Cadde Ceylan: Festivaller çok önemli

Ceylan: Festivaller çok önemli

12.06.2009 - 23:26 | Son Güncellenme:

.

Ceylan: Festivaller çok önemli

Dünyaca ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Altın Koza Film Festivali kapsamında Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü aldığı ‘Üç Maymun’ filminin ekibi Ebru Ceylan, Hatice Aslan, Ercan Kaya ve Ahmet Rıfat Sungurcan ile Adanalıların karşısına çıktı. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'ndaki yapılan ve yoğun ilgi gören Nuri Bilge Ceylan Sineması konulu söyleşide vatandaşların sorularını yanıtlayan Ceyhan, film çekmeye nasıl başladığını anlattı. Üniversite eğitiminin ardından Londra'ya gittiği ve garsonluk yaptığı bu dönemde, izlediği bir filmin ve kitapların etkisiyle, aradığının doğuda olduğu fikrinin uyandığını anlatan Bilge, “Otostopla Yunanistan'a gidip, oradan Hindistan ve Nepal'e gittim. Dağlarda yürüyor, insanlarla konuşuyordum. Kendime bir amaç arıyordum. Amaçsızlık ve kararsızlık, insana en büyük acıları veren şey. Böyle bir zamanda, bir tapınağın üzerinde oturup düşünürken, birden askerlik yapmaya karar verdim. Nasılsa yapmak zorunda olduğum ve beni düşünmek, karar vermek eziyetinden kurtaracak bir şeydi. Askerlik, bana gerçekten çok iyi geldi. Özgürlüğün aslında taşınması çok zor olduğunu kabul etmek lazım. Bağımlılık, insanoğlunun derinden istediği bir şey. Özgürlük, ‘keyfilik’ anlamına geldiğinde, acı verici ve aşılması kolay bir şey değil. Askerlik, Boğaziçi Üniversitesi'nin soyutlaştırıcı etkisiyle biraz kendimi yalıttığım Türk toplumuna sıcak bir sevgi oluşturdu içimde. Sinema yapmaya bu dönemde karar verdim” diye konuştu.

‘DUYGUSAL FİLMLER, ÇOK İLGİ ÇEKMİYOR’
Bu yıl Altın Koza'nın Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması Büyük Jüri Başkanlığı görevini üstlenen Ceylan, festivallerin filmler ve yapıldığı şehirdeki insanlar için çok önemli olduğunu kaydetti. Festivallere katılmayan filmlerin dağıtım ağının güçsüz kaldığını anlatan Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Dünya genelinde festivaller çok önemli. Belirli bir azınlığı ilgilendiren, duygusal filmler çok ilgi çekmiyor. Dolayısıyla piyasada dolaşmıyorlar. Dolaşan filmler, birbirine benzeyen, yüzeysel konuları işleyen, belirli bir bireyselliği taşıyan filmler oluyor. Bu tür filmler, en çok Cannes'da satın alınır. Bir filmi vizyona sokmak, pahalı yatırımları gerektiriyor. Reklam, afiş, ilanlar gibi her harcama alanı, yatırımcıyı korkutuyor. Benim filmim Cannes'da ödül aldığı için daha fazla satılıyor. Belirli bir etiket olması, filmin satılmasını etkiliyor. Bir festivale katılmak, ödül almak, filmin satışını çok etkiyor. O şehirdeki insanlar da aynı anda birbirinden farklı birçok filmi izleme fırsatı buluyor.”