Cadde Elif Şafak'ı tanıdım

Elif Şafak'ı tanıdım

10.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Elif Şafakı tanıdım

Habertürk TV'deki programım için geçenlerde Elif Şafak'la bir röportaj yaptım bu akşam da yayına girecek. Elif Şafak'la ilk oturup konuşmamız. Bugünlerde raflarda yeni kitabı "Siyah Süt" var. Tam "Eyüp Can (Referans Gazetesi Genel Yayın Müdürü) daha önce beni karısına ayaküstü tanıştırmıştı" diye yazacaktım ki hayır, öyle olmadı. Ben Elif Şafak'ı Eyüp Can'ın yanında görünce elimi ona uzattım Eyüp'ten önce. Böyle ünlü ve başarılı kadınlarla ancak kendilerine güveni sonsuz olan erkekler evlenmeli yoksa yaşam bir kabusa döner. Düşünün adama bir toplulukta güzel karısını gururla tanıştırma fırsatı bile verilmiyor; "Size eşim Elif Şafak'ı tanıştırayım". Ee? Herkes tanıyor zaten gibi... Elif Şafak ince yüzünün iki yanından sarkan perçemleriyle ve genellikle dik yakalı kazağıyla (artık pek giymiyor galiba) sokakta hiç, ekranda az rastladığımız bir yazarımız. Bir yıl önce bir kızı oldu. Adını Şehrazat Zelda koymuşlar. Şehrazat ismini babası bulmuş. "1001 Gece Masalları"nı anımsatıyor değil mi? Zaten "hikaye anlatan kadın" kavramı anne-babayı etkilemiş. Zelda ismini de Elif Şafak koymak istemiş. Zelda , ünlü yazar F. Scott Fitzgerald'ın karısı ve büyük aşkı. Hani şu "Great Gatsby"yi yazan Fitzgerald. Kitapta ve filmde onu etkilemek için kendini paraladığı büyük aşkının adı da Zelda'ydı. Küçük bebeğe edebiyatla yoğrulmuş bir isim takmışlar kısacası. Elif Şafak ketum bir kadın. Kendisi hakkında öyle fazla açık vermek istemiyor. 301 hakkında konuşmaktan nefret ediyor. 301'le başını derde sokan "Baba ve Piç ABD'de yayınlanınca Ermeniler'den ne tepki aldınız?" sorusuna, "Edebiyat eleştirmenleri kitabı beğendi" demekle yetiniyor. Fransa'nın Strasbourg kentinde doğmuş. Küçük yaşta annesi babası ayrılmış, anneannesi büyütmüş. Hep içine kapanık, az konuşan bir kızmış. 20'li yaşların sonuyla 30'luların başında tam kişiliği olgunlaşırken beynindeki iç sesler onu kemirip durmuş, yazarlıkla kadınlık arasındaki dengeyi kurabilmesi için. Sonra eşi olacak adamla tanışmış. Kitapta o ruh halini anlatırken "Aşk bir milat" diyor. "aşktan önce, aşktan sonra.." Evlenmeden önce evliliğe ve çocuk yapmaya şiddetle karşı çıkarmış, ama bir gün Kapalıçarşı'da gezerlerken bakın nasıl evlenmeye karar vermişler. Eyüp Can ona sormuş; "Sen hâlâ evliliğe karşı mısın?" Elif Şafak cevap vermiş; "Genel anlamda evet, özel anlamda hayır... Başkalarının evliliğine karşıyım, seninle evlenmeye değil"... Elif Şafak'ın ketumluğundan umulmayacak kıvraklıkta bir evlilik teklifi değil mi? 'Aşk bir milat' Haliç'deki eski Silahtarağa Elektrik Santralı'nı Bilgi Üniversitesi restore etti ve etrafındaki binalar ve koca bahçesi ile güzel bir yerleşkesi daha oldu. Görsel İletişim Tasarımı, Fotoğraf ve Video, Sinema ve Televizyon Bölümleri'ni de bu kampusa taşıyarak Haliç kıyılarında bir sanat ve eğitim ortamı, bir vaha yarattı. Bu bölümlerde okuyan öğrencilerin bugünlerde bir sergisi var, Santralistanbul'da. Sergide öğrencilerin işlerinin olduğu LCD ekranları asılı. Ekranda da öğrencilerin yaptığı grafik tasarımları. Buna "dokunmatik yüzey" diyorlar. Bu ekranda gördüğünüz şekilleri iki elinizle ekranın üzerinde istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz. Zaten ben sergiyi gezerken öğrenciler elleriyle ekrandaki bir dörtgen parçasını bir oraya itiyorlardı bir buraya. Birinin ekranın sağ köşesine taşıdığını diğeri ortaya çekiyor. Bu "fiziksel etkileşimli bir arayüz"müş. Beden'in görsel arayüzle teması sonucunda bir etkileşim oluyor, bu etkileşim bir hareketi tetikliyor, bu hareket bir enerji yaratıyor, bu da içinde bulunduğumuz binayı yani elektrik santralını çağrıştırıyormuş. Serginin felsefesi bu. Zaten serginin başlığı da "Temas". Ben tam bu sergiden etkilenmişken gazetelerde Los Angeles'ta açılan Elektronik Fuarı'nın haberini okudum; Dünyanın en büyük yazılım firması Microsoft'un başkanı Bill Gates elinde tuhaf bir gitarla fuarın açılış konuşmasında "Bundan sonra artık bilgisayarlarda ne mouse ne de klavye kalacak, insanlar ekranı elleriyle kontrol edecekler" demiş. Buyurun işte bizim öğrenciler Bill Gates'den önce davranmış. Bilgi Üniversitesi Bill Gates'ten önce davranmış Bundan bir süre önce Tepebaşı'ndaki Pera Müzesi'nde verilen İstanbul'u yakından tanımamızı sağlayacak, bizi alıp eskilere, İstanbul'un çok daha güzel olduğu yıllara götürecek kursları yazmıştım sizlere. O kurslar bitti, yerine yenileri başladı. Bunlar Türkiye Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma Vakfı'nın (TAÇ Vakfı) seminerleri. Konuları eski İstanbul, Boğaziçi, eski İstanbul'da mimari, müzik, İstanbul mutfağı ve İstanbul'da geçmiş zaman... Birbirinden ilginç kişiler, bilim adamları-kadınları, sanatçılar, edebiyatçılar, gurmeler İstanbul'u anlatıyor. Her bir kursun bittiğinde de yalıları tanıtan Boğaz turu, Yıldız Sarayı'nda Osmanlı müziği konseri, yürüyerek Sultanahmet Ayasofya turu var. TAÇ Vakfı'nın telefonu 0 212 252 98 02. Arayın, detaylarını öğrenin. serfiergun@milliyet.com.tr TAÇ seminerleriyle İstanbul'u tanıyın