Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

14 Kasım Dünya Diyabet Günü… Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 7. Diyabet Atlası tahminlerine göre 2015’te, 11 yetişkinden 1’i, yani toplamda 415 milyon kişi diyabetli. İki diyabetli yetişkinden 1’ine (yüzde 46,5) teşhis konulmamış, yani diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12’si, diyabete harcanıyor. (673 milyar dolar) Yedi doğumdan 1’i gebelik diyabetinden etkileniyor. Diyabet hastalarının dörtte üçü, (yüzde 75) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. 542 bin çocuk tip1 diyabet hastası. Her altı saniyede bir kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. (hayatını kaybedenlerin sayısı 5 milyon) IDF’nin 2040 yılı tahminlerine göre ise diyabetli olma oranı yüzde 10’lara kadar çıkacak. Yani 2040’ta, 10 yetişkinden 1’i diyabet hastası olacak. (642 milyon) Diyabetle ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları 802 milyon doları aşacak.

Haberin Devamı

Neden 14 kasım?

Peki neden 14 kasım? Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Fredrick Bantig 1921 yılında insülini bularak, diyabet hastası milyonlarca kişinin tedavisini mümkün kılmış ve bu onun doğum yıldönümü anısına, her yıl 14 Kasım’da Dünya Diyabet Günü düzenlenerek, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor.

Özel beslenme programı olmalı

Diyabette önemli iki nokta var. Sağlıklı beslenme ve hareket. Her bireyin metabolik hızı ve yaşam biçimi farklı olduğu gibi diyabetli bireylerin diyetleri de yaşam şekillerine göre farklılık gösterir. Bu yüzden beslenme planı endokrinoloji hekimi takibinde beslenme uzmanı tarafından hazırlanan kişiye özel bir program olmalıdır. Diyabetliler için hazırlanmış iyi bir beslenme planı kan şeker seviyelerini normal düzeylerde tutmaları için önemlidir.

Beslenme önerileri;

- Basit şekerden ve basit şeker içeren besinlerden uzak durun. Karbonhidrat içeren besinleri tek başına tüketmemeye özen gösterin. Yanına süt, yoğurt, peynir veya badem, fındık, ceviz gibi protein kaynağı olan besinler eklemek, kan şekerini kontrol altına almanıza yardımcı olabilir.

Haberin Devamı

- Çok uzun saatler aç kalmayın ve üç ana öğünü atlamayın.

- Meyvelerin suyu yerine kendisini tüketmeye özen gösterin. Çünkü meyveler aynı zamanda lif içerirler ve bu sayede kan şekerini daha yavaş yükseltirler. Meyve tüketirken porsiyon ölçülerine de dikkat edin, meyve karbonhidrat içeren bir besin olduğu için fazla tüketmek kan şekerinizi kontrol altına almanızı zorlaştırabilir.

- Beyaz ekmek yerine tam buğday, tam çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur tüketmeye çalışın. Tam tahılların tüketimine özen gösterin.

- Haftada en az 2-3 kez kuru baklagil tüketin.

- Haftada en az iki kez balık tüketmeye özen gösterin.

- Etlerin görünür yağlarından ve çok fazla doymuş yağ içeren besinlerden uzak durun.

- Diyetinize avokado, Hindistan cevizi, badem, fındık gibi farklı yağ kaynakları yoğurt, kefir, pancar gibi probiyotik besinleri ekleyin.

- Gün içinde en az 2-2.5 litre su içmeye özen gösterin

Haberin Devamı

- Öğünlerinizde mutlaka protein kaynağı besinlere yer verin.

- Düzenli egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirin.

‘Ben de herkes gibiyim’

Ekibimden Dyt. Betül Karakuş, bu konuda bir anısını sizinle paylaşmak istedi: “Üniversite yıllarımda Hacettepe Üniversitesi’nde bir hocamın vesilesiyle stajyer olarak ‘Diyabetli Çocuk Kampı’na katılma fırsatım olmuştu. Kampın adı ‘Arkadaşım Diyabet’ ve asıl amaç çocuklara diyabetle yaşamayı öğretmek ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek. Çocuklar, doktor, hemşire ve diyetisyenler eşliğinde ortalama bir hafta kadar kamp yapıyorlar. Orada birçok diyabetli çocuğun kalbine dokunma fırsatım olmuştu ve bir tanesinin sözleri beni çok etkilemişti… Şöyle diyordu ‘şeker çocuk’: ‘Diyabetli olduğumu ilk öğrendiğimde dünya başıma yıkılmıştı, ama sonra gördüm ki birçok kişi var ve ben de herkes gibiyim. Normal insanlardan farkım benim pankreasımın insülini üretemiyor olması, ben de ona onu dışardan veriyorum. Aslında sağlıklı olmak isteyen herkes bizim gibi beslenmeli. Diyabet bizim arkadaşımız, biz ona ne kadar iyi davranırsak o da bize o kadar iyi davranıyor. Burada o kadar güzel arkadaşlar edindim ki, iyi ki diyabetliyim ve sağlığımın değerini daha iyi biliyorum.’’’