Cadde Degajeye dövme modası patladı!

Degajeye dövme modası patladı!

03.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şovmen Beyaz nereden ve neden kaçtı?.. Popüler kızlarımızın çiziktirme merakı... Göğüsün yeni ve popüler adı degaje!.. Ozzy Osbourne ve ailesinin zararları...

Degajeye dövme modası patladı

Ancak aslında MTVde son bir yıldır ciddi bir depolitizasyon sözkonusu. Bir süre öncesine kadar MTVde neredeyse her iki klip arası ya çevreci veya şiddet karşıtı bir "sosyal reklam" yayınlanır ya da politik bir figür, bir ırkçı, bir diktatör hicvedilirdi. Mesela açlık sorununa dikkat çekilirdi. İngiltere Başbakanı Tony Blair, 7 Mart akşamı dünyanın en yaygın müzik ve gençlik televizyonu MTVde çeşitli ülkelerden 16-24 yaş arası gençlerin sorularını cevaplayacakmış. Programın adı: "Savaş bir cevap mıdır?" MTVnin "Savaş, takım elbiselilere bırakılamayacak kadar ciddi bir meseledir" iddiası yerinde... Tam olmuşken Tam da dünya gençliğinin 70li yılların sloganlarına sarıldığı, giderek moda ve dekorasyon alanlarında bile "retro" adı altında 70li yılların bir tür stilizasyonunun başladığı, gelişen küreselleşme ve ABD karşıtı hareketin etkisiyle siyasi söylem erbabı rock gruplarının hızla popülerleştiği, hip hop kliplerinde şarkıcıların isimlerinin duvarlara Latin Amerika gerilla hareketlerinin kullandığı kaligrafiyle yazıldığı bir dönemde, MTV bu konjonktürün zıttı bir programcılık yapıyor. Seviyesizlik diz boyu ABD, bu degrade etme işini dişine göre gördüğü ülkemize de uygulamak istiyordu ki cumartesi günü TBMMden cevabını aldı. İsmet Özelin bir şiirinde söylendiği gibi "İnsan eşref-i mahlukattır" çünkü.Neyse şu savaş olayından yüzümüzün akıyla çıksak da tekrar köşemizdeki laylaylom dozunu arttırsak.Geçen hafta 150 kadar sanatçı, Kenter Tiyatrosunda savaş karşıtı bir toplantı yaptı. Deniz Türkali, Atıf Yılmaz, Altan Erkekli, Mehmet Esen, Rojin, Nilüfer Akbal (geçerken: Bu iki Kürt kadın popçu arasında şu sıralar kıran kırana bir rekabet sürüyor ki, kullandıkları terminolojiye bakılırsa her an saç saça baş başa durumu olabilir), Tarık Akan, Mehmet Ali Alabora gibi isimlerin katıldığı toplantıda Beyaz da hazır bulundu. Ancak kameralarla köşe kapmaca oynayan yakışıklı, genç, ünlü -neden "şovmen", "sanatçı", "manken" gibi isimler medyamızda sıfatsız kullanılamıyor?- şovmen Beyaz ne zaman ki toplantının sunucusu Vecdi Sayar onun adını anons etti; koltukların arasından iki büklüm kayarak tüydü gitti. Rockın sado-mazo şovmeni Ozzy Osbourneun bir çeşit reenkarnasyonuna dönüşen "The Osbournes" adlı dizi, daha doğrusu bir kameranın zaman zaman Osbourne ailesinin gündelik hayatını izlediği bir tür dokümantasyon-BBG arası programla başlayan bir trend bu. Aptallığın, nihilizmin, seviyesizliğin, pisliğin ve müstehcenliğin yüceltildiği yeni bir komedi anlayışı. Her tür azınlığa yönelik ayrımcılık, zor durumdaki insanlar ve yaşlılarla alay, daha da ötesi resmen kusmuk, dışkı, The Osbournes, Andy Dick, Jackass gibi programların temel motifleri: İnsanın degrade edilmesi, onurundan edilmesi, değersizleştirilmesi. Degrade edilmiş ve onurunu kaybetmiş, kendi gözünde değerini yitirmiş insanları manipule etmek daha kolaydır elbette. Bu S de neyin nesi? Demet Şenerin bir Yunanistan dönüşü dikkatimizi çeken, dikkat çektiğimiz dövmesi medyada o kadar geniş yer aldı ki, şimdi aynı sütun santimde bir yer kapmak isteyen bütün ünlü kızlar bir yerlerine bir şey çiziktiriyorlar. Tabii bu dövmeler tel maşa dövme. Geçici. Geçenlerde İpek Tuzcuoğlu, degajesine bir "S" attırmıştı ki, çık çıkabilirsen işin içinden. Ayıkla pirincin taşını. Seymen Ağanın "S"si mi, yeni bir sevgilinin ayak sesi mi? Şu sıralar bir çoğumuz yakamıza "Savaşa Hayır" rozeti takıyoruz ya, popüler kızlarımızda da degajede dövme modası başladı. "Degaje" son günlerde göğüsün diğer adı. Bizim kızları aşar! Bu dövme işi bizim popüler kızlarımızı aşar. Yani ciddi ciddi kalıcı dövme yaptırırlarsa. Onların hızına bakarak, solaryumda kara tahtaya dönüşmüş ten üzeri tebeşir tavsiye etsek, muhayyileleri fazla mı zorlamış oluruz acaba?Bir de medya haberi: Son günlerde ismi etrafındaki polemikler yüzünden biraz yorulan Ali Atıf Bir, bir arkadaşıyla sakin bir akşam yemeği için Safrana gitti. Ancak aynı mekânda arkadaşları tarafından Cüneyt Özdemire bir sürpriz doğum günü partisi düzenleniyordu. Hasan Cemal, Mehmet Ali Birand, Nuri Çolakoğlu gibi isimlir birer birer Birin masasının yanı başında arzı endam edince taze köşe yazarı da partiye katılmak zorunda kaldı. Şu sıralar neden yeniden gündemde olduğu bir diğer merak konumuz olan Gülşen de, Esra Ceyhana misafirliğe omuzunda bir harfle geldi. Ne zaman ki, Esra Hanımın mütemadiyen ağlamaktan yorgun gözüne çarptı bu harf; Gülşenin cevabı hazır: Ay, programdan önce çizdim. Ama mevzu açılmış oldu bir kere ve Esra Hanım karşı soruyu yapıştırdı: Peki, âşık değil misin birine? Sonra muhabbet sürdü, sürdü. Çizik, işlevini tamamlayana kadar...