“İSTANBUL’U GÜZELLEŞTiRiN, ÇiRKiNLEŞTiRMEYiN”

Bodrum’a yerleştiğinizden beri İstanbul’da nelerin değiştiğini gözlemleyebildiniz mi?
İstanbul’dan ayrılalı tam 10 yıl oldu. Bu sürede pek çok şey değişmiş. En başta yollar... Pek çok yolda ve yerde şaşırıyorum. Gittikçe daha çok türbana rastladığımı da itiraf etmem gerekir. Artan çocuk parkları ve deniz kenarlarlarının güzelleştirilmiş olması gözüme hemen çarpan pozitif gelişmeler. Yeşile önem verilmeye başlanmış gibi görünüyor.

İstanbul’a ne sıklıkla gelip gidiyorsunuz?
Son 10 yıla bakacak olursak, yılda bir ya da iki diyebilirim.

Bodrum’dan haberleri izlediğiniz zaman İstanbul nasıl algılanıyor?
Bizim oradan bakıldığında her şeyden önce son derece vahşi görünüyor. Acımasız ve telaşlı. Buralarda her şey sakin ve acelesizdir. İnsanlar da...

Çoğu kişi İstanbul’dan bıkıyor, gidiyor ama geri dönüyor. Siz dönmediniz. Bodrum’da bulduğunuz ama İstanbul’da bulamadığınız nedir?
Huzur! Oradayken ruhum sıkışmış gibi hissediyordum. Buraya taşındığımdan beri dış olaylardan bağımsız bir huzur duygusu hakim. Her ne olursa olsun huzur hep var. Bu belki de sadece kalbimin sesini dinlediğim için olabilir. Yani Bodrum ile ilgili olmayabilir.

İstanbul yaşamında en çok neyi eleştiriyorsunuz?
Hiç bir şeyi eleştirmek istemiyorum. Ben kendime uygun bulamadığım için gitmeyi tercih ettim. Kalanlar demek ki uygun buluyor. Bunu ben eleştiremem.

İstanbul’da olan, keşke Bodrum’da olsaydı dediğiniz neler var?
Zor görünüyor ama buz pateni pisti harika olurdu.

“Bir tek kalbimin sesini dinlerim”
İstanbul’da en sevdiğiniz yer neresi?
Şaşkın ördek gibi dolanmak için Sultanahmet, Mahmutpaşa, Kapalıçarşı, Sirkeci tarafları, Boğaz vapurları, Burgazada, Fenerbahçe-Caddebostan arasındaki sahil bulunmaktan hoşlandığım yerlerdir. Özellikle gitmeyi istediğim bir yerden çok, özellikle görmeyi istediğim kişiler var.

Lise yıllarında nerelere giderdiniz?
Işık Lisesi mezunuyum. O seneler genelde Nişantaşı, Şişli civarında gezinirdim. Taksim’deki Penguen Buzpateni Pisti’nden çıkmazdım. Ayrıca İlyas Kafe, Gazi Pasajı ve sinemalar favorilerimdi.

Üniversite yıllarınızda eğlence için favori mekanlar nerelerdi?
Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme mezunuyum. Kampüsü Ziverbey’de. Sene 1984-1987 arası. Number One, Airport, Stüdyo 54 ve hatta Discorium zamanları... Bebek ve Boğaz her zaman popülerdi. Sonraki yıllarda Çubuklu 29, Yeniköy Şamdan gibi mekanlar çıktı. Eğlence hayatını fazla sevmedim ve çok da uzun sürmedi diyebilirim. Paşa Disco zamanlarında artık gezmiyor sadece çalışıyordum.

Şimdi geldiğinizde hangi restoranlara gidiyorsunuz?
Balık yemek için (özellikle bu mevsim de lüfer!) Burgazada Fincan Kafe’ye giderim. Rasim Kaptan ve eşi Canan Abla’yla hem sohbet etmek, hem de onların yemeklerini yemek harikadır. İstiklal Caddesi, Asmalımescit civarlarındaki Leb-i Derya ve Mikla beğendiğim mekanlar. Benim için son derece özel mekanlardan biri de Kız Kulesi ve oradaki restoran. Enfes bir yer.

Çocuğunuz lise ya da üniversite için İstanbul’u seçerse peşinden gelir misiniz?
Seçebilir, peşinden de gelebilirim. Bu benim tercihim olacağından mutsuz da olmam. Sonuçta geçici bir dönem için olacaktır. Gelecek hakkında kesin konuşmayı pek sevmiyorum. Hiç kimse geleceği net bilemez. O an geldiğinde mekanın neresi olacağı da çok önemli değil aslında. Kesin olan tek şey, kalbimin arzuladığı yer olacağı. Ben bir tek onun sesini dinlerim.

İstanbul’u özlüyor musunuz?
İstanbul ne olursa olsun doğduğum büyüdüğüm yer. Benim için önemi var elbette. Sanki eski bir dost, eski bir sevgili gibi. Her zaman iyi ve güzel olmasını isterim. “Onu güzelleştirin, çirkinleştirmeyin” derim. Ama sonuçta benim yaşadığım yer değil artık. Güzelliği de çirkinliği de beni kısa süre etkiler. Genede tarihe mal olmuş son derece değerli bir yer olarak görüyorum. Değişik sergilerle süsleniyor. ‘Body Worlds’ harika bir sergi mesela.