Probiyotik, ‘hayat için’ anlamına gelen bir kelime ve yararlı bakterileri içeren diyet destekçisi. Doğduğumuzda ve bebekken bağırsaklarımız sağlıklıdır, özellikle anne sütü bunun en iyi ilacı. Ancak yıllar içinde geçirilen enfeksiyon hastalıkları, kullanılan antibiyotikler, kötü beslenme alışkanlıkları, alkol ve stres gibi durumlar, vücudumuzdaki yararlı bakterilere zarar verir.
Bağırsaklarda yer alan kötü ve iyi bakteriler sürekli yarış halinde.
Probiyotiklerin sağlığa yararlarıysa sadece bağırsaklarla sınırlı değil. Kolesterolün azaltılması, cilt ve ağız sağlığı hatta kilo kontrolüne bile fayda olumlu etkileri var.
Sosyal anksiyeteyi azaltıyor
‘Psikiyatri Araştırma’ dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, bu ‘dost’ bakteriler sosyal anksiyetenin azaltılmasına da yardım ediyor.
Çalışma, William and Mary Koleji psikoloji sınıfına kayıtlı, çoğunluğu kız öğrencilerden oluşan 700’den fazla kişiyle yapıldı.
Katılımcılar yoğurt ve lahana turşusu gibi fermente ürün tüketimlerinin sorulduğu bir form doldurdu. Ayrıca sosyal anksiyete, kaygı, öfke ve depresyon gibi kişilik özelliklerini sorgulayan ek bir anket de uygulandı.
Araştırmanın sonunda probiyotikten zengin fermente ürün tüketenlerin, sosyal anksiyete ve diğer duygu durumu bozuklukluğu olasılıklarının daha düşük olduğu bulundu.
Beyni etkileyen bakteriler
Probiyotiklerin zihinsel sağlığa potansiyel etkisi hakkındaki çalışmalara başka bir çalışma da eklendi. Ontario’daki McMaster Üniversitesi’ndeki bir araştırmada farklı kişilik özelliklerine sahip farelerin bağırsak bakterileri yer değiştirildi. Korkusuz fareler, endişeli farelerden bağırsak bakterilerini aldıktan sonra daha ürkek oldu. Agresif fareler de diyetle beraber bağırsak florası düzelince daha sakin bir yapıya sahip oldu.
UCLA’da insanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, probiyotikden zengin yoğurt tüketen kadınların korkmuş veya sinirli suratlara karşı duygusal tepkilerinin azaldığı görüldü. Bilimadamları bu etkilerin ‘bağırsak ve beyin arasında bir otoyol’ sayesinde oluştuğunu ve probiyotiklerin beyni etkileyen güçlü bakteriler olduğunu savundu.
Sağlık yararlarını daha çok ve net anlamak için daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulsa da, probiyotikleri günlük diyetinize ekleyerek onlardan faydalanmaya başlayabilirsiniz.
ANNE SÜTÜ
Bebeklerinize anne sütü vermenin önemini biliyorsunuz ama bu konuda hatırlatma
yapmak isterim. Anne
sütü, hem prebiyotik hem de probiyotik özellik taşıyan mucizevi bir besin. Çalışmalar, anne sütü alan bebeklerde ileri yaşlarda obezite riskinin
daha az olduğunu söylüyor.
YOĞURT
En iyi probiyotik
kaynaklarından biri yoğurt
yemeklerimizin
yanına çok yakışıyor.
Sadece tamamlayıcı lezzet
olarak değil; sabah kahvaltılarında yulaf,
kuru meyve, tarçın ve cevizle birleştirerek
hem kendiniz hem de bağırsaklarınız için
harika bir kahvaltı hazırlayabilirsiniz.
KEFİR
Smoothie’lerinizi süt yerine kefirle deneyerek probiyotik alımınızı artırabilirsiniz. İçine ekleyeceğiniz keçiboynuzu unu, tarçın ve buz parçalarıyla serinlerken kan şekeri dengenizi de sağlayabilirsiniz.
LAHANA TURŞUSU
Turşu, özellikle kış aylarında yemek masalarımızın vazgeçilmezlerinden... Yemeklerin yanına garnitür olarak kullanabileceğiniz gibi salatalarınızın, sandviçlerinizin ve hamburgerlerinizin içine de ekleyebilirsiniz.
Tuz oranını azaltıp, kendi turşunuzu kendiniz yaparak daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.
Şekerli besinleri sınırlayın
Basit karbon-hidratlardan oluşan şeker ve şekerli besinler, bağırsaklardaki iyi bakterilerin azalmasına ve kötü bakterilerin çoğalmasına neden olur. Bu nedenle bu grup yiyeceklerin sınırlandırılması hem obeziteyi önlemek, hem
de bağırsak sağlığını korumak açısından önemli.
