Penguen medyadan, milk-port gazeteciliğinden şikayet etmek kolay. Okur, bağımsız medyaya sahip çıkmadığı sürece bu düzen böyle gider

Başka bir gazetecilik mümkün mü

Ordu Belediyesi’nin düzenlediği 4. Uluslararası Edebiyat Festivali’ndeki “Basın özgürlüğü” paneline davetliydim. İnsanların “Basın var mı ya Türkiye’de?” diye espri yaptığı bir ortamda, meslektaşlarımla bildik sorunlarımızı konuştuk: Siyasi baskılar, örgütsüzlük, sansür, tutuklu gazeteciler, bulvar gazeteciliği, işten çıkarılma ve gazete sahipliği yani sermayeyle ilişkiler...
Medyanın sorunları bitmiyor, büyüyor. Okur ve izleyici, “penguen medya” ve “milk-port gazeteciliğe” büyük öfke duyuyor. Bu öfke, Gezi sırasında bazı yayın gruplarının boykot edilmesiyle zirveye çıktı. Hal böyleyken bağımsız yayıncılık yapmaya çalışan, yeni bir “oluşum” için bir araya gelen iyi gazetecilerin sayısı hızla artıyor. Sadece Türkiye değil, dünya gazeteciliği için de tek çıkış yolu bu.

Teksesliliği aşmanın yolu
Dijital gazetecilik ve sosyal medya, geri dönülmeyecek şekilde medyayı değiştiriyor, dönüştürüyor. Gezi protestoları sırasında yayına başlayan alternatif haber kanallarına yakında yenileri de katılacak. Vagus TV, Başka Haber, T24 gibi gazetecilerin kurduğu bağımsız, objektif haberciliğe özen gösteren, dijital platformlar sayesinde tekseslilik, sansür, baskı gibi sorunlar aşılabilecek. Ama bunun tek şartı var: Halkın desteği.
Gazeteciye de “simit sat onurlu yaşa” dendiği bir zamanda, okur da soslu makarna yerine simit yemeye hatta simit için un almaya hazırlasın kendini! Bağımsız yayınlara maddi, manevi ve “paylaşma” desteğini eksik etmeyecek ki, iyi gazetecilik yapılabilsin.

T24’ün okur fonu
ABD’nin en çok izlenen dijital haber platformu “Democracy Now”, okur ve dinleyicilerinden bağış toplayarak varlığını sürdürüyor. Ve bu şekilde yansız, sorgulayan, özlenen gazeteciliği hayata geçiriyorlar. Proje fonlanma yöntemi olan “crowdsourcing”, Türkiye’de epey yeni. CS, bağıştan ziyade okuru yapım sürecine ortak olmaya çağıran bir yöntem.
Dört yıldır internette bağımsız gazetecilik mücadelesi veren T24, nihayet bu adımı attı ve “okur fonu” uygulamasını başlattı.
Buna göre her proje için çağrı yapılacak, ihtiyaç duyulan kaynakla ilgili ayrıntılar açıklanacak. Her şey alışılmadık biçimde şeffaf! (Neyin nasıl yapılacağını merak ediyorsanız buyrun, tıklayın: http://t24.com.tr/okurfonu)
“Haber alma hakkı”na sahip çıkmak istiyorsanız işte size fırsat! Türkiye’de bağımsız haberciliğe katkı sunmanın, hatta bir parçası olmanın tek yolu bu. Sermayeye, gazeteciye, hükümete kızmak, eleştirmek bir yere kadar... Bağımsız gazetecilik ancak sizlerin desteğiyle mümkün.

Haberin Devamı

AKKUYU’YA TUHAF REAKTÖR SEÇiMi

Haberin Devamı

* Hükümet, “En son teknolojiyle nükleer reaktör kuracağız, çok güvenli olacak” diyordu. Fakat Akkuyu nükleer santralinin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu’nda durumun böyle olmadığı ortaya çıktı.
* TEMA Vakfı, VVER1200 modeli reaktörün kullanılacağına dikkat çekti. Bu reaktör, Hindistan’da (Kudankulam) 10 yıldan beri devreye girmeyen, İran’da ise henüz deneme aşamasındayken ana pompaları parçalanan VVER 1000 reaktörüyle aynı özelliklere sahip! Yani güncel ve kanıtlanmış teknolojik yenilikler mevcut değil...
* Akkuyu ile ilgili tek sorun bu değil. Defalarca yazdığım gibi, nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceği hâlâ belirsiz... Santralin deşarj suyu, canlı denizi nasıl etkileyecek bu da yok! Akkuyu santrali için hiçbir bilimsel kritere dayandırılmadan 220 bin ağaç kesilecek..

Haberin Devamı