Dokuzuncu Mersin Müzik Festivali’nde Yıldız İbrahimova konserindeydim. Ney, piyano ve kanunun birlikteliği ile İbrahimova’nın yorumu harikaydı. Devlet ve özel sektör, büyükşehirlerin dışındaki başarılı organizasyonları daha çok desteklese ne iyi olur!

Herkes gitsin Mersin’e

Dokuzuncu Mersin Müzik Festivali’nde Yıldız İbrahimova konserindeydim. Ney, piyano ve kanunun birlikteliği ile İbrahimova’nın yorumu harikaydı. Devlet ve özel sektör, büyükşehirlerin dışındaki başarılı organizasyonları daha çok desteklese ne iyi olur!

Nereden çıkmış bilmiyorum, ama doğru olduğu kesin! “Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine”nin meali, el alem bu işin doğrusunu yapıyor, biz yanlış işlerin peşindeyiz. Daha önce bu deyişin üzerine hiç düşünmemiştim. Mersin’e ilk kez gittim ve “Varmış bir bildikleri” dedim.
Akdeniz’in önemli liman şehrinde bulunmamın sebebi, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Mersin Uluslararası Müzik Festivali’ydi. Sadece bir gün kalabildim, çok az gezip görebildim ama Mersin’in tadı damağımda kaldı. Harikulade kotarılan bir organizasyon, muhteşem bir konser, nefaset yemekler, sıcakkanlı insanlar. Dostlarım “Bir kez gelende alışkanlık yaratır” diyordu, haklılarmış!
Yıldız İbrahimova ve Grift Trio’nun konseri Mersin Kültür Merkezi’ndeydi. Salon hınca hınç dolu, Mersinli seyirci fıkır fıkır. İbrahimova’yı uzun zamandır dinlememiştim, o kadar şahane bir program yaptı ki herkes ona hem eşlik etti, hem de ayakta alkışladı. Dört oktav sesiyle eşi bulunmaz bir sanatçı. Mozart’la Dede Efendi’yi birlikte yorumlamayı kim başarabilir?
Kanun, ney ve piyano
Grift Trio başlı başına bir olay: Türk müziğindeki taksim geleneğini caz müziğinin özgürlüğüyle buluşturan üçlü, henüz iki yıl önce kurulmuş. İbrahimova’nın sesini piyano, kanun ve neyle birlikteliğini bir de Ave Maria ve Night in Tunisia ile hayal edin.
İnanılmaz özgün bir performans!
Yıldız Hanım, üç yıl önce kaybettiği eşi, Ankara’nın eski belediye başkanlarından Ali Dinçer’i sahnede anarken gözleri doluyor. 13 yaşındaki kızları Suna da en ön sırada annesini izliyor. Daha sonra İbrahimova’nın Fransa’da konservatuardan gelen daveti geri çevirdiğini öğreniyorum. Aşık olduğu adam için Ankara’ya yerleşmiş. İbrahimova halen Ankara konservatuarında öğretim görevlisi.

Haberin Devamı

Buharalı farkı
Mersin Müzik Festivali’nin bu kadar başarılı olmasının en önemli nedeni, sanat yönetmeni Remzi Buharalı. Devlet Opera ve Balesi’nin eski genel müdürü Buharalı, sadece yerli değil yabancı sanatçılarla da irtibat halinde olduğundan ortaya renkli bir program çıkmış. İdil Biret konseriyle açılan festivalde Çigan müziği de var, caz da.
Festival, yıllardır Mersin Belediyeleri’nin ve bölgedeki ticari kuruluşların katkılarıyla bugüne kadar gelmiş. Bu kadar emek harcanan bir festivalin büyüyerek devam etmesi için hem Kültür Bakanlığı, hem de özel sektöre çok iş düşüyor. Kültür sanat yatırımını sadece büyük şehirlere yapmak maalesef yetmiyor!

Haberin Devamı

BETON ŞEHiR
Mersin’in sevmediğim bir tarafı oldu: Her yer beton. Hele merkezin dışındaki bölgelerde gerçekten insanın içini acıtan bir yapılaşma göze çarpıyor.
Gazetelerdeki emlak sayfalarından fırlamış gibi duran yeni, yüksek apartmanların yanı sıra inşaatı yarım kalan ve boş duran daireler canım coğrafyaya güzellik katmıyor.
Şehrin en zengin bölgesi, Palmiye Mevkii’nde kıyı şeridinde dizili yüksek ve dip dibe inşa edilen apartmanlar sayesinde şehrin koridorlarında rüzgarın esmesi imkansız.
Mersin’de ev ve kira fiyatları, diğer şehirlere kıyasla ucuz. Şehrin en zengin muhitinde 350 m2’lik Akdeniz manzaralı lüks dairelerin kirası 500-600 TL.
Antik çağdan beri Mersin, Doğu Akdeniz’in en önemli liman kenti. Fakat dev apartmanların yanında cüce gibi kalan palmiyeler, şehrin merkezinde yer alan tarihi yapılar artık görünmez halde.



PASTIRMALI HUMUS!
Konser sonrası festival ekibiyle birlikte yemeğe gittik. Mersinliler Rina’yı iyi bilir ama benim için sürpriz oldu. Mezeler insanın aklını kaçırtacak güzellikte: Susamlı pideyle olağanüstü bir tulum peyniri, taze kekik salatası, hayatımda tatmadığım lezzette pastırmalı sıcak humus, baklava hamuruyla yapılmış balık böreği, hatta balık mantısı! Sıra zeytinyağı-limon soslu ızgara levreğe geldiğinde tabii ki doymuş oluyorsunuz. Fakat Mersin’e gidip künefe yenmeden dönülmez! Bildiğim künefe tanımının dışında, bol peynirle yapılmış bir tatlı yedik. Türk kahvesi bile uzun zamandır tatmadığım tazelik ve lezzetteydi. Mersin’e yolunuz düşerse
Adres: Adnan Menderes Bulv. Mezitli / Mersin
Telefon: +90 324 359 46 00


GÜNDEM GERGiNi

CITTA SLOW MU CITTA BOMB MU? Efes 2010 Tatbikatı İzmir’in Seferihisar ilçesi, Doğanbey bölgesinde yapıldı. Peki ‘Citta Slow-Sakin Şehir’ unvanlı Seferihisar’da savaş tatbikatı yapmak biraz garip değil mi?
DEMOKRASİ NEDİR? Prof. Kalaycıoğlu ile Prof. Çarkoğlu’nun Sabancı Üniversitesi için yaptığı araştırmada Türkiye’de demokrasiden memnun olanları oranı yüzde 28 çıktı!
2007’de bu oran yüzde 52. Acaba gelir dağılımı eşitsizliğinden şikayet eden halkımız, askeri yönetim veya meşrutiyet mi istemekte? Yoksa tepkinin nedeni, “kendine demokrat” tavırların sonucu mudur? Acaba insanımız için demokrasi nedir?
YAT ALMAK AYIP BİR ŞEY Mİ? Deniz Baykal, yat aldığı haberini şiddetle yalanladı: “Asparagas! Böyle bir şeyin hayalini bile kurmuş değilim.” Hayatında yat veya tekne alıp açık denizlere açılmayı hayal dahi etmemek marifet midir? Yat almak neden ayıp olsun? Keşke bütün politikacılar biraz denizcilik ruhunu kavra-mak için yat alsa, yelkene merak salsa!

Haberin Devamı