Ajda’nın ceketine son noktayı koyuyorum

Haberin Devamı

Ajda’nın Balmain çakması Nur Yerlitaş ceketini ilk bu ekteki köşemde okumuştunuz. Şimdi takip haberler yapılıyor. Geçtiğimiz hafta bu haberlerden birinde Nur Yerlitaş’la konuşmuşlar ve kendisi komik bir savunma yapmış: “Esinlenmiş olabilirim. Ne var ki? Hem o ceket Balmain’den önce de vardı. Ben Ajda’nın ceketine son  noktayı koyuyorumtaşlarla süsledim. Ajda bir kere giyeceği cekete 20 bin TL mi verseydi? Ajda’nın parasına yazık mı olsaydı?” 
Şimdi...
1. “Esinlenmiş olabilirim. Ne var ki?” diyor ya... Efendim, bu esinlenme değil, düpedüz kopya, düpedüz HIRSIZLIK. Bir Türk müzisyen Coldplay’in “Viva La Vida”sını alıp üstüne Türkçe söz yazsa ve bunu “Benim şarkım ama esinlenmiş olabilirim. Hem bu melodi Coldplay’den önce de vardı” diye savunsa onu tefe koymaz mıyız? Tefe koymakta da haklı sayılmaz mıyız? Bu da aynı şey. O tasarımın sahibi Balmain. Sizin yaptığınız ise kopyacılık!
2. “Hem o ceket Balmain’den önce de vardı” diyor. Bu nasıl bir cehalettir? Hayır efendim, bu ceket Balmain’den önce yoktu. Askeri ceket modası her zaman vardı ama Balmain’in bu ceketi safi askeri ceket olmaktan çok öte... Bu ceket içinde bulunduğumuz dönemin yeni siluetini ortaya koyuyor. Omuzlar, geri dönen “modern vatka trendinin” yansıması. İyice detaylı okuyacak olsak, daha söylenecek çok şey var. Bütün bloglarda, dergilerde sezonun en kilit ürünlerinden biri olarak gösteriliyor ve biraz modadaki yenilikçi yaklaşımın simgesi niteliğinde.
3. “Ajda bir kere giyeceği cekete 20 bin TL mi verseydi?” sözü karşısında ise kelimeler kifayetsiz kalıyor. Verseydi; bize ne? Başkasından kopya çekeceğine ve rezil olacağına bir Ajda’nın ceketine son  noktayı koyuyorumcekete 20 bin TL verseydi. Ben olsam şu an, bütün bunlar ortaya çıktıktan sonra, o paraya kıyamadığıma pişman olurdum. Koskoca Ajda nasıl oluyor da kendine “Çakma ceket giyiyor” dedirtiyor? “Süperstar” olmanın da bir bedeli olmalı ve bu bedel 20 bin TL’yi karşılayabilmeli. Ucuzculuk yapılmamalı.
4. Ve son olarak... Bu olay körkütük Ajda hayranlarına gözlerini biraz açmaları gerektiğini gösteriyor. Ajda, en azından stil konusunda, 30 yıl önceki Ajda değil. O, kadınların tarzını taklit ettiği, modada öncü, yenilikçi Ajda değil artık. Ya kendisi hâlâ o günlerdeki gibi kapalı bir toplumda yaşadığımızı, dünyadan bihaber olduğumuzu düşünecek kadar hayal aleminde ya da bizi aptal yerine koyuyor. Bütün markaların tasarımlarını aylar öncesinden bir tıkla öğrenebildiğimiz, bir tıkla onlara sahip olabildiğimiz bir dönemde yaşıyoruz. Artık bu ülkede de modayla fazlasıyla haşır neşir olan binlerce insan yaşıyor ve bunların hepsi Ajda’nın ceketini gördüğü an “Balmain” diyecek kadar konu hakkında bilgi sahibi.
Geçmişte yurt dışındaki mağazaları, fuarları gezerek gizli gizli fotoğraf çeken ve dönüp burada o ürünlerin aynılarını üreten eski tekstilciler bile akıllandı, hepsi kendi tasarım ekiplerini kurdu.
Hırsızlık yapıp fark edilmeyeceğiniz zamanları çok gerilerde bıraktık. Her şeyden haberimiz var. Bunu bence aklınızdan çıkarmayın.   



Ajda’nın ceketine son  noktayı koyuyorumÇirkin kadın yoktur, çok votka vardır
İngiliz bilim adamları yine boş durmamış, aydınlanmamıza katkı sağlayacak bir araştırmaya daha imza atmışlar.
Araştırma konusu İngilizlerin “beer goggles” (bira gözlüğü), Rusların “Çirkin kadın yoktur, az votka vardır” dediği, alkolün kana girmesiyle erkeklerin kadınları olduğundan güzel gördüğü inanışı... Meğer, bu hikâyeymiş... Bilim adamları bar bar dolaşıp 240 ayık, çakırkeyif ve sarhoş erkeğe kadın resimleri göstermiş ve resimdekileri ne kadar çekici bulduklarını sormuşlar.
Sonuçlar hayli ilginç. Ayık erkekler resimdeki kadınları, sarhoş erkeklere oranla daha çekici bulmuş.
Yani artık kadınlar gönül rahatlığıyla sevgililerini, kocalarını içmeye yollayabilir.
Atasözü ne olacak peki?
Çirkin kadın yoktur, çok votka vardır...