HASTALARIN ÖNCELiKLi iHTiYAÇLARI

Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Doç. Dr. Haldun Soygür, “Türkiye’de ruh sağlığı alanında yapılan en geniş ölçekli araştırma, 2002’ye ait Ulusal Ruh Sağlığı Profili Çalışması. Ancak bu çalışma şizofreniyi kapsamıyor. Ülkedeki hasta sayısı, dünyadaki çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre ‘tahmin’ ediliyor” diyor.
Soygür, “Birçok hastalıkta geçerli olduğu üzere şizofrenide de erken tanı ve erken tedavi çok önemli. Erken başlanan tedavi hastalığın oluşturacağı hasarı belirgin derecede azaltıyor. Şizofreni gençlik çağında başlayan bir hastalık olduğu için özellikle 15-30 yaş grubunun taramalardan geçirilmesinde fayda var.
Uzun süreli ilaç, ruhsal ve toplumsal tedavilerin (psikoterapiler) birlikte uygulanması gerekiyor. Şizofrenide rehabilitasyon çalışmaları da tanının konduğu gün başlıyor. Tüm dünyada şizofreni tedavisinde ilaçlara ek olarak bireye ve aileye uygulanan psikoterapinin önemi açıkca kabul görüyor. Ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumu, şizofreni hastalarına bireysel psikoterapi hakkı tanımıyor ve sosyal güvencesi olan hastaların psikoterapi ücretlerini ödemiyor” diyerek tedavi konusunda Türkiye’de yaşanan zorluklara değiniyor.


Neler yapılabilir?
* Tedavinin önündeki en büyük engel, hastalığı tanımamak. Toplumun her kesiminin şizofreniyi tanımasını sağlamak gerekiyor.
* Gündüz hastaneleri, yarıyol evleri ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılmasında fayda var.
* Ailenin hastalık hakkında bilgilendirilmesi, hastayla nasıl iletişim kurulacağı konularını içeren terapiler uygulanmalı.
* Tedaviye iyi yanıt veren şizofreni hastalarının çalışabilmeleri için olanaklar sağlanmalı. Ülkemizde bu yasal bir zorunluluk olduğu halde işverenler ceza ödemeyi kabul edip, şizofreleri çalıştırmayı istemiyor.
* Tedaviye orta düzeyde yanıt veren hastaların korumalı ya da destekli işyerlerinde çalışmalarına olanak verilmeli. Şizofreni Dernekleri Federasyonu tarafından Ankara’da kurulan Mavi At Kafe, bu konuda bir ilki gerçekleştiriyor. Devletten destek alamayan bu işyeri, maddi sorunlarla boğuşuyor.
* Birçok aile “Biz öldükten sonra evladımıza kim bakacak?” sorusunun ağırlığı altında eziliyor.
* Türkiye, ruh sağlığı yasası olmayan ender ülkelerden biri. Böylece ruh sağlığı politikaları üretilemiyor.
* Türkiye’de kişi başına düşen psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, psikiyatri hemşiresi oranları AB ülkeleri ve Amerika’nın çok altında. Bu alanda hizmet verecek uzmanların yetiştirilmesi gerekiyor.

KiŞi BAŞINA DÜŞEN PSiKiYATRiST ORANLARI
Türkiye’de yüz binde üç,
ABD’de yüz binde 16,
AB ülkelerinde yüz binde 12.

Şizofreni Dernekleri Federasyonu’na destek olmak için: İş Bankası Ankara Meşrutiyet Şubesi
4213 0871601