Bodrum’da Barlar Sokağı’nın İstanbul’un köprü trafiğine taş çıkaracak insan trafiğinden, et ete durumundan çok rahatsız olanlardandım. Ama yok işte, şimdi de kimsecikler yok.
Meğer bu hali daha acıklıymış...

BARLAR  SOKAĞI  NEDEN BOŞ

Hafızalara kalabalığı ve çılgın eğlenceleriyle kazınan Barlar Sokağı bu yıl ıssız... Geçen yıl
iğne atsanız yere düşmeyecek mekânlar (altta), o eski günleri arıyor.

BARLAR  SOKAĞI  NEDEN BOŞ

Bodrum’da son günlerim. Dönmeden bir de Barlar Sokağı’na gideyim dedim. Siz bakmayın Barlar Sokağı dediğime, artık orası barlar değil, çoğunluğu çakma çantacı ve ayakkabıcılar sokağı.
Son 15 yıldır her yaz Bodrum’un turistiyim ama ilk kez buranın simgesi Barlar Sokağı’nı bu kadar boş gördüm. Nedenini bilmiyorum çünkü kimi ‘Gezi olayları’ diyor kimi ‘Ramazan’...
Ama bence ikisi de değil. Yandaki büyük fotoğrafı hafta içi saat 23.00’te çektim. Yani sebep Ramazan olsa, turistleri etkilemez değil mi? Tatilcileri de etkilemez, çünkü oruç tutanlar için 23.00 ideal bir saat. İftardan sonra inersin Bodrum’a, hem yürüyüşünü yaparsın benim gibi, hem dondurmanı, lokma tatlını yersin...
Gezi olayları desen, ee, yazlıkçılar nerede o zaman? Gümüşlük’te Nejat İşler’in de katıldığı ufak bir yürüyüş ve açıklamanın dışında burada durum sakin. Anlamadım gitti. Gerçi Barlar Sokağı’nın İstanbul’un köprü trafiğine taş çıkaracak insan trafiğinden, et ete durumundan çok rahatsız olanlardandım. Ama yok işte, şimdi de kimsecikler yok. Meğer bu hali daha acıklıymış...

Beldeler baltadı
Yaz-kış Bodrum’da yaşayan turizmci bir arkadaşıma sordum: “Ne oldu Bodrum’a?” O da sakin sakin anlattı:
“Birincisi, Ramazan tam yazın ortasına denk geldi. Bunun bir parça etkisi var tabii ama Bodrum’a inen uçaklarda ve gelen yerli yabancı turist sayısında göze çarpan bir kayıp yok.
İkincisi ve esas sebebi, eskiden Bitez, Ortakent, Yalıkavak gibi beldelerde gidecek hiçbir yer yoktu. Şimdi oralarda Bodrum’un merkezini aratmayacak işletmeler, AVM’ler açıldı. Bodrum’da mesafeler uzak, taksiler de pahalı. İnsanların bulundukları yerden Bodrum’a gelmesi de masraf. Üstelik bu söylediğim beldelerde sıcaklık Bodrum’un merkezine göre en az 4-5 derece fark ediyor. Ee, haliyle insanlar da bulundukları yerde kalmayı tercih ediyor. Turistleri sorarsan, onlar da artık ‘her şey dahil’ ve hayli ucuz otellerinden pek dışarı çıkmıyor.”
Galiba en doğrusunu benim bu turizmci arkadaşım söylüyor...
Yalıkavak’ta Marina, Ortakent’te çarşı, Bitez’de meydan Bodrum’un merkezini hiç aratmıyor.

Haberin Devamı

HERKES BUNU KONUŞUYOR

Haberin Devamı

Bodrum’da kimin evine gitsem bu aralar üç kilit atıyor kapısına. Yok, ben geldim diye değil; ortalıkta cirit atan ‘tuhaf’ hırsızlar yüzün-den. Belki duymuş-sunuzdur, geçen hafta Erman Toroğlu’nun evine de girdi hırsız ama dedim ya, olay tuhaf! Çünkü girdikleri evi, kirli çamaşır sepe-tine kadar dağıtıyor fakat hiçbir şey alma-dan gidiyorlar. Burada insanlar hayli tedirgin...

YALIKAVAK’TA BİR KELEBEK

“Şuraya gidin, şunu bunu yiyin” demekten hoşlanmıyorum ama içinde insan hikayesi olan mevzuları da seviyorum. Bu yüzden bir ‘yarı Karadenizli’ olarak ‘tam Karadenizli’ Zeki Arslan’dan bahsetmek istiyorum.
Kendisi 25 yıllık dalış hocası. Aynı zamanda Bodrum’un en eski dalış okullarından Happy Bubbles’ın sahibi. Geçen yıl eşi Zeynep’le Yalıkavak yolunda bir köy evi alıyor ve içini tıpkı çocukluğunda yaşadığı Karadeniz yayla evleri gibi döşüyor. Öyle ki evin elektrik kabloları bile tıpkı yayla evi gibi duvarın üzerinde... Gelen giden derken bir bakıyor ki evi hiç misafirsiz kalmıyor.
Karadeniz mutfağına da düşkün, yemekleri çok beğeniliyor.
O da, “Denizi bırakıp artık karaya çıkayım” diyor ve okulu kapatıp evi restoran haline getiriyor. Bahçesine türlü türlü sebzeler ekiyor. Tavuklar, kazlar alıyor. Sonra da evini Parpali (Lazca, kelebek demek) adıyla 40 masalık bir restoran olarak açıyor. Akşamları mutfakta ne çıkarsa bahtına durumu var. Oturuyorsun masaya, o gün taze ne varsa beş altı çeşit meze ve yöre yemekleri masana geliyor. Kahvaltı da ballı, kaymaklı, kuymaklı, kavurmalı has Karadeniz mutfağı.
Ben o ‘çok lüks’ restoranlara gidip bit kadar tabağa avuç dolusu para dökenlerden değilim. O yüzden diyeceğim o ki, hem uygun fiyatlı hem de lezzetli, üstelik de güler yüzlü yeni bir yer denemek isterseniz Parpali’ye uğrarsınız...

Haberin Devamı