Defne Aruoba Akpınar

Defne Aruoba Akpınar

cadde@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KENDiMi KONTROL EDEMiYORUM


Soru:
45 yaşındayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Son zamanlarda yakınlarımla konuşurken sinirli biri olmaya başladım. En ufak bir aksilikte hemen karşımdakine bağırmaya başlıyorum. Bağırmaya başlayınca da ağzıma geleni söylüyorum. Özellikle de eşime denk geliyor bu patlamalarım. Mesela geçenlerde işten gelmiştim. Eşim televizyonun bozulduğunu söyledi. Ben başladım eşime bağırmaya. Çok ağır laflar etmişim, ben hatırlamıyorum o sırada ne söylediğimi. Sonra ben sakinleşince eşim “Beni çok rencide ettin” dedi. Çok utandım. Ben de, eşim de okumuş etmiş, aile terbiyesi almış insanlarız. Şimdi bu hale düşünce ayıp geliyor bana, sonrasında kötü hissediyorum. Ama bir türlü de kendimi kontrol edemiyorum. İş ortamında kasıyorum kendimi ama orada bile oluyor. İş arkadaşlarımla aram bozuldu artık bu yüzden.
Ben neden böyle bir insan oldum bilmiyorum, ama böyle insan kırmaya devam etmek istemiyorum. Bana yardımcı olun lütfen.


CEVAP: Kontrol edemediğiniz öfke patlamalarınız olduğunu söylüyorsunuz. Öfke, istemediğimiz şeyler olduğunda, engellenmiş hissettiğimizde ya da işler yolunda gitmediğinde hissettiğimiz bir duygudur. Aslında uygun sekilde ifade ettiğimizde oldukça sağlıklıdır. Bizi, bize iyi gelmeyen ortamlardan ya da kişilerden uzaklaştırır, onlarla aramıza mesafe koyar. Ancak sizin anlattığınız öfke hali sağlıklı bir dozda verilen tepkiden fazla bir şey. Öyle ki sonrasında ‘utanıyorsunuz’, ‘üzülüyorsunuz’, ‘pişman oluyorsunuz’.
Demek ki kendi içinizde kendi duygularınızla bir kopukluk yaşamaktasınız. Bu gibi dışavurumlar genelde kişi uzun süredir içinde bir şeyleri saklıyorsa, bastırıyorsa ortaya çıkar. Mesela aslında hayatınızdan, karınızdan, işinizden çok sıkılmış olabilirsiniz. Ya da yaşlanıyor olmaktan, krizden, çocularınızın geleceğinden korkuyor olabilirsiniz.
Mesela televizyonun bozulmasıyla yaşadığınız öfke patlaması. Nedir orada gerçekten kızdığınız şey? Bu sorunun cevabını arayın. O gece televizyon izleyemeyecek olmanız mı? Şimdi bir de televizyon tamiriyle uğraşmak zorunda olmanız mı? O gün iş yerinde yaşadığınız aksaklıklardan dolayı sıkkınken televizyonun bozulması da bardağı taşıran son damla olduğundan mı?
Bazen bir davranışı neden yaptığımızı anlamak için davranışın sonucuna bakmak önemlidir. Siz davranışınızın sonucunda yalnız kalıyorsunuz, sizden çekinen, size bir şey söylemeye cesaret edemeyen insanlarla çeviriliyorsunuz. Belki de içte bir yerde istenen yalnız kalmak, yalnız bırakılmak. Madalyonun diğer yüzünde de aslında yalnız bırakılmış hissettiğiniz için yaşadığınız öfke olabilir.
Bazen de bazı duyguları hissetmek bize zor gelir. O zaman o duygu yerine bizim için daha ‘kabul edilebilir’ bir duyguyu koyarız. Kendinize sormanız gereken bir soru da şu: gerçekten öfkeleniyor musunuz, yoksa öfkeniz size zor gelen bir başka duyguyu saklamak için bir kamuflaj mı?
Mesela, bir şeylere üzüldüğümüzde, hayatla ilgili endişelerimiz olduğunda, ya da bir açığımızın görüldüğünü hissedip utandığımızda derinde hissettiğimiz şey aslında üzüntü, endişe ya da utançtır. Ama biz, kişi olarak üzülebilen biri değilsek (aynı şekilde endişe ve utanç için de bu geçerli) onun yerine daha hoyratça kendimizi ifade edebildiğimiz bir duyguyu koymak kolay gelir. Öfke gibi.
İşte bu durumlarda öfkeli hal gerçek değil, başka şeyleri gizlemek için aşırı öne çıkan bir kamuflaj olur. O yüzden lütfen kendinize sorun: Gerçekte hissettiğiniz şey ne? İş yerinde işle ilgili bir şey sizi kaygılandırdığı için bu kadar öfkeleniyor olabilir misiniz? Ya da genel olarak hayatla ilgili kaygılarınız olduğu için mi en ufak bir olumsuzlukta hemen parlıyorsunuz?
Şu noktada yapmanız gereken en öncelikli şey öfkenizi anlamaya çalışmaktır. Ben şimdi neye kızıyorum? Gerçekten hissettiğim şey ne? Karşımdakine bağırınca kendime ve karşımdakine ne yapmış olacağım? Sonrasında kendimi nasıl hissedeceğim?
Bunların dışında, öfke anlarında, öfkelendiğiniz ortamdan uzaklaşmayı (mesela iş yerinde bir 10 dakika mola vermek) ve sakinleşince problemle ilgilenmeyi, derin bir diyafram nefesi almayı ve kendinize “Şu an kızgınım ama sakinleşiyorum” diye telkinde bulunmayı ya da kendinize “Bağırmak yerine, sakince, sözlerinle öfkeni ifade et” deyip, öfkelendiğiniz kişiyle konuşmayı deneyebilirsiniz.