Her gün reklamları dönen, sevgilisine uçak hediye eden ve ihale üzerine ihale alan isimler, nasıl bu kadar rahat çalıp çırpabildi?

Günlerdir rüşvet, yolsuzluk ve kara para aklama operasyonunu konuşuyoruz... Akıl almaz yöntemlerle, ayan beyan yapılan usulsüzlükler ilk kez ciddi olarak sorgulanıyor.
Peki memleketin damarlarına yayılmış büyüklükteki hırsızlık çarkı, şimdiye kadar nasıl oldu da ortaya çıkmadı? Her gün reklamları dönen, ekranlarda gülümseyen, sevgilisine uçak hediye eden ve ihale üzerine ihale alan isimler, nasıl bu kadar rahat çalıp çırpabildi? Nasıl bu kadar gevrek bir şekilde karşımıza çıkabiliyorlar? Nasıl “rüşvet veren kadar verdiren de suçlu” diyebiliyorlar?

Medyanın rolü
Tek neden, “cemaatin intikam saati”nin gelmiş olması ya da “dış güçler”in düğmeye basması olmasa gerek... Hükümetin bizzat şekillendirdiği medyanın da rolü büyük. Basın ve ifade özgürlüğünün olmadığı yerde, siyasi, ekonomik veya etik, her türlü usülsüzlük yapılır!
Geçen hafta iki “dünya rekorumuz” açıklandı: 1-Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ) göre Türkiye, bu yıl da en çok sayıda gazeteciyi hapse atan ülke seçildi. (Tutuklu gazeteci sayısı 40) 2-Google’ın 2013 Şeffaflık Raporunda internet sansüründe birinci olduğumuz ortaya çıktı. Hükümet, son bir yılda Google’a 1673 kere başvurarak (ki bu rakam 2012’nin 10 misli!) kapatma ve sansürleme talebinde bulundu.

Ilıcak bile atılırsa...
Neymiş bunlar? Yargı, hükümeti eleştiren kararların kaldırılmasını... Polis, tutumlarını gösteren videoların engellenmesini... Yerel yönetimler, karar verme süreçleriyle ilgili bilgilerin saklanmasını istemiş! Sadece son üç yılda işsiz bırakılan, sistem dışına itilen gazetecilere... Medya yöneticilerindeki değişime bakmak bile yeter. Nazlı Ilıcak bile Sabah’tan atılıyorsa, düşünün medyanın halini... Bugünkü pislikte, herkesin sorumluluğu var.

Haberin Devamı

ELVEDA “AKTÜEL”

* “Aktüel” dergisinde “yetişen” belki yüzlerce gazeteciden biriyim. Rahmetli Ercan Arıklı’nın kurduğu, basın tarihinde önemli bir yeri olan dergi artık kapandı.

Haberin Devamı

* 2000’li yıllarda dergi pazarı, ekonomik krizler ve dijital yayıncılığın etkisiyle daraldı. Buna rağmen “Aktüel”, “Sinema” gibi dergiler değerli markalardı.

* En üzücü olan, genç gazeteciler için “okul” sayılan bir haber dergisinin yokluğu... Biz Aktüelciler, yetiştiğimiz dergiyi hep güzellikle anacağız.