Cadde Çağla-Gökhan aşkında son durum

Çağla-Gökhan aşkında son durum

23.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çağla-Gökhan aşkında son durum

Çağla-Gökhan aşkında son durum



Çağla-Gökhan aşkında son durum
Uzun süredir Miami’de yaşayan, daha sonra New York’a yerleşen sevgili arkadaşlarım Nurdan Gür ile Gökhan Yüzbaşıoğlu’nu evimde ve Ortaköy’ün kraliçesi Reina’da ağırladım. Sırdaşım İsmail Akkaya ve birkaç dostum da vardı. Hafta sonu olması nedeniyle mi bilmiyorum, Reina tıklım tıklımdı. Sevgili Ali Ünal ve metrdotel Hüseyin Kaya hafta içi de böyle olduğunu söylediler. O gece Reina’nın içindeki hiçbir restoranda tek sandalyelik bile yer yoktu. Allah daha da iyi etsin. Bizim masanın arkasında Hayrettin-Buket Taşdelen çifti dostlarıyla oturuyordu. Yan masada da Gökhan Çarmıklı, güzel sevgilisi Siren Ertan ve arkadaşları vardı. İnci-Erol Aksoy, Ünver Oral ve konuklarını da gördüm. Bir ara purom bitince
Le Cigare’a indim. Benim içtiğim puroyu mekanın ortağı Sabi Totah da kullanıyor. İki de yedek puro alıp dönerken güzel arkadaşım Stelyo Pipis, Çağla Şıkel, Varol Kaynar, Mami ve Hakan’a rastladım. Masadan kahkahalar geliyordu. Bir gece önce de Çağla ile Stelyo’yu Ulus 29’un kulübünde görmüştüm. Yeri gelmişken biraz sıkıştırdım. Stelyo, Çağla’yı çok sevdiğini, asla bir aşk ilişkisinin olmadığını söyledi. Geçmişi sorunca da "E Şeno, sen de amma eşeliyorsun. Valla yok bir şey" dedi. Ardından da Çağla’yı sıkıştırdım. Çağla da Stelyo’nun sadece iyi bir kavalye ve dost olduğunu vurguladı. Çağla ile popun yakışıklı prensi Gökhan Özen birlikteliği tüm hızıyla sürüyormuş. Ama bu nasıl ilişkidir, ben anlamadım. Çağla geceleri fink atıyor, Gökhan evde onu mu bekliyor? Gökhan ile Çağla aşkının reklama dayalı bir ilişki olduğunu ilk ben yazmıştım. Ardından POSTA Gazetesi’nin ilavesi olan Dolce’de de sevgili Müge Dağıstanlı köşesinde açıklamıştı. Nitekim dünkü Hürriyet Gazetesi’nde çıkan haberde bizim duyumlarımızı doğruladı. Bu arada Gökhan’ın ekranlara çıkıp "Bu yaşadığımız aşk değil, yalnızca heyecan. Aşk farklı bir olgu" diye konuşması Çağla’yı çileden çıkarıyormuş ama yakınlarına "Olsun, o daha çocuk. Ayrıca yeni albümü için stüdyoda,
o nedenle ben yalnız çıkıyorum" diyormuş. Açıkçası Çağla Şıkel-Gökhan Özen aşkı pek sahici gelmiyor bana.
Her neyse canım. Reina’da içki olarak Doluca Şarapları gözdeymiş. Villa Doluca Beyaz en gözde olanıymış.
Le Cigare’dan Köşebaşı’na uğradım. Buranın ortağı Ali Akkaş yıllardır tanıyıp sevdiğim bir isimdir. Baktım, orada da insanlar masa bekliyor.
O kalabalıkta diş doktoru Nihat Tanfer’i eşi ve yakışıklı oğluyla birlikte merdivendeki kalabalıktan sıkışmış halde gördüm. Atilla Aksoy, Tansu-Özer Çiller’in küçük oğlu Berk, Semra Özal, Rober Hatemo, Fulden Uras, Serdar Ortaç, Sergen Yalçın, Haluk Yorgancıoğlu binlerce kişi içinden gözüme takılanlar oldu. Masamıza garsonlar Sırrı Şahin ve Sabri
Öztürk baktı. Sabri yıllardır Etiler Şamdan’daydı. Onun dışında Şamdan’dan birkaç personel daha Reina’da işe başlamış. Sizin anlayacağınız başta Ekrem ve Hüseyin olmak üzere beyin takımı dağılmış. Üzüldüm. Ön yemek olarak zeytinyağlı enginar, karidesli sebze çorbası, greyfurt dilimleri ve taneli hardal soslu yengeç salatası aldık. Ana yemekte ben kalkan ızgarayı tercih ederken konuklarım dana madalyon, sığır eti bonfile, piliç fileto ve Köşebaşı’ndan kebap istediler. DJ Selim çok genç olmasına rağmen iyi müzik yapıyor.
Yine de Reina’nın içinde yer alan Safran’ın sahibi Aslı Altan’a arada bir danışsa fena olmaz.
Kış sezonunda olduğu
gibi yazın da Cenkhan’ın şovu devam ediyor.

Nez’in ayrılması Q Jazz Club’ı olumsuz etkilemedi bence. Nez’i bir kere seyrettim. Yanımda sevgili Yazgülü Aldoğan, f&f Halkla İlişkiler’in sahibesi Feyza Fırat ve Ayşe Azizoğlu vardı. İkinci şarkısında tuvalet ayağına kalktım. Çünkü sahnede tek gördüğüm, iyi dans eden düşük, kocaman kalçalı bir kız çocuğuydu. Kimse kusura bakmasın, Nez abartıldığı gibi değil. Buna karşılık Sibel Tüzün sanat icra ediyor. Onu daha önce Keops’da Türkçe şarkılar söylerken izlemiştim. Bu kez
Q Jazz Club’da İngilizce repertuvarını keyifle dinledim. Bir kez daha sırf onu dinlemeye gideceğim. Sibel Tüzün pazartesi ve cuma geceleri
Q Jazz Club’da. Bir gece önce aynı yerde ‘Ladies in Red’ konseptiyle düzenlenen davet hayli renkli geçmişti. Mankenler Şenay Akay, Didem Taslan, Hatice Şendil’in şovu çok başarılıydı. Konuklar arasında kimler yoktu ki; Campari’nin Güney Avrupa Bölgesi Ürün Geliştirme Direktörü Nadir Yelkenci
ve zarif karısı Ayda, sosyetenin gözde isimlerinden Meral-Ural İkizler, Gülgün-Öner Tüzün, şarkıcı-oyuncu Sibel Turnagöl, Gönül Yazar, Füsun Önal, Yapı Kredi Sigorta’nın Genel Müdürü Erhan Dumanlı seyahatte olduğu için davete dostlarıyla gelen Nilgün Dumanlı, Feyza’nın ağabeyi Ateş Fırat, estetik uzmanı Prof. Dr. Nazım Durak, Ankaralı sosyetik-çapkın Aslı Gedik, Süleyman-Füsun Kosif... Q Jazz Club’ın telefon numarası (0212) 236 21 21. Saç doktorum Veysel Şenel, karısı Aynur, Kartal Devlet Hastanesi’nin başarılı cerrahlarından arkadaşım Hüseyin Ekinci ve kız kardeşi olan Kanal D Londra temsilcisi Ayşegül Ekinci’yi Ulus 29’a yemeğe davet ettim. Herhalde buraya 2-3 senedir yemeğe gitmemiştim. İşletmeci Salih Saka ve Suat Ateşdağlı çok ısrar ettiler, biraz da çocukları onore edeyim diye gittim. Şef Nezih Küçüksu ve garsonlar İsmet Öztürk ile Alper Gürsoy masaya baktılar. Mutfak Şefi Carlo Bernardini ve Osman Çömez’e bir çift sözüm var; yemeklerin tadına baksınlar. Dünyanın en pahalı restoranlarında yemek yiyen ben ve dostlarım, ne yazık ki o gece mönüden hiç memnun kalmadık. Benim bildiğim, kuzu külbastıyı Ulus 29 ve Etiler Şamdan dışında hiçbir restoran güzel yapamazdı. Ama o gece yediğimiz kuzu külbastı yağlı ve sinirli bir etten yapılmıştı, üstelik lezzetsizdi. Başlangıç olarak masaya tulum peyniri, közbiberli minik pizza, fener balığı salatası geldi. Ana yemekte ise beğendili pilav ile kuzu külbastı, piliç ızgara, domates ile kaplanmış kuzu sırtı, soya sos ile marine edimiş Pekin ördeği istedik. Ördek hariç gelen yemekleri kimse beğenmedi. Ödediğim hesap hatırı sayılırdı, çöktüm. Bence mekanın kulüp kısmında yemek daha mantıklı. Zaten çevreye şöyle bir baktım da hep yabancılar vardı. Daha sonra kulüp kısmına geçtik. Oranın mönüsüne göz gezdirdim, diyecek birşey yok. Muhteşem. Üstelik fiyatlar çok daha cazip. Müzik ise enfes. Bundan böyle beni ve dostlarımı yemek konusunda kulüp kısmı daha çok açar. Yazımı yazarken Dr. Bilal’in menajeri olan sevgili Cengiz Karaduman aradı. Levent’te bulunan katlı otoparktaki ortaklıktan ayrılmış. Hafta sonu Bilal, Emel Sayın ile birlikte KKTC’deki Jasmin Court’da sahne alacakmış.
Davet etti ama Bodrum’a sözüm
olduğu için kabul edemedim.

Ulus 29 sonrası gittiğimiz Baltalimanı’ndaki Şaziye’de, Kenan Doğulu’nun ilk gecesiymiş. Patronlar Nedim Binler ve Aykut Kutluel yakın arkadaşlarım, üstelik de dünya beyefendisi insanlar. Kenan’ın da sahnesini severim. Dekorasyon değişmiş, muhteşem olmuş. Bir sahne yapmışlar; insan Kenan’ı mı izlesin, yoksa o muhteşem manzarayı mı şaşırıyor. O yüzden sarhoş bile olamıyorsunuz. Tabii gala gecesi olduğu için herkes oradaydı. Yan masamda Kenan’ın dünya güzeli kız kardeşi ve annesi oturuyordu. Serpil Hanım (Doğulu) çok neşeliydi. Masalara göz gezdirdim, önde bizim ‘üç silahşörler’; Televole’nin harika çocuğu Can Tanrıyar, hızlı çapkın Murat Varol ve sevgili Mustafa Çağlar oturuyordu. Can’ın hayat arkadaşı Petek Dinçöz stüdyoda olduğu için gelmemiş. Rahatsızlığını atlatan ve eski sağlıklı günlerine dönen işadamı Numan Ceyhan ve karısı Arzu, Ayşe-Levent Çebi, Nilgün-Ülkan Delikan, Derin Mermerci, Ralf Tezman, Çağla Şıkel ile adı aşk dedikodularına karışan Volkan Büyükhanlı, Yeşim Salkım, Ayyıldız Mayoları’nın veliahtı Murat Erdoğan, Faruk ve Tarık Miras o gece eğlenenler arasındaydı. Kenan’a eşlik eden orkestrada Tarık Sezer, Turan Öğnül, Tahsin Endersoy, Hami Barutçu, Turgut Alp Bekoğlu, Atalay Durmaz vardı. Vokaller ise Cem Öcal, Sıla Gençoğlu, Murat Çekem’di. ‘Tükendim Boşver’ adlı meşhur şarkısı ile programına başlayan Kenan ‘Ex Aşkım’, ‘Kime Ne?’, ‘Ellerimde Çiçekler’, ‘Hiç Bana Sordun mu?’, ‘Gelinim’, ‘Tutamıyorum Zamanı’,
‘Aşk Oyunu’, ‘Elveda Meyhaneci’ gibi birbirinden ‘in’ şarkıları art arda patlattı. Valla çok keyifli bir geceydi. Şaziye’nin telefon numarası (0212) 323 31 30.

Çağla-Gökhan aşkında son durum
Darüşşafaka Çetin Berkmen Spor Tesisleri’nde spora devam ediyorum. Tesis bugünlerde çok hareketli. Yaz spor kampları başladı. Ortalık cıvıl cıvıl. Tam, yarım ve saatlik olan spor kurslarına acayip talep var. İşletmeciler olan sevgili arkadaşlarım Necdet Göral ve Celal Altınel gerçekten bu işi iyi biliyorlar. Yıllardır rakipsiz olduklarına şaşmamak gerek. Bir ara Figen Erman (Oral) yüzüyordu. Herhalde
50 yaşında filan vardır ama mankenlik günlerindeki gibi güzel ve diri bir vücuda sahip. Damla Günay, Elite Model Look finalistleri, Duygu Ulaş spor yapanlar arasındaydı. Duygu kas yapmaya çalışıyor. Ne kadar vücut geliştirme aleti varsa denedi. Akşam kankam Şefik Öztek’i ihmal ettiğim için soluğu konuklarımla Laila’da aldım. Sevgili Ali Sayar ve Cenk Eren yanımdaydı. Cenk gece işi yapıyor ama nedense evinden zor çıkıyor. O gece Ali ile kolundan tutup evden çıkardık. Cenk, dün Çeşme’de Polo 13’ü açtı. Bugün de kısmetse, Bodrum’daki eski Şaziye’nin yerine açılan Polo 13’ü, helikopterle Çeşme’den giderek açacak. New York’dan yeni dönen Cenk bu yaz da bana göre en şık solistlerden. Roberto Cavallini, Dolce&Gabbana gibi ünlü modacıların kıyafetlerini almış. Küçük bir servet harcamış ama değmiş doğrusu. Laila girişinde DJ Can Hatipoğu ile karşılaştık. Can’ı çok başarılı bulurum, üstelik sempatiktir de. Şimdi adı Anjelique olan Joy’da çalıyordu daha önce. Laila’nın bu yılki ‘in’ mekanlarından olan Lounge Circus’a takıldık. Buranın sahibesi sevgili Esra Çavuşoğlu ile Mimar Emin Uras
çok şık bir yer yapmışlar. En kısa sürede yemeğe gidip size mutfağını da anlatacağım. Ama Esra’nın bu konudaki titizliğini ve başarısını biliyorum. Daha önce Ritz’in altında işlettiği Lounge’da da çok iyiydi. Telefon numarası
(0212) 236 28 25. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun.

Yazara e-mail: