Bundan böyle haftada iki gün Cadde’deyim... Günlük yaşama, ilişkilere, sosyal olaylara dair notları, söylemek istediklerimi sizlere aktaracağım için de pek mutluyum. Bu köşede olmayacak tek şey ağır siyaset. Onun yeri Milliyet ana gazeteye yapmaya devam ettiğim röportajlar. Pazartesi ve perşembeleri bu köşede buluşmak üzere...

‘İLİŞKİ’DEN SINIFTA KALANLARDAN MISINIZ?

“Hayat bir okulsa, üç önemli dersi var” demişti önemsediğim bir kitap.
Biri meslek, diğeri sağlık, bir diğeri ise ilişkiler.
Bu derslerin ‘hepsini birden’ geçmezseniz; diğer derslerdeki notunuz ne olursa olsun, hayattan mezun olamıyorsunuz.
İflah olmayan bir öğrenme ve kişisel gelişim dürtüm olduğu için; evliliğim bittiğinde hayatımı ölçme-biçme gereği hissetmiştim. 18 yaşından beri çalışıyordum, mesleki grafiğim hep tatmin edici olmuştu, 36 yıla parlak bir kariyer, iki şahane çocuk, olanca eğitim, birkaç yabancı dil ve harika dostluklar sığdırmıştım.
Yani ders ders ayırıp bakınca...
Hoca olsam, meslek ve eğitim konularında kendime çok iyi not verirdim.
Sağlık? Orada da nice sınavdan geçtim, hastalıklar yendim. Sağlık ve fizik gayet yerinde diyebiliriz.
Peki ya, ilişkiler?
İşte orada baktım ki, kendimi değerlendiremiyorum bile!
23 yaşında evlenmiştim, öncesinde doğru dürüst ilişkim olmadığı için erkekleri tanımıyordum. Beş uzun yıl kendimden büyüklerin TV dünyasında tecrübelenmiş olmak, ‘iş kaslarımı’ geliştirmiş ama ilişkisiz yaşam, beni duygusal olarak 19’larımda bırakmıştı. Evlilik işine onca yıl emek verdikten sonra insan kendine soruyor haliyle, ‘nerede yanlış yaptım, neyi göremedim, yoksa evlilik kurumu mu yanlış’ diye.
Kollar sıvandı, uzman kitaplar hatmedildi. Ardından bekar bir kadın olarak, kadın ve erkekleri gözlemleme işi başladı, inanın çok eğlenceliydi.
Bunlara bir de yabancı psikologların online dersleri de eklenince, kendi çapımda bir yaşam koçu oldum!
Son birkaç yıldır arkadaşlarımı, çocuklarımı, hatta onların arkadaşlarını dinliyorum; okuyup öğrendiklerimden yola çıkarak tavsiyelerde bulunuyorum.
Bunları niye anlatıyorum?
Çünkü bu köşede ilişkilere bolca yer vereceğim. Sadece kadın-erkek ilişkisi değil, arkadaş, çocuk, ebeveyn, tüm ilişkilere.
‘Ahkam kesiyor’ değilim yani, arkasında ciddi bir efor var.

Haberin Devamı

KİLİT SORUYU SORUN KENDİNİZE

İlişki dediğimiz şeylerin bütünü neyse, hayattaki duruşumuz da o!
Kendine güvenli ya da ezik miyiz? Hayattan istediğimizi alabiliyor muyuz? Cesur muyuz, korkak mı? Başarılı mıyız, başarısız mı?
Bu soruların cevaplarını başta kendimizle olan ilişkimiz olmak üzere, hayatla ilişkimiz belirliyor. Yani ilişki şekil veriyor hamurumuza.
Bugün kendiniz için birşey yapın; ilişkilerinize ‘destek testi’ uygulayın. Destek, ilişki için turnusol kağıdı gibi birşey. Varsa ne iyi ama yoksa, ne kadar zor olursa olsun, orada bir durmak lazım.
Anne, baba, arkadaş, çocuk, sevgili, karı, koca... Bunlardan herhangi biri ya da birileri, size kendinizi değersiz, küçük, çirkin, işe yaramaz, mutsuz, takdir edilmemiş ve kötü hissettiriyorsa; o kişiyi davranışını değiştirmesi için uyarın. Olmuyorsa aranıza mesafe koyun.
Çünkü ilişki, size kendinizi ‘iyi’ hissettirmeli.
O kadar çok kişi acı çekmekten hoşlanır gibi, kendisini huzursuz ve mutsuz eden, aşağılayan, takdir etmeyen insanların peşinde bir ömür tüketiyor ki... Ondan sonra da ağlayıp duruyor, “Bana bunu nasıl yaparlar” diye!
Mümkünse bugün en önemli ilişkilerinizi sorgulayın; sizi besleyen, geliştiren, kalbinizde çiçekler açtıran kişileri baştacı edin.

Haberin Devamı

CIMBIZ

Haberin Devamı

GÜRÜLTÜ YOK NASILSA!

Sabah gazetesi, Ersun Yanal’ın ağzından röportaj yayınlıyor.
Yanal’dan hemen açıklama geliyor, “Ben böyle bir röportaj vermedim” diye. İnanılır gibi değil.
Yıllar önce oynanmamış maçın skorunu verip, bir de üzerine çekinmeden yorum yazan gazete bile vardı. Hatta futbolcuların oynamadıkları maçta göstermedikleri performans için yıldız bile vermişti o gazete! Gerçi gazete kuponla televizyon dağıtma iddiasında olduğu için, okurlar pek aldırmamıştı ama ‘haber atlatmada’ medya tarihine geçtiği kesin. Yani... Çok dert değil. Okur gürültü
kopartmıyor nasılsa!