Cadde KOVBOY FİLMİNİ YAŞADIK

KOVBOY FİLMİNİ YAŞADIK

04.08.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

ABD’nin en büyük sanayi merkezi Şikago’da başlayan Route 66 yolculuğumuzda Büyük Kanyon’u aşıyor, Santa Monica’ya varıyoruz

KOVBOY FİLMİNİ YAŞADIK

R oute 66’daki yolculuğumuza El Remo’da devam ediyoruz. Yol üstündeki ‘Tradewinds Inn’ adlı motelin ön önemli özelliği bir zamanlar Elvis Presley’in burada kalmış olması. Otelde geceleme fiyatları 50 dolar civarında ama hâlâ korunan Elvis’in odasında kalmak istiyorsanız, 100 doları gözden çıkarmanız gerekiyor.
Bir sonraki durak Teksas sınırındaki son kasaba Texola. Burada binaların çoğu terk edilmiş. Route 66, bu eyaletin kuzeyinden geçiyor ve sadece 200 mil sürüyor. Yol üstündeki en önemli şehir Amarillo ise tam bir kovboy kasabası. Zaten Teksas eyaletine girdikten sonra ortam aniden değişti. İnsanların çoğu kovboy şapkalı ve deri çizmeli. Kentin ‘olmazsa olmazı’ Big Texan Steak Ranch adlı lokanta. Burada kendine güvenenlere yaklaşık iki kilo biftek veriliyor. Bir saat içinde bu bifteği bitirebilirseniz para almıyorlar, yoksa 55 dolar ödüyorsunuz. Mönüde “Para ve kredi kartının yanı sıra, altın ve gümüş külçe de kabul ediyoruz” yazıyor.

Haberin Devamı

Topraktaki Cadillac’lar
Sabah erkenden uyandık ve Route 66’dan saparak Palo Duro kanyonlarına doğru hareket ettik. Burası derin ve uzun vadilerden oluşuyor. Amarillo’nun çıkışında görmemiz gereken bir yer var: Cadillac Ranch. Burası bir açık hava müzesi, 10 tane Cadillac burunlarından yere gömülmüş durumda.

Kızılderili Aşıklar Dağı
Bir sonraki durağımız New Mexico. Burası ABD tarihinin yerleşim açısından en eski bölgelerinden biri. En önemli şehirleri Albuquerque ve eyaletin başkenti Santa Fe. Bölgenin en önemli kanun kaçağı ise Billy the Kid; 21 yaşında öldürülünceye kadar 21 kişiyi öldürdüğü rivayet ediliyor.
Sonunda Albuquerque’ye geldik. Kentin en önemli yeri ‘eski kasaba’. Burası dükkânları, barlarıyla tam bir Vahşi Batı kasabası. Sonra Santa Fe’ye hareket ettik. Buradaki tüm binalar koruma altına alınmış. Ortadaki parka İspanyollara ve Kızılderililere karşı savaşanların anısına 1868 yılında bir anıt dikilmiş.
New Mexico’da, kızılderililer kendilerine ayrılan alanlarda yaşıyorlar. Yol üstünde kızılderililerin işlettiği dev bir Route 66 Casino’su ve oteli var. Yaşayanların fotoğrafını izin alarak çekebiliyorsunuz. Kentte mülkiyetler de kadınlara ait. Ailenin genç kızı, evin sahibi oluyor.
Kumarhaneyi geçtikten sonra kıtanın en eski yerleşim birimi olan Sky City’ye ulaşıyorsunuz. Burası Acoma yerlilerinin bölgesi; 13. yüzyıldan bu yana burada yaşayan yerlilerin torunları da topraklarını terk etmemiş.
Gece Arizona’ya sınır kasabası olan Gallup’ta kaldık. Buranın halkı da yerlilerden oluşuyor. Her yıl ağustos ayında yöredeki birçok kabile burada toplanıp festival yapıyorlar, yerel danslarını sergiliyorlar.
Artık Arizona’dayız. Bölgede coğrafya ve bitki örtüsü de giderek değişiyor. Kurak tepeler, çöl bitkileri artık kendini hissettiriyor.
Uğrayacağımız iki nokta var. Boyalı Çöl ve Fosilleşmiş Orman. Boyalı Çöl’de değişik mineraller, günün değişik saatlerinde farklı renklerle parlayınca ilginç bir görüntü oluşuyor. Fosil orman ise 225 milyon yıl öncesinden, dinozorların bile öncesinden kalma bir yer.

Haberin Devamı

Büyük Kanyon
Bir sonraki durağımız Williams, Büyük Kanyon’u keşfetmek isteyenler için ön durak noktası. Kanyona giriş araç başına 25 dolar. Muhteşem, aynı zamanda tüyler ürpertici bir yer. On binlerce küçük kanyondan oluşmuş bir bölge. Colorado Nehri, kayaları, toprakları eritmiş ve bu muhteşem doğa harikasını yaratmış. Sırada, eski altın madenci kasabası Oatman var. Kıvrıla kıvrıla çıkan bir dağ yolu, çok nadir geçen araçlar; tam bir hayalet kasaba. Ama kasabaya ulaştığımızda bizi güzel bir sürpriz bekliyordu; yaşadığı dönemdeki gibi korumuş durumdaydı.
Yolculuğumuzun son eyaleti Kaliforniya’dayız. Route 66, bu eyalette 315 mil boyunca uzanıyor. Galiba bu noktaya kadar varanlar, son güçlerini okyanusa ulaşmaya harcıyorlar. Los Angeles’a ilerliyoruz. Maraton yaparken finiş çizgisini gören sporcular gibiyiz. Aslında niyetimiz Santa Monica’ya gitmek. Güneş batmadan kıyıya ulaştık. Barlar, lokantalar, sanat galerileri, hatta hippi barları bile güzel. Burada evi olan Jack Nicholson’ı ziyaret etsek mi diye düşündük ama ,“Saat geç oldu, rahatsız etmeyelim” diye vazgeçtik!

Haberin Devamı

Büyük Okyanus’un kıyısında final
Santa Monica’nın en hareketli yeri Pier. Kumsal güneşlenenler ve spor yapanlarla dolu. Büyük bir dönme dolap ve lunapark treni ‘roller coaster’ var. İskelede adım başı bir sanatçı şarkı söylüyor. İnsan burada bütün bir günü geçirebilir! Yolculuğun yorgunluğunu kumsalda gezerek atıyoruz.