemi başladı. Yemek yapışları kadar konuşmaları da etkileyici. Bir tek Fransız şefler İngilizce’de zorlanıyor ama yine de sahne hakimiyetleri müthiş.

Haberin Devamı

Maze’den Tamarind’e yok yok
Yemek sunumları ve tadımlardan sonra fuar alanına geçiyoruz. Burada Londra’nın en ünlü restoranlarının stantları var. Gordon Ramsey’in Maze’inden İspanyol tapascı Iberica’ya, Hint restoranı Tamarind’den Mayfair Hotel’in restoranı Quince’e yok yok. Her standda tadımlık yiyecekler var. En çok ilgimi çeken de gümüş görünümlü plastik çatal bıçaklar. Sunum çok önemli. Burada plastik çatal bıçakla yemek yerken bile bir şıklık oluyor.

Bizde de yapılabilir
Böyle bir etkinlik pekala bizde de yapılabilir. Enmoda.com yurtdışında düzenlenen böyle etkinliklere özel fırsatlar sunduğu gibi belki bizim restoran işletmecilerinin de aklına girip böyle bir etkinliğe ön ayak olur. İstanbul Doors Group restoranlarından Çiya’ya, Mikla’dan Bebek Badem Ezmecisi’ne, Borsa’dan Changa’ya yemeğiyle ön plana çıkan mekanlar böyle bir etkinlik için bir araya gelebilir. İyi bir organizasyon ve tanıtım yapılırsa yurtdışından gastronomi meraklıları da İstanbul’a akın eder.

STAR ŞEFLER DÖNEMi


Hakan’dan haberler

Nişantaşı’nda Hakan Yıldırım’la karşılaştım. Ne kadar çok çalıştığını, ne kadar çok seyahat ettiğini konuştuk. “Artık biraz da tadını çıkar” diyecek oldum. “Yok tatil falan yapamıyorum daha, her işle ilgilenmem gerekiyor, inşallah ileride tadını çıkaracağım” dedi her zamanki tevazusuyla.
Sonra da anlatmaya başladı, Riccardo Tisci’yle konuşuyorlarmış. Biliyorsunuz, Riccardo Tisci Givenchy’nin tasarımcısı ve Givenchy son yıllarda onun sayesinde müthiş bir geri dönüş yaşadı. Riccardo Tisci, Hakan’a “Ben bile 3 hafta tatil yapıyorum, sen de yap” diyor. Hakan’ın cevabı süper, “Ee, tabii sen çalışansın, tatil yaparsın” Gülüyoruz.

Haberin Devamı

Paris defilesi 4 Ekim’de
Hakan Yıldırım’dan bir haber daha, Paris Moda Haftası’ndaki Hakaan defilesi 4 Ekim’de. Hakan’ın Paris’teki defilelerini heyecanla ve gururla takip ediyorum. İzlerken insanın tüyleri diken diken oluyor. Bu anı kaçırmak istemiyorum. Şimdiden 4 Ekim’e rezervasyonları yapmak gerek.

Yemek bahane, sosyallik şahane

Tadım sırasında tanıştığım bir Fransız Paris’ten sırf bu etkinlik için gelmiş. Bu 2 günlük tecrübeyi bir sosyal ağda duymuş, kendisine 42. yaş doğum günü hediyesi yapmış. Miami’den bile sırf bu organizasyon için Londra’ya uçanlar var. Yabancı kiminle tanışsak, yaş ve ülke fark etmiyor, Türk olduğumuzu duyunca hemen Orhan Pamuk’u soruyor. ‘İstanbul’a gelmedik ama Orhan Pamuk’u okuyoruz’ diyorlar. Çok hoşumuza gidiyor.

Telefonu elden düşürmüyoruz!..
Bu arada böyle organizasyonlarda herkes yeni birileriyle tanışıyor. O yüzden tek başına gelenler de çok. Bir yalnızlık, arkadaşsızlık durumu var Londra gibi büyük şehirlerde. Tabii böyle sosyalleşmek son derece medeni aslında. Ama daha da medeni olan herkesin birbiriyle konuşması ve kimsenin bizim gibi elinden telefonu düşüremiyor durumda olmaması. Bizdeki emaillere hemen geri dönme, Twitter’da neler oluyor takip etme, SMS’leri anında yanıtlama hastalığı hemen kendini gösteriyor.
4 kişiyiz, dördümüzün de elinde sürekli telefon. Aynı anda birçok şeyi birden yapabiliyoruz diye sevinmeli mi yoksa gerçekten bağımlı olduk diye üzülmeli mi? Kararsızım.