KOLBASTI ÖĞRENiYORUM

Tuti gözünü Oscar heykelciklerime dikti. İki tane var zaten. Biri, bu köşeye de adını veren unutulmaz filmim 'Saturday Night Fever’dan, diğeri malumunuz 'Pulp Fiction'. Israrla sordum ne yapacağını ama söylemedi. “O zaman getirmiyorum” deyince de sadece “Berlusconi işte abi” dedi. Bu da bana yetti. Heykeli fırlatmayı düşündüğü kişiler varmış. Sır gibi saklıyor kim olduğunu ama yakında bütün Türkiye Tuti’yi konuşacakmış. Benim 'Pulp Fiction' En İyi Erkek Oyuncu Oscar heykelciği, birilerinin burnunda fena patlayacakmış.
Heykeli getirdim ama Tuti’nin içindeki bu şiddetin dinmesi için elimden geleni yapacağım. Geldiğimden beri “Maça gideceğiz” diye sayıklıyor. “Futbolla arası iyi olan bir adam değilim ben. Benim aram Amerikan futboluyla, beyzbolla falan iyidir” dedimse de dinletemedim. Belki üç beş tezahürat yapar da heykel fırlatma aşkı da kaybolur diye kabul ettim. Bu cumartesi saat 13:30’da Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu’nda Kasımpaşa-Manisa-spor maçındayız. Heykeli de götürecek yalnız, pamuklara sarmış sarmalamış bekliyor. Korkuyorum...
Maça gideceğim diye kendisiyle ödül mahiyetinde kral bir konsere götürecekmiş Tuti beni. Bedük’müş şahsın ismi. 'Dans Devrimi' diye tam bana göre bir albüm yapmışmış. Tuti, Bedük’ün bir Düğün Sarayı’nda geçen 'Automatic' klibinin hastasıymış. Bana da izletti, gerçekten çok kitsch bir şey. Ömrü hayatımda görmediğim danslara hayran olunca, derslere başladık. “Bir ara çok modaydı, her köşe başında bir kolbastı yapana rastlayabilirdin” dedi Tuti. Çok keyifli, öğreniyorum ben de yavaş yavaş. Tek sorun devcileyin göbeğim. Benimle birlikte hatta benden önce zıplaması hoş değil. Bedük konseri İndigo’da saat 23:00 gibi hayat bulur diye düşünüyoruz.

Bizim memleketin sesleri
Ondan önce de Türkiye’nin J.Lo’sunu görmeye gideceğiz. Bu J.Lo’lardan çok varmış Türkiye’de ama son numara Hadise’ymiş. Bir yerlerden tanıyorum bu ismi. Eurovision yarışmalarına bayılırım. Arşivimde sene be sene vardır. Bu Hadise’ye de orada rastlamıştım. Saat 21:00’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde ‘Düm Tek Tek’ takılıp şöyle bir görüp yerli J.Lo’yu, ayrılacağız. Ben oradan Santralistanbul’daki Tamirane’de bizim memleketten bir isim Ursula Rucker’ı dinlemeye gitmek istiyorum. Bedük için erken ayrılmak zorunda kalsak da, bu kadife sesi bir dinlemek isterim. Ursula Rucker’ın 'Ursula Ruckkus Soundsysdom' diye bir albümü var. Hepinize tavsiye ederim. Yeni çıktı. Sağlam bir ses.
Bu hafta bizim oralardan çok ses var İstanbul’da. Babylon’da da doğma büyüme New York’ludan fazla Newyorker, Nublu’suna sık sık gitmeye çalıştığım İlhan Erşahin dostum, İstanbul Sessions ve Eric Truffaz sürpriziyle sahnede olacak. Saat 23:45’de başlıyor konser. Bedük’te kolbastı provalarım için bir zemin hazırlamayı düşünüyorum. Düşündüklerimi söyledikçe Tuti’nin pis pis güldüğünü görüyorum. “İndigo’da Trovalta’dan kolbastı. Yılın olayı olacak. 2009 böyle noktalanacak” deyip deyip patlatıyor kahkahayı. 'Pulp Fiction' Oscar’ım Tuti’nin burnunda patlamasın da...