Siz hiç vapura binip de, etrafınızda uçan martılara simit attınız mı? Ben defalarca attım. Hatta sırf martıya simit atabilmek için vapura bindiğim oldu ama bir daha atmam.

Siz de atmayın...

Beşiktaş Belediyesi Veterinerlik bölümünün görevlileriyle sohbet ederken öğrendim ki,

sırf bu yüzden bir günde ortalama 80 - 85 martıya müdahale ediyorlarmış.

Kursaklarında kalıyor!

Martılar etrafımızda çığlık çığlığa o simit parçalarını kapmaya çalışıyor, parçacık denize düşse, pike yapıp oradan alıyor ve bu görüntü bizi çok mutlu ediyor ya, meğer biz mutlu olurken martıların çoğu ölüyormuş. Çünkü onların sindirim sistemi çok zayıfmış ve genellikle o lokmaları yakaladıktan sonra

Haberin Devamı

kursaklarında tutuyor, yutamıyor, yutsalar bile sindiremiyorlarmış.

Hele de tuzlu deniz suyu değerse...

Simit yapışkana dönüşüyor

Simitteki unla tuzlu su birleşip, yapışkan bir maddeye dönüşüyor ve martıların sonu oluyormuş.

Plastik maddeler de öyle... Çöp yerine sokağa ya da denize attığımız plastikleri, martılar yiyecek sanıp yutuyor, kursaklarında kaldığı için kendilerini tok zannediyor ve bir süre sonra da açlıktan ölüyorlarmış.

Bir telefonla hemen geldiler
Konu açılmışken, artık pek çok belediyenin ücretsiz veterinerlik hizmeti verdiğini tecrübeyle sabitledim. Diyelim ki, yaralı ya da yardıma muhtaç bir hayvan gördünüz, bu birimi aradığınızda, gelip hayvanı bulunduğu yerden alıyor ve tedavisini gerçekleştiriyorlar.
Ben biraz eski mi kaldım ne, belediyeyi ararsan gelip hayvanı zehirler ya da toplama kampı gibi bir yere götürüp sefalet içine terk ederler algım vardı. O yüzden, bulduğumuz bir anne kedi ve üç yavrusu için Beşiktaş Belediyesi’nin (0 212 - 274 20 10) veterinerlik hizmetlerini arayan ve ekip çağıran arkadaşıma çok sinirlendim.
Meğer o dönemden bugüne çok şey değişmiş. Gözümle gördüm...
Siz de bağış yapabilirsiniz
Son derece profesyonel ve hayvansever görevliler ambulansla gelip sokak hayvanını alıyor, eğer rehabilite edilmesi gerekiyorsa ediliyor, kısırlaştırılması gerekiyorsa kısırlaştırılıyor, hastalığı varsa tedavisi yapılıyor. Siz derseniz ki, “İyileşince yine buraya getirin, biz bakarız” getirip aldığı yere bırakıyor. “Yok istemem” diyorsanız, kendi bakımevlerine götürüyorlar.
Bu bakımevlerinin masraflarını belediye karşılıyormuş. Yine de, çorbada tuzum olsun diyenler, para dışında her türlü yardımı yapabiliyor. Yardım dediğim de atla deve değil, evde biriktirdiğiniz gazete kağıtlarını bile bağışlasanız, çok işlerine yarıyor.
Aşk ile yapın!
Kenan Doğulu’nun sözü ve müziği kendisine ait olan son şarkısı ‘Aşk ile Yap’ ilk dinlediğim andan bu yana dilimden düşmüyor.
“Ne yaparsan yap aşk ile yap. Ne dediğin değil, nasıl dediğin olay” diyen şarkının klibi de, dikkatli izleyip detay gören için, birkaç tane kişisel gelişim kitabına bedel.
Secret filan hikaye…
İşin özeti bu işte.
Kur hayalini ama kalbinle. İstediğin her neyse canlandır onu gözünde. Olacaktır elbet, hem de tam arzuladığın haliyle…

Haberin Devamı