“EN BÜYÜK RAKiBiM NiHAT DOĞAN”

Yetenek yarışmalarına katılarak başladınız bu işe...
Annem beni yarışmalara katılmaya teşvik etti. Normalde utangacımdır. Okuldayken hep öğretmen masasının altına girip taklit yapardım.

Normalde anne-baba böyle bir şeye teşvik etmez. Sizde tam tersi olmuş.
Ona bakarsanız çok iyi futbol oynuyordum. O alanda beni teşvik etselerdi şu anda Süper Lig’de belki jübilemi bile yapmıştım. Keşke sahalarda top koştursaydım ve Galatasaray’da oynasaydım.

Yetenek yarışmalarıyla gerçekten yetenek seçilebilir mi?Tabii ki seçilir. Şafak Sezer ve Hakan Yılmaz gibi isimler de yetenek yarışmalarından çıktı. “Bebek İşi” adlı bir dizi başladı. Orada taksi şoförünü canlandıran arkadaşımız da Şafak Sezer’le aynı yarışmada birinci olmuştu. Ama çok fazla göz önünde değildi. Şu anda belki eskisi gibi değil; ama o zaman yetenek yarışmalarından çıkan isimler kalıcı oluyordu. Şimdi de Atalay var mesela. “Yetenek Sizsiniz”in etkisiyle bir anda tanındı; ama aslında 10-15 yıldır bu işin içinde.

İzleyiciyi oyuncunun veya komedyenin hangi özelliği ilk saniyeden itibaren güldürür?Fiziksel görünümü. Bu da bende olmayan bir şey. Yaptığım değişik bir harekete de izleyici gülebilir; ama önemli olan görüntünün komikliğidir. İzleyicinin dikkatini ilk bu çeker.

Yaptığınız taklitlerle tanındınız. Çok iyi bir gözlemci olduğunuzu ve eleştirmeyi sevdiğinizi söyleyebilir miyiz?Gözlem olmadan olmuyor zaten. Mahalledeki biri ya da günlük hayatınızda karşılaştığınız herhangi bir insan bile malzemeniz olabiliyor. Oğlumdan bile malzeme topluyorum. Onun birkaç hareketini ve mimiğini “Sabit Kanca”da kullandım. Ses tonuna dikkat ediyorsunuz, hareketlerini gözlemliyorsunuz. Başka türlü taklit yapamazsınız zaten.

Peki, en olumlu ve en sert tepki kimden geldi?
Adnan Oktar’dan hiç beklemiyorduk. Biz onun kızabileceğini düşünürken, tam tersi oldu. Çok sevmiş. Aziz Yıldırım da öyle. Ondan da böyle bir tepki geleceğini tahmin etmiyorduk. En sert tepki Nihat Doğan’dan geldi. Ona biz de anlam veremedik. Komedyenliğe soyunduysa bilelim. Bana “En büyük rakibin kim?” diye sorsalar artık Nihat Doğan diyeceğim. Cem Yılmaz’dan bile daha komik bazen.

“Sabit Kanca” tiplemesi nasıl ortaya çıktı?
Televizyon programında çıktı. O dönemde “İsmail Baki TV” adlı bir program yapıyorduk. Özgün tipler yaratalım istedik. Sinema filminde bu karakteri alıp yarışmaya soktuk. Her şey doğaçlama gelişti. Baştan aşağı tasarlanmış bir karakter değildi.

İnsanlar böyle karakterleri örnek alıyor. Bu durum sizin için bir ölçek oluyor mu?
Karikatür sahte geliyor izleyiciye. Bazıları da küfür bekliyor. Öyle bir kitle var. “Parasını verdim, küfür duymak istiyorum” düşüncesiyle sinemaya gelenler var.

İlk filmde yan karakter pek yoktu. Bu, sizin için bir zorluk oldu mu? Çünkü sadece siz ön plandasınız.
Zor olmadı aslında. Çünkü biz uzun zamandır bu projenin üzerinde çalışıyoruz. Sonradan gelişen ve anlık bir şey olmadığı için oyunculuk anlamında rahattım. Zaten Alper Mestçi, çalışması en rahat yönetmenlerden biri. Yapımcımız Muhteşem Tözüm de bir dediğimizi iki etmedi. Hiçbir sorun yaşamadık.

Komedide erkekler mi daha avantajlı, kadınlar mı? Şebnem Bozoklu, Gupse Özay ve Gonca Vuslateri gibi güçlü isimler var.
Erkekler biraz daha avantajlı galiba. Dünyada da en çok erkek komedyen var. Kadın komedyen yok denecek kadar az.
Türkiye, belki dünya standartlarının üzerindedir.

Röportajı D-Smart dergisinin ağustos sayısında okuyabilirsiniz.