HEYBELi’DE CiNAYETLERiN iZiNDE

Öğretmenlerden oluşan Özel Alev Okulları Kitap Kulübü üyeleri, gazeteci-yazar Önay Yılmaz’ın kaleme aldığı ‘Heybeliada Cinayetleri’nin izini olay mahallinde sürdü

Milliyet gazetesi muhabiri Önay Yılmaz’ın Destek Yayınları’ndan çıkan polisiye romanını ‘okuma kitabı’ olarak seçen Özel ALEV (Avusturya Liseliler Eğitim Vakfı) Okulları Kitap Kulübü üyeleri Heybeliada’da buluştu. Üyeler, ‘Heybeliada Cinayetleri’nin kahramanlarından gazeteci Ahmet Kerim’in, dedektif Çetin Akın’ın ve katilin geçtiği yerlerde cinayetlerin izini sürdü. Bu etkinliğe davet ettikleri kitabın yazarı Önay Yılmaz da, öğretmenlerden oluşan kitap kulübü üyelerine cinayet mekanları hakkında bilgi verdi.Kitapta cinayetlerin işlendiği mekanlardan biri de Ruhban Okulu olduğu için, üyeler, önce Ümit Tepesi’ndeki Aya Triada Manastırı’na çıktı. Burada hem okulu gezdi, hem de cinayetlerin nasıl işlendiği hakkında yazardan bilgi aldı. Üyelerden bazıları da bu mekanı gezerken, “Ruhban Okulu’nun açılması hem prestij açısından, hem de turizm açısından Türkiye’ye önemli faydalar sağlar” diyerek, görüşlerini dile getirdi. Üyeler burada, yazarla bol bol hatıra fotoğrafı çektirip, kitaplarını da imzalattı. Daha sonra romanda adı geçen ikinci cinayet mahalli olan Değirmenburnu’na gidildi. Romanda cesedin bulunduğu yer olarak geçen yıkık değirmen gezildi.

“Merakla bekliyoruz”ALEV Okulları Kütüphane Sorumlusu Ayşın Şen, Yılmaz’ın romanlarında bilgiye de yer verdiğini belirterek, “Siz romanlarınızda deprem, küresel ısınma, kuş bilimi, mitoloji gibi konuları da işliyorsunuz. Kitapta okuyucu sadece bir polisiye okumakla kalmıyor, birçok konularda bilgi sahibi de oluyor. Son kitabınızda da böyle” dedi. Bu tür etkinliklerin yazarları kamçıladığını belirten Yılmaz mutluluğunu dile getirdi:
“Bu tür etkinlikler yazarları motive ediyor. Okuyucuların eleştirileri, yorumları çok önemli. Hatalarınızı görüyor, eksikliklerinizi gideriyor ve bir dahaki romanınıza daha iyi hazırlanıyor, daha titiz davranıyorsunuz. Kitabınıza ilgi gösterildiğini görmek, duymak ve bunu yaşamak gerçekten büyük bir mutluluk.”