Cadde KANSIZ NAKİLDE AMELİYAT İZİ KORKUTMUYOR

KANSIZ NAKİLDE AMELİYAT İZİ KORKUTMUYOR

30.11.2010 - 00:16 | Son Güncellenme:

.

KANSIZ NAKİLDE AMELİYAT İZİ KORKUTMUYOR

Son yıllarda ‘canlıdan canlıya’ yapılan nakillerde sıkça kullanılan ‘kansız’ ya da ‘kapalı ameliyatlar’ olarak da anılan laparoskopik yöntem, pek çok kolaylığı beraberinde getiriyor
Özellikle böbrek vericilerinden büyük kesi yapılmadan organın alınmasını sağlayan laparoskopik yöntemi, Medicana International Ankara Hastanesi’nden Prof. Dr. Sadık Ersöz anlattı.

* Laparoskopik cerrahinin organ naklindeki yeri nedir?
Kapalı yöntem olarak da adlandırılan laparoskopik cerrahi yöntemlerin özellikle böbrek nakli vericilerinde kullanımı yaygınlaştı. Daha kozmetik sonuçları olan ameliyatların, organ bağış oranını artıracağı düşünülüyor.

* Kapalı yöntem nasıl uygulanıyor?
Laparoskopik ameliyatlarda karın duvarında büyük kesiler açılmadan, 0.5 ile 12 milimetre çapında deliklerden cerrahi işlemler gerçekleşiyor. Özellikle canlı akraba vericilerden böbrek alınması aşamasında kullanımı yaygınlaşıyor.

* Laporaskopik yöntemin artıları nelerdir?
En önemli avantajı, ameliyat izinin daha az rahatsız edici olmasıdır. Böbrek alınmasında kullanılan gövdenin yan kısmında açılan ameliyat kesisi yerine sezaryen işleminde oluşana benzer ve göze daha az çarpan bir kesiyle böbrek çıkarılıyor. Vericinin daha az ağrısı oluyor ve günlük yaşama daha kolay dönüyor. Hastanede yatış süresi kısalıyor, birçok hasta ameliyatın ertesi günü taburcu olabiliyor.

* Hangi hastalar bu yöntem için aday?
Tüm canlı vericiler laparoskopik ameliyat için değerlendirilebilir. Çok özel bazı anatomik sorunlar ameliyatın yapılmasını güvensiz hale getirebilir. Örnek olarak böbreği besleyen atardamarın her iki tarafta fazla sayıda ve küçük çaplı olması gösterilebilir. Temel prensip, vericinin güvenliğinin riske atılmamasıdır. Ameliyat izi ya da konfor elde etmek hayati bir riski almak için gerekçe değildir.

* Bu yöntemle çıkarılan organın, yaşam süresine etkisi var mı?
Laparoskopik yöntemle çıkarılan böbreklerin uzun süreli fonksiyon görme yetenekleri açık yöntemle kıyaslandığında benzer sonuçlar elde ediliyor. Tüm cerrahi işlemlerde işlem ve cerrah açısından bir öğrenme süreci söz konusudur. Bu süreç, cerrahi tekniğin gelişimi açısından tamamlanmış ve ameliyat şu an için güvenli, standart hale gelmiştir.

* Kapalı yöntemi uygulama kararını cerrah mı yoksa hasta mı veriyor?
Hangi yöntemin kullanılacağı vericinin özelliklerine göre değişir. Hastanın teknik ayrıntılarını ve sonuçlarını bilmediği bir konuda karar vermesi zaten etik değildir. Sonuç olarak açık ya da kapalı ameliyatla yapılan işlem aynıdır, vericiden böbrek alınır. İki yöntem arasındaki fark, böbreğin hazırlanması ve karın dışına çıkarılması için kullanılan kesinin farklılığıdır. Merkezin ve cerrahın deneyimi önemlidir. Böbrek nakli karmaşık ve cerrahi yönü kadar tıbbi yönü de önem arz eden bir işlemdir. İşlemin bir bütünlük içinde organize edilmesi esas olan noktadır.


Elektronik neşterle kansız nakil

* Kadavra vericilerden çıkarılan organların daha uzun süre saklanmasına yardımcı olan teknolojiler gelişmeye devam ediyor. Sadece soğutulmuş özel sıvılar içinde değil, kalbin atımının oluşturduğu basıncı taklit eden sistemler deneniyor.
* Organ saklama sıvıları gelişmeye devam ediyor ve çıkarılan organın en az hasarla en uzun şekilde saklanması sağlanabiliyor.
* Elektronik neşterlerin kullanılması önemli kolaylık sağlıyor. Daha kansız bir ameliyat daha kısa sürede yapılabiliyor.
* Mikrocerrahi tekniklerde kaydedilen gelişmeler de organ nakli cerrahisine yansıyor. Çocuk alıcılara yapılan nakillerde ve karaciğer naklinde çok küçük damarlar gelişen tekniklerle birbirlerine dikilebiliyor.
* Bağışıklık baskılayıcı ilaçlarda yaşanan gelişmeler de önemli. Genetik mühendisliği ürünü monoklonal antikorlar, uzun süreli organ fonksiyonu sağlanmasına yardımcı oluyor.