Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TEREYAĞI TARTIŞMASI
Tereyağıyla ilgili tartışmalar, yıllardır devam ediyor. Günlük hayatta İskender’in üstüne dökülürken sorgulamak pek aklımıza gelmiyor da, kahvaltıda ekmeğin üzerine sürerken kararsızlık ve vicdan duyguları birbiriyle sürekli çatışıyor. Bir yüksek doymuş yağ içeriği nedeniyle, kilo alımı ve kalp hastalığı riskini artırdığı için suçlandı. Evet, bunca zaman tereyağı tüketimiyle ilgili hep akıllarda soru işaretleri oldu ama son yıllarda ‘Tereyağı aklandı mı?’ konusu, sürekli tartışılıyor.
Öncelikle yıl boyunca tükettiğimiz tereyağı miktarı hakkında bir fikriniz var mı? Ulusal Süt Konseyi’nin, 2017 yılına ilişkin raporuna göre, kişi başı yıllık tereyağı tüketimi
1.67 kg. olarak belirtilmiş. Görüldüğü üzere tereyağı; kahvaltılarımızda ve yemeklerimizde çokça kullandığımız bir yağ çeşididir. Temelde, sütün protein ve karbonhidrattan izole edilmiş yağlı kısmıdır ve 400’den fazla farklı yağ asidi içeren tüm diyet yağlarının en komplekslerinden biridir.
Peki gerçekten suçlu mu?
2015 yılında yayınlanan bir meta-analizde, günlük 14 gram (yaklaşık
1 yemek kaşığı) tereyağı tüketimi, tüm nedenlere bağlı ölümlerle zayıf bir şekilde ilişkiliyken; herhangi bir kardiyovasküler hastalık, koroner kalp hastalığı veya inmeyle, anlamlı bir bağlantı bulunmamış. Bunların yanında, diyabet insidansıyla da ters bir ilişki bulunmuş. Aslında bu meta-analiz, bize tereyağının kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerden sorumlu olmadığını gösteriyor. Tabii günlük
kullanım miktarının tekrardan altını çizmekte fayda olacağını
düşünüyorum.
Bir başka çalışma da diğerini destekler nitelikte, yine doymuş yağ alımıyla ölüm nedenlerine bakılmış ve başta kardiyovasküler hastalıklar olmak üzere, kronik kalp hastalığı, iskemik inme ve Tip 2 diyabetle herhangi bir ilişki bulunmamış.
Sağlık üzerine faydaları
Tereyağın doymuş yağ içeriği yüksek ama ayrıca doğal olarak konjuge linoleik asitler (KLA’ler) içerir. Hayvan çalışmalarında kanseri ve kalp hastalıklarına yol açabilecek arterlerin sertleşmesini önleyen bileşikler içerdiği de ortaya konuluyor. Ek olarak, yağda çözünen vitaminleri de (A,D,E, K2) içeriyor. Antioksidan kapasitesi yüksek E vitamini barındırıyor ve K2 vitamini; kanser, osteoporoz ve kalp hastalığı gibi birçok ciddi rahatsızlıkların önlenmesine yardımcı olabiliyor.
Dengeli tüketim önemli
Yapılan bilimsel alışmalar, bize tereyağıyla ilgili ‘tüketilmesin’ veya ‘tüketilsin’ konusunda net bir veri sunmuyor. Yani ılımlı miktarda tereyağı tüketen bir bireyin hayatından çıkarması gerekmiyorken, tüketmeyenin yaşamına eklemesine gerek yok gibi görünüyor. Her konuda olduğu gibi, yağ konusunda da çeşitlilik ve kontrollü tüketim önemli...
Kahvaltısda 1 tatlı kaşığı tereyağı, salatalara zeytinyağı gibi görünür yağların yanında, fındık, badem, ceviz ve avokado gibi görünmeyen ve farklı faydaları olan yağ grubu besinlerin de beslenmemize eklenmesi gerekiyor.

Doymuş yağ içeriği yüksek ama…
TEREYAĞI TARTIŞMASI
Doymuş yağ asidi içeriği yaklaşık yüzde 70’ken, tekli doymamış yağ asidi içeriği yüzde 25’tir. Doymuş yağ içeriği yüksek olması sebebiyle, oklar tereyağını gösteriyor. Çünkü genel olarak diyet yönergeleri doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınılmasını öneriyor. Bununla birlikte, ortaya çıkan birçok kanıt süt ürünleri ve süt yağının kardiyometabolik yani; hem Tip 2 diyabet hem de kardiyovasküler hastalıklara neden olan risk faktörleri üzerine faydalarını ortaya koyuyor.