CRUISE TURiSTLERİ ARTIK ÇEŞME'YE GELECEK

Türkiye, cruise turizminde daha emekleme aşamasında bile değil. Bu konuda son beş yıldır ciddi bir çalışma içindesiniz. Çalışmalar ne durumda?
Limanı devraldığımız 2003 tarihinde başlattığımız cruise turizmi çalışmaları son aşamaya geldi. Çeşme Limanı'nda yapımı süren ikinci iskele Mayıs 2011’de tamamlandıktan sonra şu anda kulla-nılan mevcut iskele 335 metre çıka- rılacak ve 2012’den itibaren cruise gemilerine de hizmet verecek.

Çeşme Limanı'nı Özelleştirme İdaresi'nden 30 yıllığına 12 milyon dolara kiraladınız, yatırım için ne kadar harcadınız?
Çeşme şirin, çok güzel bir kasaba. Çeşme Limanı'nın imar ve ihyasını, uluslararası önemli bir liman haline gelmesini istiyoruz. İdealimiz mevcudu üçe katlamak, öncelikli hedefimiz ise cruise gemilerini getirmek. Çeşme, Akdeniz çanağında dolaşan cruise’ların uğrak yeri olursa sosyal ve ekonomik yapı tamamen değişir. Bunun olabilmesi için yatırım şart. Bugüne kadar ihraç mallarımızı Avrupa'ya taşıyan gemiler de dahil olmak üzere 90 milyon dolarlık yatırım yaptık. 2014 yılına kadar yatırımlarımız sürecek ve 100 milyon dolara ulaşacak.

“İzmir limanı şişti”
Bu yaz ilk kez Çeşme Limanı çıkışlı Yunan Adaları cruise turları da yapılmaya başlandı.
Avrupa’da her yıl cruise ile seyahat eden 26 milyon turist var. Seyahat acentaları belirli aralıklarla çıkış limanlarını değiştiriyor. Örneğin Thomson Celebration yıllarca Rodos’u çıkış limanı olarak kullandı. İngilizleri uçakla Rodos'a getirdi ve gemiyle tura çıkardı. Rodos'u görmeyen kalmayınca bu yıl çıkış limanını Marmaris yaptı. Bu yaz bir seferinde Atina'da sıkışıklık yaşayıp İzmir’e geç kalınca Çeşme’ye yanaştı ve çok memnun kaldı. Çeşme’yi de programlarına alacaklar. Çünkü İzmir limanı şişmiştir, bu limana alternatif Çeşme'dir.

Türkiye'ye gelen turist sayısını artırmak için neler yapmalıyız?
Yapılacak dört şey var. Birincisi Türkiye'de sezonu uzatmamız gerekiyor. İkincisi başta bölge ülkeleri olmak üzere ve tüm dünya kamuoyunda bu işi çok iyi tanıtmalıyız. Üçüncüsü Türkiye’de sulh ve sükuneti temin edeceğiz. Kaos olan yere turist gelmez. Dördüncüsü ise doğaya saygıyı öğreneceğiz. Denizleri temiz tutamıyoruz, doğayı koruyamıyoruz. Ağaçları acımasızca kesiyoruz. Doğa da bizden intikamını alıyor. Turizm bir bütündür. Turizmin bir kısmını yapıp diğerini göz ardı ederseniz bir yere varamazsınız. Sahil açısından baktığınız zaman üç tarafımız denizlerle çevrili, adalar dahil 8 bin 333 km. sahil şeridimiz var. Ama kullanmıyoruz, kullanamıyoruz. Biz turizmi yeni bina yapmak olarak düşünmüyoruz. Bina değildir turizm, tarihtir.

Ulusoy olarak dört tane denizcilik anadolu meslek lisesi yaptırdınız, beşincisinin temeli seneye atılıyor. Neden meslek lisesi?
Adı üzerinde meslek lisesi. Mezun olan meslek sahibi olacak. Meslek sahibi olan iş bulacak. Mesleki eğitim dünyanın her yerinde çok önemsenen bir eğitim. Almanya’da, Amerika’da, İngiltere'de bu eğitim yüzlerce yıl önce başlatılmıştır. Bizim meslek eğitimi veren okullarımızı da Mustafa Kemal açmıştır. Sanat okullarını, halk evlerini kapattıktan sonra bizde eğitim bir türlü ayağa kalkamadı. Düz lise mezunu çocuk bir şey bilmiyor, lise mezunu ama gariban. Üniversite mezunu da öyle. Mezun olduğu üniversiteye işçi olarak giriyor, çünkü mezun olduktan sonra iş bulamıyor. Ben her beyanatımda, her televizyon konuşmamda meslek liselerinin önemini vurguluyorum. Şu anda 70 tane denizcilik meslek lisesi var. Bunun da dört tanesini ben yaptım. Okullarımızdan mezun olanlar hepsi iş buluyor.

“Ara eleman bu işin omurgası”
Hem eğitime önem veriyorsunuz, hem de tecrübelerinizi kitaplaştırmaya başladınız.
Kalıcı olan iki tane şey var. Birisi yapılan okul, diğeri yazılan kitap. Kitap bir dünyadır, geri kalanların hepsi dünyalıktır. Onun için hayırseverlere sesleniyorum, “Gelin okul yapın, yapamıyorsanız derslik yapın, ama bu kervana mutlaka katılın.” Hayırseverler okul yapsalar Türkiye’de eğitim önemli ölçüde çözülür. Meslek lisesi çünkü ara eleman bu işin omurgasıdır. Ara eleman yetiştiremezseniz merdiveni çıkamazsınız. Eğitim seferberliği olmadan, ülke-mizin insanını eğitmeden, hiçbir yere varmamız mümkün değil.
Zor bir coğrafyadayız, okumayı sevmiyoruz. Biz insanımıza okumayı sevdireceğiz. Nasıl ki dışarıda insanların plajda dahi elinde bir kitap varsa, otobüste, metroda, parkta otururken elinde bir kitap okuyorsa bizde de öyle olmalı. Biz bu seviyeye gelmediğimiz sürece Türkiye bir yere gelemez.

‘AĞAÇLARIN KESiLMESiNE GÖNLÜM RAZI OLMADI’

Yaptırdığınız Çeşme Ulusoy Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi’ndeki ek atölye binası için bazı ağaçların kesileceğini fark ettiğinizde projeyi iki defa değiştirttiniz. Bu sayede ağaçlar kesilmekten kurtuldu.
Evet öyle, ağaçların kesilmesine gönlüm razı olmadı. Antalya Kemer’de 22 yıl önce yaptırdığım, 900 yataklı Kemer Holiday Club tatil köyünde 876 ağacın hiç birine dokunmadan inşaatı gerçekleştirdik. Biz büyüklerimizden böyle gördük.