Cadde “İşime karışılmasını hiç sevmem”

“İşime karışılmasını hiç sevmem”

22.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Her albümüyle, her klibiyle, konser performanslarıyla dinleyici kitlesini daha da büyüten Hayko Cepkin kısa bir süre önce yeni albümü 'Sandık' ı çıkardı. Biz de Hayko’yla albümünü, gelecek planlarını ve Eurovision’u konuştuk

“İşime karışılmasını  hiç sevmem”

Hayko’nun sandığında neler var?
Albümün teması ölüm üzerine. Her parçanın geneline baktığında çeşit çeşit insanların farklı ölüm hikayelerini görüyorsun. Bunun dışında, 'açtırdınız kutuyu söylettiniz kötüyü' tavrı da sadece bir parçada hissediliyor. Genel olarak insan üzerinden yaşamsal ölüm hikayeleri anlatılıyor.

İkinci albüm sonrası epey yoğundun, çok sık konser verdin. Ve Sandık albümünde 10 ay gibi kısa bir sürede kaydedilmiş. Bu yoğunlukta hangi ara kaydettin albümü?
10 ay benim için kısa süre. Ama zamanı iyi kullandık. Özellikle elinde hiç şarkı yokken, "Albümün Mart’ın 25’inde çıkması gerekiyor" diye kendinize bir kota koymak üzerinizde baskı oluşuyor. Bu baskı epey canımı yaktı. İnsanı agresif de yapıyor, yetişmeyecek diye korku geliyor. Şöyle söyleyeyim sana. 10 ay boyunca durmaksızın çalışıldı. Bunun yedi ayı ben tek başıma çalıştım.

Yazın Slayer, Metallica, Rammstein, Megadeth, Antrax gibi isimlerle beraber aynı sahnede Sonisphere Festivali'nde sahne alacaksın. Bu festival İnönü Stadyumu'nda olacak ve sen de bir Beşiktaş taraftarısın.
Rammstein’a Beşiktaş formasını giydireceğiz (gülüyor.) Devasa bir festival olmasından ziyade İnönü Stadı’nda olması benim hayal dünyam açısından çok önemli. Çünkü ilk büyük konserler İnönü Stadı’nda yapıldı. Zamanla büyük sahnelerde, festivallerde çıkabilme şansına eriştik ama İnönü olması çocukken seyrettiğim sahneyi bana yeniden hatırlattı. 2.5 yıl Beşiktaş’ın davulcusu olarak stadın içinde olmak, mabed olarak gördüğümüz bir alanda konsere çıkıyor ve tribüne bir şeyler söylüyor olmak, bu organizasyonu benim için artıları daha çok olan bir konser haline sokuyor.

Alışılmadık bir görüntüyle insanların karşısında çıktın. 'İmaj' demiyorum çünkü bu kelimeden nefret ediyorsun. Ve genel müzik dinleyicisinin alışık olmadığı brutal vokaller yapıyorsun. Yaptığın her albümle takipçilerinin sayısı arttı. Bu başarının sırrını neye bağlıyorsun?
Ana tema şu: Başaramayacağımı, beğenilmeyeceğimi hiç düşünmedim; aklımın ucundan bile geçmedi. Çok büyük reklamlarla “Böyle bir albüm çıktı, inanılmaz güzel” denilmesini istemedim. Kendi içerisinde küçük çaplı konserlerle insanlara ulaştım.

"EUROVISION'U ÇOK SALLAMIYORUM"
Malum, Eurovision mevsiminizdeyiz. Bu aralar sık sık Eurovision ile ilgili haberler yapılıyor. Senin de Eurovision’da Türkiye’yi temsil etmen için adın geçiyordu. Eurovision’a yaklaşımın nasıl?
Çok salladığımı söyleyemeyeceğim. Önemsediğim bir platform değil. Eurovision’dan beklentisi olan bir adam değilim. Bugüne kadar kim gittiyse bundan herhangi bir fayda çıkaramadı kendine. Aslında Türkiye’ye oy veriliyor, şarkılara değil. Çok klişe bir cümle ama, politik bir yapısı var. Komşunun arası iyiyse sana 12 puan veriyor. Böyle bir durum söz konusu. Devamlı ismimin geçmesi güzel bir şey ama 'gitmek istiyorum' ya da 'baskı kurun da gitmek istediğimizi belirtelim' diye bir kulisim yok. Eurovision’a benim gitmemi istiyorlarsa birebir konuşmaları gerekiyor. Ciddi bir şekilde teklif gelirse... Aslında çok kuralı olan bir herifim, o kuralların kabul edilip edilmeyeceği konusunda da net değilim. Sabit fikirlerim vardır, işime karışılmasını hiç sevmem.