KINA KINA OLALI BÖYLE YAKILMADI

Buse Terim’in kına gecesine ‘anne arkadaşı’ kontenjanından gittim... ‘Hint’ temalı kına gecesi için Sait Halim Paşa Yalısı’ndaki bütün detaylar göz kamaştırıcıydı. Gecenin konseptine uygun olarak konuklara Hint kınası yakıldı

Buse Terim’in önceki gün Sait Halim Paşa Yalısı’nda düzenlenen kına gecesine ‘anne arkadaşı’ kontenjanından ben de davetliydim. Fulya Terim, çok heyecanlı çünkü hem küçük kızının kınası var hem de kısa süre önce ‘Terim Events’ adıyla kurduğu şirketinin ilk organizasyonunu gerçekleştiriyor.
Fulya Terim’i tanıyanlar bilir ki, organizasyon konusunda eşsiz bir yetenek ve müthiş bir gözdür. Şimdiye kadar sadece ailesinin ve yakın arkadaşlarının özel günlerini, konsept belirlemeden tutun davet sahibinin ruh durumuna kadar her türlü detayıyla ele alan Fulya Terim bundan sonra bu işi profesyonel olarak yapacak.
Kınanın konsepti ‘Hint’ti.
Sait Halim Paşa Yalısı yıkılmış, yeni baştan inşa edilmiş desem yeridir. Daha içeriye adımımızı attığımız anda bizi; pembe, mor, lila renkli dekorun içinden konsepte uygun giyinmiş hostesler karşılıyor. Oturma düzenini belirleyen numaralar her biri farklı renkteki ve fil şeklinde kartlara basılmış.
Her iki yanı yüzlerce mumla süslenmiş uzun koridordan geçerek kokteyl alanına giriyoruz. Yine rengarenk bir bölüm.
Çiçeklerden yapılmış dev bir fil karşılıyor bizi. Hemen sağ tarafta bir minibüs içinde eğlenceli fotoğraflar çekiliyor. Saray koltukları, taht, nargile alanı, detaylar göz kamaştırıcı...

NESLİŞAH DÖVÜNÜYOR!
200’e yakın davetli doldurmuş burayı.
Kısa süre önce nişanlısı Arda Turan ile ayrılan Sinem Kobal’ın neşeli hali bulaşıcı. Etrafındaki herkesi güldürüyor.
Taze nişanlı Neslişah Alkoçlar ise dövünüyor “Kınada, nişanda geç kaldım ama benim düğünüm de kesinlikle böyle olsun!”
Arkada tüllerin içinde rüya gibi bir başka bölüm daha var ki, burası da nargile alanı olarak ayrılmış...
Fulya Terim üzerinde son derece şık ve portakal rengi bir tuvalet değil de eşofman varmışçasına bir dakika oturmadan koşturuyor. Servisi de o denetliyor, konukların rahatını da kızının heyecanını da... Aylardır hazırlandığı bu davette en ufak bir aksilik, eksiklik olsun istemiyor.
Bu arada konu dışı ama kendisinin diyetisyen kontrolünde tam 10 kilo verip müthiş gençleştiğini de söylemeden edemeyeceğim.
Gelelim kınanın yapılacağı salona. Son derece özenle hazırlanmış mönü, yine aynı özenle hazırlanmış masalarda servis ediliyor. Favorim Kayseri mantısı.
Yanımda oturan Ayşe Özyılmazel’in altın rengi çatalıyla içinden iki tane alıp bıraktığı mantısına dayanamıyor onu da kendi önüme çekiyorum. Ben de beğendili dana etimi onun tabağına bırakıyorum, ödeşiyoruz. Yemeğin sonunda gelen dondurmalı makarona tadının şahane olduğundan emin olduğumuz halde ikimiz de dokunmuyoruz...
Yemeğin hemen ardından içeriye ‘Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar’ türküsü eşliğinde her biri bir örnek giyinmiş kına ekibi giriyor. Ardından da Buse Terim... Peri kızı gibi...
Ablası, annesi ve kayınvalidesi etrafını sarıyor. Arkadaşları da yanına gidiyor ve başlıyorlar türküye eşlik etmeye. Biz Buse’den beklerken, annesinin gözyaşları daha erken geliyor .
Sosyal medyada fotoğraf paylaşılmaması ricasına rağmen yine de herkes cep telefonuna sarılıp bu anı fotoğraflıyor.
Ve sürpriz! Sahnede Ayta Sözeri...
‘Kayıp Şehir’ dizisinin efsane ismi... Sahneye çıkar çıkmaz karşısında oturan Demet Akbağ’a hayranlığını belirtiyor sonra da başlıyor ‘damardan’ şarkılarına.
Ben hayran hayran kendisini dinlerken Buse’nin arkadaşlarının ısrarıyla repertuvar bir anda değişiyor ve ‘Ankara’nın Bağları’ ile herkes piste fırlıyor.

Etrafı rengrenk bileziklerle süslü kına tepsisi.

GECE YARISI ORTALIK KARIŞIYOR
Sözeri sahneden indikten hemen sonra bir şov grubu dans gösterisi yapıyor.
Bu arada saatler de gece yarısına yaklaşıyor. Tam o anda ortalık karışıyor.
Davullar eşliğinde içeriye harala gürele bir grup giriyor; biz ne olduğunu anlamaya çalışırken görüyoruz ki damat Volkan Bahçekapılı ve arkadaşları gelmiş.
O andan itibaren eğlenceyi ve Buse Terim’in gözlerindeki mutluluğu görmelisiniz. Davullar, zurnalar halaylar tezahüratlar...
Nihat Doğan ve Alişan da grubun ortasında. Yanlarına yaklaşıp soruyorum “Nereden çıktınız siz?”
Meğer onlar da bir balıkçıda toplanıp damada bekarlığa veda yapmışlar, sonra da buraya gelmişler. Bir anda onlarca kadın sarıyor etraflarını. Hep birlikte devam ediliyor eğlenceye. Ben davetten ayrılırken, erkekler damadı havaya atıp tutuyor kızlar da bu anı fotoğraflıyordu...

Herkes kınasını yaktırdıktan sonra Fulya Terim de eline motif çizdirdi. Kınanın yakıldığı koltukta Fulya Terim’le birlikte poz verdik.

Fulya Terim’in çiçeklerden yaptığı dev fil... Vinçle getirilen filin, aynı yöntemle Terim Ailesi’nin bahçesine götürüleceğini öğrendim.