DİYETTE NE KADAR BASARILISINIZ?

Diyette başarı konusunda birçok yanlış anlama vardır. Ancak en pahalıya patlayan yanlış anlama, verilen kilonun miktarı ya da süresinin ‘başarı’ olarak algılanması. Özellikle son yıllarda sosyal medya ve internette uzman olmayan kişilerin bu konu hakkında konuşması ve hiçbir bilimselliği olmayan ‘diyet listesi’ adı altında halkın sağlığını tehlikeye atacak beyanlarda bulunması, beni hem üzüyor hem de endişelendiriyor.

Diyet yaparken asıl amacınızın kilo vermek olduğunu biliyorum. Ama sizin de bildiğiniz gibi, hızlı verilen kilo, hızla geri alınabilir. Her gün duyuyoruz; “İki ayda sekiz kilo verdim. Çok mutluyum” gibi cümleleri... Ancak hepimiz biliyoruz ki, böyle konuşan birçok kişi bir süre sonra bu kiloları, hatta daha fazlasını geri alıyor. Ayrıca bu kısa süreli mutluluk, sonrasında metabolizmanın yavaşlamasına yol açıyor. Çünkü hızlı ve sağlıksız diyetlerle verilen kilolar yağdan çok kas ve su kaybından oluşuyor.
Diyette başarı, yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı verilen kilonun miktarı veya süresiyle ölçülmez. Gerçek başarı, size özel planlanmış sağlıklı beslenme listesiyle, yağdan kilo kaybetmektir.

Korumak, vermek kadar önemli
Sadece kilo vermek değil, verilen kiloları korumak da diyetin başarısını gösterir. Eğer şok diyetle kilo vermeye çalıştıysanız, muhtemelen verdiğiniz kiloların çok daha fazlasını geri almış ve hatta metabolizmanızın yavaşlamasına neden olmuş olabilirsiniz. Kendi hayatınızın içinde kalmak ve diyeti bir kamp gibi değil de yaşam tarzı değişikliği olarak görmek verdiğiniz kiloları geri alma olasılığınızı çok daha düşürür.

Zaten diyet sözcüğü de, Yunanca’da ‘yaşam tarzı’ anlamına gelen ‘diyeta’ kelimesinden alınmıştır. Diyet, fazla kilo ve obezite olması durumunda, hastalık ve ölüm riskini azaltan ‘yeni bir yaşam tarzı’ anlamına gelir.

Yasak yok, denge var

Diyetle ilgili bir başka yanlış anlama da, birçok yiyecekten mahrum olmak ve bazı yiyeceklerin yasaklanması demek olduğunu düşünmektir. Evet, bazı sağlıksız yiyecekler sınırlanabilir ama bu sizi mutsuz edecek ölçüde olmamalı. Alışkanlıklardan birden vazgeçmek kolay değil. Yavaş yavaş yerine alternatiflerini koyarak denemek her zaman başarıya ulaşmayı kolaylaştırır.

Danışanlarımın en büyük korkuları “Bir daha makarna, çikolata yiyemeyecek miyim?” oluyor genelde. Her zaman söylediğim gibi diyette yasak yok, denge var. Her şeyin fazlası vücutta yağ olarak depolanır, elmanın bile.

Adını ister diyet ister ölçülü ve sağlıklı beslenme koyalım, bize hediye edilen hayatı daha keyifli hale getirmek için çabalamalıyız. Bir başka deyişle, durumumuzu kabullenmemiz ya da bugünkü durumumuzdan tatmin olmamız önem kazanır. Bu tatmin, farkındalık için daha aktif olma ve daha kaliteli bir yaşama doğru seçimler yapmakla gerçekleşir.

İyi yaşam bir bütündür

Başarı, her bireyin kendi başarı koleksiyonuyla doğru orantılıdır. Ve bu başarıya sadece sağlık değil, birçok boyutta sahip olmak isteriz. Ben buna yıllardır ‘iyi yaşam’ diyorum.
İyi yaşamın diğer boyutları, sosyal, mesleki, spiritüel, fiziksel, entelektüel, duygusal, çevresel, finansal, zihinsel ve tıbbidir. Aslında sağlıklı ve ölçülü beslenmeyle diyet yapmak, duygusal olarak kendimizi iyi hissetmenin bir parçasıdır.

Ev yapımı fındık kreması

4 1 su bardağı fındık
4 1 çay kaşığı vanilya
4 2 yemek kaşığı kakao
4 1 çay bardağı süt
4 1 yemek kaşığı pekmez
Yapılışı: Fındık, vanilya, kakao, pekmez ve sütü mikserden geçirin. Karışımı bir gece boyunca buzdolabında bekletip tüketin. Ayrıntılı video ve daha fazla tarif için Dilara Koçak YouTube kanalımı ziyaret edebilirsiniz.