Cem Mumcu

Cem Mumcu

cemmumcu@okuyanus.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aslında sanal dünya artık sandığınız gibi sanal değil. Yaşamın içine karıştı, yaşam da onun içine. Bundan böyle hayatta ne görüyorsanız aynısını orada da göreceksiniz. Şu ana kadar neler oldu?


SANAL SANMAYIN


ABD Başkanı Barack Obama’nın twitter’daki siyasi kampanyasının oy oranını artırdığı iddia edildi. Twitter’ın ziyaretçi sayısı, 2008 seçim gecesinde yüzde 40 artmıştı; Obama seçimi kazandı.
SANAL SANMAYIN



‘District 9’ ve ‘Paranormal Activity’ filmleri düşük reklam bütçelerine rağmen twitter’ı kullanarak büyük bir izleyici sayısı yakaladı.

- Geçenlerde oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu’nun eşinin kendisini aldattığını bir twitter mesajından gördüğü söylendi. Yani sanal dünya aynı gerçekte olduğu gibi dedikodu ve haber alma aracı.
- Amerika’da bir kadın, iki yaşındaki oğlu yüzme havuzunda boğulurken olayı twitter’da paylaştı, onun için dua etmelerini istedi. Dolayısıyla dua ve tâziye için kullanılabilir. Hatta mevlit bile yapılabilir. Mesela namaztwit.com’dan namaz vakitleri twitleniyor.
- Kış koşulları nedeniyle uçağa binemeyen bir İngiliz, havalimanına öfkesini twitter’a yazdı: “Sana bir hafta süre veriyorum, eğer bu yaptığın pisliği temizlemezsen gelip seni havaya uçuracağım.” Terör Şubesi mesajı bir güvenlik tehdidi olarak gördü ve adamı yedi saat sorguladı. Serbest bırakıldı ama hakkında soruşturma başlatıldı ve Doncaster Havalimanı’na ömür boyu girmesi de yasaklandı.
- Kanada’da bir çocuk şarkıcı, albümünü tanıtmak için bir alışveriş merkezinde imza günü düzenledi. Yoğun ilgi izdihama neden oldu, bir çocuk yaralandı. Polis, müzik şirketinin albümü, twitter sayfalarında halka açık şekilde yayınlamasını istedi. Şirket bunu yapmayınca firmanın yöneticisi tutuklandı.
- İngiltere’de bir reklam şirketi iş başvurusu yapacak adayların bunu twitter’dan yapmalarını istedi.
- Hollandalı vekiller parlamentoda twitter mesajı yazdıkları için dışarı çıkarıldılar.
- Birleşmiş Milletler, Suriye’deki Iraklı göçmenlere, dükkanlarda kullanabilecekleri sanal yiyecek kuponları yolladı.
- Amerikan Kızıl Haç’ı twitter’ı acil durumları duyurmak için kullanıyor ve bu geleneksel medyadan çok daha hızlı bir şekilde halka ulaşıyor. Twitter’ın İran seçim protestoları süresince kullanımındaki rolü nedeniyle Nobel Barış ödülüne adaylar arasında olduğu konuşuldu.
Daha neler olabilir diye düşünecekseniz bence aklınıza gelen her durumu ekleyin. Dedikodu, suç, aşk, medya, bilgi, siyaset, reklam, seks, sağlık, alışveriş, para, kavga, sanat, inanç, evlilik, boşanma, sahtekarlık, oyun, eğlence, sosyal sorumluluk, eğitim, kültür, edebiyat, felsefe, delilik, hastalık, adalet, dostluk, düşmanlık, sinema ve her şey. Ve her şeyin, tıpkı hayatın kendisinde olduğu gibi iyi ve kötü olanı, güzel ve çirkin olanı, doğru ve yanlış olanı, tehlikeli ve güvenilir olanı.

SANAL SANMAYIN


Astronot Michael J. Massimino, mayıs 2009’da Hubble Uzay Teleskobu bakım aşamalarını twitter yoluyla ‘dünyadaki’ kamuoyuna ulaştırdı. Bu , twitter’ın uzaydaki ilk kullanımı oldu.


Sanat ‘iş’lerinde Ergenekon tavrı
Geçen akşam televizyonda Saba Tümer’in programını seyrederken twitter’a şöyle yazdım: “Bazen rahat konuşmamı engellediği için mesleklerimden birinden rahatsızlık duyuyorum.” Ben çoğunuz gibi öyle ağız tadıyla insanlar hakkında tanı içeren laflar edemem. Etmemem de lazım gelir. Zira insanlara teşhis, onlara hakaret olsun diye konmaz. Teşhis o kişinin şifası için konur. Yine de o ‘bilgi’yi kullanmadan birkaç satır laf edeceğim. Ekranda Zülfü Livaneli vardı. Resmi sitesinde “Boğaziçi’nde bir Rönesans insanı” olarak tanımlanan Sayın Livaneli için sadece şunu söylemek istiyorum: Güzel yaş almamış, iyi yaşlanmamış. En azından dekompanse olmayacak kadar ehilleştirmiş olmalıydı kendisini. Yine de sadece kişilik özellikleri söz konusu olsaydı bu satırları yazmayacaktım. Ama öyle bir yere geldi ki söyledikleri. İşte o zaman yazar tarafım galebe çaldı. Zülfü Livaneli’nin filmini beğenmemek, vatan hainliği ile eşdeğer görünüyor. Bunu kendisi beyân etti. Türk halkını, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi bu düşmana da tokat vurmaya çağırdı. Düşman kim derseniz: filmi beğenmeyenler ve bunu ifade edenler. Yazdıklarınızı sığ bulurdum, sesinizi detone; filmleriniz ise benim zevkime hitap etmezdi: Yine de saygı duyardım ama özür dileriz Zülfü Bey; sanat ‘iş’lerinde de Ergenekon tavrı tasfiye oldu.


adabımuaşer@yahu.com
Geçenlerde genç bir arkadaş, yazılar yazdığını ve okuyup değerlendirirsem çok sevineceğini yazdı bana Facebook’tan. İnsanın bir yazara böyle bir mesaj göndermesi çok doğal. Bu talebin sıklığı nedeniyle genelde zarafetle zaman isterim. Yani hakikaten de okuyacağım ilk fırsatta yazılarını. Ve fakat aynı arkadaşın neredeyse her gün beni kendisine hayran olmaya çağırmasını anlayamıyorum. Daha önce bir yazımın içinde konu etmiştim. Fakat bitmek tükenmek bilmeyen biçimde devam ediyor. Arkadaşlar, insan kendisine hayran sayfası açmaz. Hadi bu saçmalığı yaptı. Kendisine hayran olması için birilerine davet göndermez. Haddi zatında şöyle bir önerim var. Sanal dünyada ne konuşuyor, ne yapıyorsanız onu yapmadan önce “Bunu gerçekte yapabilir miyim, yapmayı tercih eder miyim?” diye bir düşünün. Mesela birinin evinin kapısını çalıp veya telefon açıp “Bana hayran ol” der misiniz? Derseniz eğer başlığı bir daha okuyun.

SANAL SANMAYIN


Haftanın önerileri
Kitap: Kaçan Ayna, Giovanni Papini, Dost Kitabevi Yayınları
Film: Tetro, Yönetmen: Francis Ford Coppola
Müzik: Tetro Soundtrack, Dante Anzolini
Web Sitesi: www.stressyado.com
Mekân: Vonalı Celal, Perşembe, Ordu; Cankurtaran, İstanbul