Cadde İnsanın kalbi yediÇine göre yaşar

İnsanın kalbi yediÇine göre yaşar

04.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İnsan hayatında beslenme tarzının önemi asla tartışılamaz. En doÇru yol, bunu bilinçli şekilde öÇrenip, yaşamın bir parçası olarak uygulamak

İnsanın kalbi yediÇine göre yaşar

hinsel@intermed.gen.tr Sait Halim Paşa Yalısı ve civarı benim, benden de çok Zuhal'in çocukluÇunun, gençliÇinin geçtiÇi yerler. Zuhal Yeniköylü, ben de Emirganlı'yım. Hiç unutamam, hangi akla hizmet hâlâ bilemem, nefesimizi tutar, denize dalar, Sait Halim Paşa Yalısı'nın yakınındaki Mısırlı Yalısı'nın rıhtımının altındaki bir oyuktan içeri süzülür ve bir maÇara gibi çökmüş rıhtımın altında birikmiş havada nefes alıp, tekrar dışarı çıkardık. Niye yapardık bunu, neden hiç tehlikeleri düşünemezdik, bugün düşündükçe hayretler içinde kalıyorum. Demek delikanlı lafı, bu tip olaylardan geliyor. Ne kadar güzel olmuştu Sait Halim Paşa Yalısı, yandıktan sonra yapılan restorasyon, daha doÇrusu yeniden inşaat sonrası. Girişi, ihtişamı, merdivenleri, ışıklandırması ve sizi saran sıcacık havası. Harikaydı. Sait Halim Paşa Yalısı'nın içini de, o civardaki her santimi bildiÇimiz gibi, ezbere bilirdik. Dilara'nın daveti üst kattaydı. Üst kattaki salona girince şaşaladık, bu renkler de nereden çıkmıştı? Eskiden hatırladıÇımız renkler pasteldi ve çok az varak vardı. Birden aklıma biraz sonra gideceÇimiz ÇıraÇan Oteli balo salonunun renkleri geldi, onlar da bana çok canlı geliyordu. Bilenler her iki tarihi eseri de bu tip renklerle döşediklerine göre, belki de yıllar sonra bunlar da pastel olacak, belki de o günlere bir hazırlık bu gördüklerimiz, bilemem. Hani bazı günler vardır ya, birkaç şey aynı ana gelir ve insan hangisine, nasıl yetişeceÇini şaşırır durur. GeçtiÇimiz pazartesi de öyle bir gündü işte. Ayşe - Adnan Polat çiftinin ÇıraÇan Sarayı'nda, İtalyan Cumhurbaşkanı'nın Adnan Polat'a verdiÇi ve İtalya Başkonsolosu tarafından takdim edilen nişanın resepsiyonu vardı, akşam saat 19.00'da. Saat 19.30'da Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak'ın kitabının tanıtım kokteyli vardı, Yeniköy Sait Halim Paşa Yalısı'nda. Emirgan'da oturduÇumuza göre eve uÇrar, eşim Zuhal'i alır, önce Yeniköy'e oradan da ÇıraÇan'a gideriz diye plan yaptım. Ama tersliÇe bakın ÇıraÇan'daki saat 19.00'da, Yeniköy'deki ise saat 19.30'da. Yine de öyle yaptık. Dilara'nın davetinde çok az kalabildik, ÇıraÇan'a yetişebilmek için. Dilara davetlilere mi yetişsin, kameralara mı, gazetecilere mi şaşırmış, koşuşturuyordu. Her zamanki gibi güzel, neşeli ve sevecen haliyle, her yere yetişiyordu. Kitabı da böyleydi işte. Daha kapaÇı neşe veriyordu insana, içi ise çok rahat bir şekilde sizi alıp, beslenmenin derinliklerine, sizi hiç sıkmadan indiriyordu. Evet bu kitap modern tıbbın en önemli unsurunu vurguluyordu. "Yediklerimiz bizi saÇlıklı da yapabilir, yavaş yavaş saÇlıÇımızı elimizden de alabilir". DoÇru diyor Dilara, "Beslenme çözümünüzü kendiniz bulun" diyor kitabının kapaÇında. Evet işte olay bu. Sizler öÇrenip, size uyan beslenme tarzını yaşamınıza katıp, bunu bir diyet gibi deÇil, normal yaşamınız gibi yaşayarak yapacaksınız. O zaman insan başarıyor. İnsanlar çokluk maalesef, beslenme uzmanlarını, diyetisyenlerini zayıflama yeri gibi görüyorlar. Ben biraz kilo aldım, diyetisyenime gideyim diyorlar, keşke benim saÇlıÇım bozuluyor, diyetisyenime gideyim diyebilseler. Koçak'ın kitabındaki neşe Dahiliye ihtisasıma başladıÇımda, Almanya'daki ilk şefim Dr. Frentzen, bana hastanenin diyetisyenini tanıştırıp, bak hiç unutma, özellikle dahiliyecinin diyetisyenler en büyük destekleridir, demiş ve açıklamıştı. Sen hastanı tıbbi yönden iyileştirdikten sonra, diyetisyen hastanın saÇlıklı bir ömür sürmesini saÇlayacak, çünkü insanın kalbi, yediÇine göre yaşar demişti. Çok ileri görüşlüydü Dr. Frentzen, beslenme ile yaşam arasındaki ilişkiyi bu küçücük cümlesiyle ortaya koymuştu, oysa o günlerde, beslenmenin bu derece önemli olduÇu pek tanınmıyordu. Bugün artık kesin olarak biliyoruz ki, insan hayatında beslenme tarzının önemi tartışılamaz, ve bunu bilinçli bir şekilde öÇrenip, yaşamın bir parçası olarak uygulamak ise, en doÇru yol. Beslenme ve yaşam ilişkisi Dilara davetiyesinde "merak etmeyin, mönü diyet deÇil" demişti. Hakikaten davetlerde yeneceklerin seçimi çok önemli, hafif yemek sunulsa kimse mutlu olmuyor, yemekler klasik, alışılagelmiş tarzda olsa, herkes ben şunu yemem, bunu yemem diye davet sahibini huzursuz ediyor. Kitabında Dilara bu "Özel günlerde beslenme" bölümünde konuya çok hoş yaklaşmış, güzel önerileri var.Tabii saÇlıklı yaşam için tek başına bilinçli beslenme yeterli olmuyor, çok önemli olan başka bir nokta da, günlük hayatımıza hareket katmak, düzenli egzersiz katmak. Günde yarım saat tempolu yürüyüş veya benzeri egzersiz, bilinçli beslenme ile birleştiÇinde size saÇlıÇın kapılarını açacak en büyük anahtar oluyor. Bir de gülmeyi, sevinmeyi öÇrenip, hayatınızdaki stresi de azaltabilir, düzenli saÇlık kontrollerinizi yaptırır ve doktorunuzun önerileri doÇrultusunda, diyetisyeninizin, size özel planını uygularsanız, saÇlıklı, uzun yıllara ulaşmanız için, en önemli adımları atmış olursunuz. Günde yarım saat egzersiz Gelelim "İyi Yaşam" adlı kitaba. Enerji kaynaklarımızı anlatıyor Dilara, birinci bölümde, karbonhidratlar, proteinler ve yaÇlar var burada. Bence çok önemli bu bölüm. Buradaki bilgileri anlamak lazım ki, doÇru bir şekilde kendi kendimize katkıda bulunalım. Eskiden biz, en büyük düşmanımız yaÇ diye kabul ederdik, bugün basit şekerler öne çıktı. İşte bütün bunlar burada anlatılıyor. Bu bölümü öÇrendikten sonra asıl önemli olan bunların nasıl kullanılacaÇı. YaÇların, proteinlerin ve karbonhidratların neler yaptıkları ve neler yaptırmadıkları ise "Metabolizmanızı Tanıyın" bölümünde çok sade ve güzel bir şekilde anlatılmış. Metabolizmanızı öÇrendikçe bugüne dek yaptıÇınız yanlışları görecek, bundan sonra neleri nasıl yapmanız gerektiÇini okuyacaksınız. Önce metabolizmanızı tanıyın