Her şeyini kaybeden adam Stefan Zweig

Bir zamanlar ‘dünyanın en çok okunan yazarı’ unvanına sahip olan Stefan Zweig, Hitler döneminde yaşayan aydın bir Alman Yahudisiydi. Ülkesinden kaçtı, başka yerlere sığındı. Ama ne yaptıysa olmadı ve sonunda intiharı seçti. ‘Stefan Zweig’in Son Günleri’ adlı kitap, yazarı intihara götüren süreci anlatıyor.

Fransız kraliçesi Marie Antoinette’in hayat öyküsü, bugüne kadar okuduğum en sürükleyici kitaplar arasında ilk 10’a girer. Hani biri gözlerinize çivi batırıyormuş gibi olana kadar, illa ve ısrarla okumayı sürdürürsünüz ya, -yalnızca bazı klasiklerde olur bu- işte onun gibidir ‘Marie Antoinette’in hayatı... (‘Marie Antoinette, Vasat Bir Karakterin Portresi’, Stefan Zweig, Can Yayınları, 30 TL.) Bugün NY Times editörlerinin, çabucak yazıp aynı hızda yayımladıkları biyografi kitaplarına benzemez. Bol karakterli, çok detaylı, cüssesiyle de iddialıdır. Stefan Zweig’in çalışma gücüne hayran bırakır.

Cesur olmamak suç mu?
Marie Antoinette’den başka, Balzac, Dickens, Dostoyevski gibi dev isimlerin biyografilerini de yazan Stefan Zweig’in kendi hayat öyküsü de, yazdığı biyografiler kadar ilgi çekicidir aslında. Yalnızca Hitler döneminde yaşayan bir Alman Yahudisi olduğu için değil; ‘öykü içinde öykü’ tekniğini ustalıkla kullandığı eserleri için, başvuru kaynağı olarak kullanılan biyografileri için, entelektüel yaşamı kadar ilginç olan aşk hayatı için de öyle... Arkadaşları gibi ülkesinde kalıp zorluklara göğüs germeye çalışmayan Stefan Zweig, korkan, çekinen, kaçmayı tercih eden Yahudilerdendi. O kadar korkmuştu ki, protesto dilekçelerine imza atmaya bile çekindi. Provokasyon olarak yorumlanabileceği kaygısıyla, yaşadığı dönemli ilgili tek bir kelime etmedi. Cesareti yoktu. Korkuyordu. Bunun neticesinde de hastalığa varan ıstıraplı bir vicdan azabı çekiyordu. İngiltere’ye, ABD’ye, Brezilya’ya kaçtı. Sonunda vicdanına ve özlemine yenik düşüp karısıyla birlikte intiharı seçti.

Edebiyat eleştirmeni Laurent Seksik, kitabında, yazarı intihara götüren acılı süreci anlatıyor: “Yahudi olmayı kendisi seçmemişti” diye yazıyor, “Yahudilik üstünde hak iddia etmiyordu, hiçbir tanrıya inanmıyordu, tek bir Yahudi duası bile bilmiyordu, milliyetçiliğin her türlüsünden tiksindiği gibi, Siyonizmi de lanetliyordu. Aidiyet hissetmediği bir kimlik uğruna yeterince bedel ödememiş miydi? Her şeyini kaybetmişti...”
Kurguyla gerçeğin iç içe geçtiği romanı okurken, “Hangi olay gerçek, hangisi kurgu?” düşüncesi hiç çıkmayacak aklınızdan.

Haberin Devamı

Her şeyini kaybeden adam Stefan Zweig
‘Stefan Zweig’in Son Günleri’, Can Yayınları, 13 TL.

Haberin Devamı


HAFTANIN NOTLARI

* Star’daki ‘Hayatımın Rolü’, tam yazlık olmuş. Senaryo tatlı, oyunculuklar nefis... Haluk Bilginer, Güzin Özyağcılar, Emel Göksu gibi efsane isimleri bir arada izleme zevkini, umarım kışın da sürdürürüz.

* Bu sezon başlayacak yeni diziler arasında en dikkat çekeni, Kanal D’de yayınlanacak ‘Kayıp Şehir’. Özellikle senaryo ekibi heyecan verici: Yıldırım Türker, Murat Uyurkulak, Hakan Bıçakcı ve Seray Şahiner. Üstelik müziklerini de Demir Demirkan yapacakmış. Herkeste bir merak, heyecan hali...

Haberin Devamı

* RHCP’nin ön grubunun Athena olacağını öğrendik geçen hafta. Daha doğru bir seçim yapılamazdı sanırım. Özellikle Guns n’ Roses’dan önce Şebnem Ferah’ın çıkarıldığı bir ‘ön grup algısı’nda, yapılan en doğru tercih bu olsagerek... Aklıselim Pozitif’e teşekkürler.

* Bu haftanın beni en çok heyecanlandıran etkinliği, cumartesi günkü Feist konseri. Sesiyle birçok geceme eşlik eden Feist’i canlı dinlemek için sabırsızlanıyorum. Onu bizlerle buluşturan İKSV’ye teşekkürler.


EYLÜLDE NE OKUYACAĞIMIZI ŞAŞIRACAĞIZ

* Yayıncılık sektörünün üzerine çöken yaz rehaveti yavaş yavaş kalkıyor, sonbahar yaklaşıyor. Eylüle İhsan Oktay Anar’ın yeni romanı ‘Yedinci Gün’le başlayacağız. Kitabın yolda olduğu haberi resmileştiğin anda, ‘Yedinci Gün’ ismi Twitter’da ‘en çok konuşulan konu’ oldu. Anlaşılan Anar’ın ismi bile birçok kişiyi heyecanlandırmaya yetiyor. Bu arada kitap kapağının üzerindeki çizimin de yazara ait olduğunu öğrendik. Sürpriz sürpriz üzerine...

* Türkiye İş Bankası Yayınları da yaz rehavetini üzerinden atanlardan. ‘En Güzel Tarih’ başlığı altında yayımladıkları 8 kitabın üçüncü baskılarını yaptılar. Kitaplarda; aşkın, mutluluğun, yer kürenin, hayvanların, bitkilerin, insanın, inancın ve dünyanın ‘tarih’i anlatılıyor. Diyalog şeklinde ilerleyen metinler, okuma zevkini artırıyor.

* Metin Kaçan’ın ‘Ağır Roman’ başta olmak üzere birçok öyküsünü ve denemesini yeniden basmaya hazırlanan Everest Yayınları da sonbahara ağır toplarla girecek.

www.twitter.com/gulumdagli