Balıkçılıkta akıl almaz boşvermişlik ve kıyım devam ediyor. Su ürünleri mühendisleri ise isyanda: ‘İşimizi yapamıyoruz. Yerimize veteriner, kimyacı ve ziraat mühendisi atanıyor’

Balık Hali’ne yedi kadın gittik, çok güzel tepkiler aldık. Ancak marifet hali basmakta değil, lüferin yavrusunun çinekop olduğunu anlatabilmekte. Çinekopu, sarıkanatı yiyerek kıyıma dahil olduğumuzu idrak etmekte. Ve devlet yetkililerini bu konuda önlem almaya zorlamakta. Yoksa az kaldı, sıra hamsiye geliyor.
Su ürünleri mühendisi Sinem Küçükoğuzsoylu, “Birilerinin balıkçılıkla ilgili herhangi bir şey yazması unutulmaya yüz tutmuşluğumuzun acısını hafifletti” diye içinde bulunduğu çaresizliği dile getirmiş. Mühendis okurum, Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün kurulmasının şart olduğunu belirtiyor: “AB ilerleme raporlarında 2008-2009 balıkçılık faslı ile ilgili olan bölümü, balıkçılıkta bir gelişme olmadığını ortaya koyuyor. Üç tarafı denizlerle çevrili vatan topraklarında yurt dışından balık ithal etmek ne demek? Hamsinin tükenmekte olması ne demek? Hem de bu konuda deneyimli insanlar yetişiyorken...”

iŞiNi YAPAMAYAN MÜHENDiSLER472 mühendis yetersiz
Küçükoğuzsoylu, su ürünleri fakültelerinde yetişen insanların işlerini yapamadığını şöyle anlatıyor: “En son 17 su ürünleri fakültesi vardı, hâlâ da açılmakta. Şu an binlerce mezun veriyor. Atama sayıları ise belli. Tarım il ve ilçe müdürlükleri, ihtiyaçları doğrultusunda Tarım Personel Müdürlükleri’nden personel talebinde bulunuyor. İstenen sayıda gerekli elemeler yapıldıktan sonra bu sayı Devlet Personel Başkanlığı’na gönderiliyor. Düşünün ki 2008-2010 yılları arasında 310 su ürünleri mühendisi talep edilmesine rağmen, sadece 55 kişi atandı! Tarım Personel Müdürlüğü bu sayıyı uygun gördü ne yazık ki. Biz su ürünleri mühendisleri, işimizin veterinerler ve ziraatçiler tarafından yapılmasına tahammül edemiyoruz. Kimyacılar ve gıdacılar da cabası. Bu işin eğitimini aldık. Koskoca Tarım Bakanlığı bünyesinde toplam 472 adet su ürünleri mühendisi çalışıyor. Bu asla yeterli bir rakam değil, talep edildiği halde atanmamamız da ülkemizin ayıbıdır.”
Madem şehirleşmeden demokratikleşmeye, kılık kıyafetten ekonomiye batıdan referans alıyoruz, istersek gıdanın geleceğiyle ilgili yapılanları da örnek alırız. Bir işin eğitimini almış insanları, doğru yerlerde değerlendirmekle başlasak keşke...

Haberin Devamı

MiNİ RADİKAL NOTLARI
SEVDiKLERiM

* UÇAK MODU: Uçakta, metroda, koşu bandında okumak için ideal. Derli toplu.
* TRANSFERLER: Cadde’den Radikal’e Aziz Kedi, Met Üst. Cumartesi’den pazara, en eğlendiğim yazar Kaan Sezyum. Sabah’tan Berrin, Hürriyet’ten Ezgi. Sırrı Süreyya Önder’in leziz yazıları ve internette kendi sesinden yazısını okuması.
* SOKAK YAZARI: Eyüp Can’ın ortaya attığı kavram, aslında olması gerekeni işaret ediyor. Plazalar, gazeteciyi bir vakum gibi dibine çeker. Ama hem yazı işleri masasında oturt, hem de sokağın nabzını tuttur, o biraz zor!
* KLASİKLER: Yıldırım Türker, haftada birden fazla yazarak beni sevindiren Gündüz Vassaf, Ahmet İnsel, Serdar Kuzuloğlu.
* SİNEMA: Radikal, yıllardır ciddiyetle sinema seanslarını yayınladı. Yeni Radikal’de çok daha rahat okunur ve bulunur olmuş sinemalar.

Haberin Devamı

SEVMEDiKLERiM
* KADIN KITLIĞI: Yazı işleri masasında ne kadar az kadın var. Bari basındaki bu sıkıntıyı Radikal kırsa.
* UZUUUN: ‘Ciddi’ yazarlar çok uzun yazıyor. Bu boyutta daha çok bölmeye-parçalamaya ihtiyaç var.
* HANİ WIKI? Pazar günü Wikileaks’in Irak skandalı her yerde birinci sayfadaydı. Tam Radikal’lik iş ama haber gazetenin en arkasında, unutulmuş gibi.
* ELİMİZİ NEREYE KOYSAK: Köşe fotoğrafları çekilirken yazarlara ‘elinizi de kullanın’ denmiş belli ki. Bazıları çareyi kafayı kaşımada bulmuş. Biraz zorlama duruyor.

Haberin Devamı

iŞiNi YAPAMAYAN MÜHENDiSLERÖNERiLERiM
* Burcu Esmersoy, fotoşopa mahal bırakmayacak güzellik ve fotojeniklikte. Kendisini ileride sevgilisine kıyafeti hakkında danışmadan seyahate çıkarken, mümkünse Kürt bebeklerini öperken görmek istiyoruz.
* Köşe yazarlarını iki sütunda okumak yorucu. Aşağıya kadar in, tekrar tepeye çık, yazı sığmadıysa yandan üçüncü sütuna dön...
* Hürriyet, Vogue, Bild yetmedi... Ertuğrul Özkök, Radikal’de de yazıyor. Merak kuşu: Hep mi, yoksa konuk yazar mı? Daha yeni, farklı yazarlara yer açsalar.
* Kaan Sezyum’un fotoşop marifetlerini birinci sayfadan görmek isteriz. Erdoğan kolajları bence garantili satış getirir. Ama tabii ‘demokratik hükümetim’ böyle esprileri kaldıramaz.