Cadde Hoş kokulu ve şık insanları özledik

Hoş kokulu ve şık insanları özledik

01.08.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Prens Adaları, kültürel yapısının bozulmasıyla kimlik kaybı yaşıyor. Büyükada hakkında yazdığı kitaplarla tanınan ve Fıstık Ahmet olarak bilinen Ahmet Tanrıverdi, kaybolmakta olan Ada kültürünü anlattı

Hoş kokulu ve şık  insanları özledik

Çocukluğunuzdaki ‘Adalı’ profilini anlatır mısınız?
Eski Adalıları anlamak için fotoğraflarını görmek yeterli. Bir defa giyim kuşam çok farklıydı. İnsanlar temiz giyinirdi. Kadınlar tiril tiril beyaz elbiseler giyerdi. Ellerinde muhakkak dantel işlemeli eldivenler olurdu. Hasır şapkalar takarlardı. Günde üç defa kıyafet değişirdi. Sabah, beş çayı ve akşam için kıyafet ayrıydı.

Erkekler nasıl giyiniyordu?
Sabahları şort, beş çayı için Borsalino ayakkabı ve Panama keteni pantolon, akşam yemeği için ise bir başka kıyafet giyilirdi. Çok terzi vardı. Takım elbise giyilirdi. Bir moda zenginliği vardı. Bugün aynı kıyafetle 24 saatini geçirenler var. Evvelden insanlar mis gibi kokardı. Mesela nebati rozetler vardı.

Nebati rozetler nereden alınıyordu?
Yaşlı bir Rum vardı. “Mis kokulu yasemin” diye bağırırdı. Çiçekler dalından koparılıp ince kurumuş çam dallarına takılırdı. Onlar da bir patlıcana sokulurdu. Patlıcan, içi çiçek dolu bir stant olurdu. Ücreti yoktu. 3-5 kuruş verip alırdın. Para vermeyen de olurdu. Yasemin, mimoza ya da karanfil, doğal rozet olarak yakaya takılırdı. Bu bir ritüeldi.

Kış aylarında hayat farklı mıydı?
1960’lara kadar kışın nüfus 19-20 bin gibiydi. Hatırı sayılır bir Musevi grubu vardı. Fazla zengin değillerdi. Kravatsız dışarı çıkmazlardı. Bizim Müslüman Türkler de aynı şekildeydi. Lokomotif olan Rumlardı, onlar çoğunluktaydı. Özellikle pazarları kiliseye ibadete giderken tertemiz giyinirlerdi. Özledik o günleri.

Güzel kokular çok önemliydi anlaşılan.
O zaman bugünkü kadar çok parfüm yoktu. Esans sürülürdü. Sokaklarda esansçılar gezerdi. En büyük lüks limon kolonyasıydı. Hatta bazen ispirtonun içine limon kabuğu, defne yaprağı atılarak kolonyaları yapılırdı.

Adalar’da eğlence hayatı nasıldı?
Gece elde gitar veya akordeonla turlara çıkılırdı. Arabayla, eşekle ya da yaya gidilirdi. Senfonik müzikler gelirdi dışardan. Seranatlar yapılırdı. Dans müsabakaları yapılırdı. 30 Ağustos’larda Anadolu Kulübü’nde maskeli balo olurdu. Golf kulubü vardı. ‘Florida’ ve ‘Kankan’ isimli kulüpler vardı. Rıfat Telgözer isimli bir akrobat cambazhane kurardı. Hamiyet Yücesesleri, Ahmet Üstünleri dinledik. Tiyatro oyunları oynanırdı. Sinemalar vardı.

Adalıların geçim kaynağı neydi?
Ada’nın ekonomisi kendi kendine yetiyordu. Küçük esnafı, sanatkarı ve zanatkarı vardı. Gitar imalatçısı, piyano akortçusu, laterna tamircisi, terzi, ayakkabıcı, marangoz bulmak mümkündü. En fazla Kartal’daki bostanlardan mal gelirdi.

Kimlik kaybı ne zaman başladı?
1964’de Yunan tebalı Rumların gönderilmesiyle gidenlerin yerine gelenler uyum sağlayamadı. Burayı atlama taşı olarak kullandılar. Sonra gecekondular yaptılar.İş yerleri yavaş yavaş kapandı. Çocuklar Fransızca bilen dadıların elinde büyürdü. Bugün Moldovalı dadılar ya da Anadolu’dan gelen hizmetçi kadınlar var. Bir neslin yetişme şekli değişti. Kayboldu bazı değerler.

Bu kültürde azınlık vatandaşlarımızın etkisi nedir?
Buradaki Rumlar, Bizans döneminden gelenler değil. 175 sene önce, Yunanistan’daki iç savaştan kaçanlar. Ayrıca burada asırlardır Ermeniler, Museviler ve Müslümanlar birlikte yaşar. Buradaki kültür karma bir kültür. Biz buna ‘Ada kültürü’ dersek daha doğru olur.


Açık hava müzesi
Ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin’in Maden Mahallesi’ndeki evi Ada’yı ziyaret edenlerin uğrak yerlerinden. Lev Troçki’nin Sovyet lider Stalin tarafından sürgün edildikten sonra 1929-1933 yılları arasında yaşadığı ev ise Nizam Mahallesi’nde.

TARiH TURU
Bizans’taki taht kavgaları, siyasi ve dini içerikli anlaşmazlıklar sonucunda din adamları, prensesler ve prensler Adalar’a sürgün edilirdi. Bu nedenle ‘Prens Adaları’ adıyla anıldı.
İstanbul’un fethinden kısa bir süre önce 17 Nisan 1453’te Osmanlı topraklarına katılan Adalar 16’ncı yüzyıla kadar boş kaldı. Sonrasında Rum balıkçılar, rahipler, keşişler ve yabancı sefaret mensupları bölgeye yerleşti.
1846’dan itibaren Adalar’la İstanbul ve Kadıköy arasında düzenli vapur seferleri başladı.
1908 yılında Meşrutiyet sonrası II.Abdülhamid’in yakın çevresi Adalar’da mecburi ikamete zorlandı. Adalar’a gelen son sürgün Sovyet Devrimi’nin ünlü ismi Troçki’dir.
1928 yılında Heybeliada’da Deniz Harp Okulu’na öğrenci yetiştiren Deniz Lisesi açıldı.
8-9 Ağustos 1928’de Mustafa Kemal Atatürk, Sarayburnu’nda halka yeni latin harflerini öğretirken motorla Büyükada’ya geldi. Sonraki yıllarda ziyaretlerini sürdürdü.

PRENS ADALARI
Adalar ilçeşi Prens Adaları adıyla bilinen Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedef Adası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası’ndan oluşur.

PLAJ KEYFİ
Büyükada’da Nakibey, Kumsal, Yörükali ve Prenses plajlarında yüzebilir, Dil Burnu’nda piknik yapabilir, köşkler arasında yürüyebilir, Büyükada ve Lale Sinemaları’na gidebilir, sahil lokantalarında yemek yiyebilirsiniz. Anadolu Kulübü’nün kapısındaki dondurma arabasından dondurma yemek ise Ada’ya has bir keyiftir. Bizden söylemesi.