Cadde EN BÜYÜK RiSK GRUBU,ÇOCUKLAR

EN BÜYÜK RiSK GRUBU,ÇOCUKLAR

20.06.2011 - 20:41 | Son Güncellenme:

Milyonlarca yıl önce 3G cep telefonlarının olmaması yüzünden çocuklar, bu aletlerin yaydığı radyasyona karşı bağışıklık kazanamadan evrim geçirdi

EN BÜYÜK RiSK GRUBU,ÇOCUKLAR

“Cep telefonlarının zararsız olduğunu düşünüyorum. Öyle olmasalardı çoktan duymuş olurduk” cümlesini pek çok kere kurmuş ya da duymuş olabilirsiniz. Bilimadamlarını bile ikileme düşüren bu konuya dair araştırmaları, Amerikalı Prof. Dr. Devra Danis, bir kitapta topladı. Çevre sağlığına yönelik tehditler konusunda dünyanın önde gelen uzmanlarından Davis’in yazdığı, İnno Yayıncılık’tan çıkan ‘Cepteki Tehlike’ kitabı, radyasyonunun insan vücudundaki hücrelere nasıl zarar verdiğini, çarpıcı kanıtlarla açıklıyor.

EN BÜYÜK RiSK GRUBU,ÇOCUKLAR

Haberin Devamı

Kullanıcıların yarısı çocukKitaba göre, yüzyılın en popüler elektronik aleti, insan DNA ’sına zarar veriyor, beynin savunma mekanizmalarını yıkıyor, sperm sayısını azaltıyor. Ayrıca hafıza kayıpları, kanser ve nörolojik hastalıklar için risk oluşturuyor. Sürekli büyüme halindeki beyinleri yüzünden çocuklar, iyice savunmasız duruma düşüyor. Dünya genelindeki dört milyardan fazla cep telefonu kullanıcısının yaklaşık yarısını 20 yaş altı gençler oluşturuyor.
Cep telefonlarının zararsız olduğunu savunan bazı bilimadamları şu iddiaları öne sürüyor: “Elektromanyetik alanların DNA’yı etkileyebileceği konusunda henüz hiçbir kanıt yok”, “Epidemiyolojik araştırma raporlarında cep telefonu kullanımı yüzünden beyin tümörü riskinin arttığına dair tek bir satır bulamazsınız” ve “Global ölçekte çok sayıda insanın cep telefonu kullanıyor olmasına rağmen global beyin tümörü vakalarının sayısında herhangi bir artış saptanmadı.” Ancak elektromanyetik radyasyonun neden olduğu sağlık riskleri hakkında bilinenlerin biraz altı kazındığında bu iddiaların asılsız olduğu fark ediliyor.

Haberin Devamı

30 milyon yıllık bağlantıBeynimiz; etrafımızdaki dünyayı nasıl algıladığımızı kontrol ediyor. Doğumdan önceki yaşamın ikinci ayında büyüyen embriyonun merkezinde basit sinir hücreleri silindiri oluşuyor. Bu içi boş tüpün içinde insan beyni, dakikada çeyrek milyon hücre büyüme hızıyla doğum anına kadar sıfırdan 100 milyar hücreye kadar yükselen hızda gelişiyor. Bir bebeğin beyni, ağırlık bakımından gebelikten ilk yıl sonra üçe katlanıyor ve iki yaşına ulaştığında da ikiye katlanarak 200 milyar hücreye çıkıyor. Bu hücreler arasında 30 milyon yıldan daha uzun bir süre boyunca evrimleşmiş ama dile getirilememiş bağlantılar var.
Bebekler gözlerini herhangi bir şeye odaklayamazlar ancak beyinlerini cezbeden davranışları ve kokuları tanıyabilirler. Beyinleri düzenli olarak uyumaya, beslenmeye, ağlamaya, ve bunların hepsini büyüyünceye kadar tekrarlamaya programlanmış. Bebek beyinleri, içlerinde çözülmesi imkansız
sayısal kombinasyonlar ve pernütasyonların olduğu küçük birer süperbilgisayar gibi.

Haberin Devamı

Bilgelik merkeziTelefonlarsa bu küçük beyinleri adeta hipnotize ediyor. Bu hücreler ne kadar hızlı büyürlerse, hata yapma şansları da o kadar az oluyor ve kendilerini sonsuza kadar yenileyebiliyorlar. Genç beyinler, çocukluk ve ergenlik döneminde de büyümeye devam ediyor. Bu süreçte beyinle sinir hücrelerinin sayısının sürekli artmasının yanı sıra onların birbirleriyle bağlantı kurma yolları da değişiyor. Zaman içinde sinir hücrelerinin etrafı kalın bir ‘miyelin’ zırhla kaplanarak onlara dayanıklılık ve güç katıyor. Miyelinin bize olgunluk ve iyi bir yaşam elde etmek için gerekli muhakeme, bilgelik, sinyal kontrolü gibi pek çok özellik sunduğuna inanılıyor.

Radyasyon seliGelişme aşamasındaki diğer dokular gibi beyin de toksik risklere karşı özellikle ilk evrelerinde çok savunmasız. Hayatın ilk iki yılında son derece küçük miktarlarda bile olsa bünyeye kurşun gibi ağır metallerin karışmasının bir dizi hoş olmayan sinirsel sonucu olabiliyor. Kurşun atomlarının içinde kalsiyumunkine benzer sayıda ve türde elektronlar var. Bunun anlamı, bu toksik metalin beyin veya vücudun diğer yaşamsal organları tarafından sanki kalsiyummuş gibi algılanarak içeri kabul edilmesi.
Beyin, kemik sağlığı, kalp atışı ve sinir hücreleri için kalsiyum vazgeçilmez bir madde. Kurşunsa sinir hücreleriyle sinir kavşaklarının genel yapılarını bozabilecek nitelikte.
Yaşamlarının ilk yıllarında kurşun ve yetersiz kalsiyum alan çocukların ileride zeka seviyelerinin düşük olması, okulda sorun yaşaması ve nihayetinde kendilerini hapishanede veya akıl hastanelerinde bulma ihtimalleri normal yetişkinlere kıyasla çok daha yüksek.
Eğer yürümeye başlama aşamasındayken bir parça kurşuna maruz kalmış çocuklar bile birer yetişkin olduklarında küçük bir beyin, suç işlemeye yatkınlık ve psikolojik sorunlarla yüzleşiyorlarsa, bugün tarihte eşi benzeri görülmemiş yoğunlukta radyo frekansı sinyalleri seliyle büyüyen çocukların beyinleri ve vücutları bu durumdan nasıl etkileniyor dersiniz?

YARIN: KORKUTAN TEKNOLOJi