Doğum günü pastasının yerini “cup cake” aldı

Haberin Devamı

Gece 12.00’de karanlığın içinden gelen mumlu pastalar, dilek tutarak mum söndürme geleneği galiba tarihe karıştı.
İki hafta içinde gittiğim iki doğum günü de cup cake’lerin tekelindeydi.
Minik pastalar dersem gözünüzde canlanacak olan cup cake’ler çeşit çeşit ve boy boy...
Doğum günü pastasının yerini “cup cake” aldıGenellikle barlarda düzenlenen doğum günü partilerinde gecenin bir saati garson elinde onlarca cup cake’in olduğu bir tepsiyle davetliler arasında dolaşıyor. “İyi ki doğdun” şarkısı söylenmeden, sessiz sedasız mideye iniyor doğumgünü pastası.
Doğum günü sahibi açısından işin romantik kısmına ve ritüele biraz darbe vursa da pratikliği açısından cup cake’ler ideal.
Eski usulü düşünün... Ayakta içkini koyacak yer mi ararsın, yoksa tek elle hem tabağı hem çatalı zapt etmeye mi uğraşırsın? Pastayı yemeye çalışırken iki büklüm olur, bitirince tabağı nereye koyacağını bilemezsin.
Özel sipariş pastalar yapan Kutas Tülek son dönemde doğum günlerinde cup cake trendinin yükselişte olduğunu ve 18-30 yaşları arasındakilerin bu yönde tercih yaptıklarını söylüyor. Tülek cup cake’leri tasarlamadan önce doğum günü sahibi hakkında bilgi alıyor, hobilerini, mesleğini, sevdiği çizgi karakterleri öğreniyor ve cup cake’leri ona göre süslüyormuş.
Cup cake’ler önce düğünlerin gözdesi oldu. Çünkü servisi kolaydı, daha şık duruyordu, dilim pasta gibi parçalanma riski yoktu.
Evet, hayatımızı kolaylaştıran her şeye varız ve cup cake trendinin düğünlerden partilere sıçramasından dolayı memnunuz.


Medyanın son beş yılı bu kitapta
Yazılarını kaçırmadığım birkaç yazardan biri olan Oray Eğin’in, yazılarından bir seçmece yaparak oluşturduğu yeni kitabı “Bunları Kimse Yazamadı” kitapçılarda.
Kitabın adı daha yerinde olamazdı herhalde çünkü gerçekten de Eğin’in yazdıklarını yazmaya pek kimse cesaret edemiyor.
Onu Akşam gazetesi alan da okuyor, almayan da. Kimileri Akşam’ı sırf onun için alıyor. Geçtiğimiz günlerde Ayşe Arman’a verdiği röportajda dediği gibi artık herhangi bir yerin seri ilan sayfasında bile yazsa okunur. Buna hiç şüphe yok...
Eğin, kitaba giren yazıları, bine yakın yazısı içinden acımasızca ekleyerek seçmiş, kimilerine de kıyamayıp torpil geçmiş: “Beş yıla yayılan bir dönemde üretilen yazılardan oluşuyor kitap. Bir anlamda medyanın son beş yılda tartıştığı belli başlı konuların, biraz da benim kişisel meraklarımın kısa bir özeti gibi.”
Türk basınındaki belli başlı medya figürlerinin portrelerinden oluşan kitapla ilgili benim en çok dikkatimi çeken şeylerden biri kitabın kapağı oldu. Önceden Roll dergisinin de tasarımını yapan Eray Makal’ın tasarımı kapak. Cmyk renkleriyle yapılmış. Yani, baskıda kullanılan dört temel renk. Gazete sayfalarının altlarında dört yuvarlak yer alır ya, ondan.  
Bakınca bu detayı kaç kişi anlar, değil mi?
Ama anlayan anlar; önemli olan da bu.


Bilgisayarına âşık adam
Malum bugün artık çocuklar yürümeyi öğrenmeden bilgisayarla tanışıyor. Yetişkinler için ise bilgisayar çağımızın temel ihtiyaçlarından. Peki, bilgisayarla ilişkiniz ne kadar ileri gidebilir?
28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “Control Alt Delete”i izlerseniz bazılarının bu ilişkiyi tam da ne kadar ileri götürebildiğini göreceksiniz. Filmde, bilgisayar programcısı Lewis’in ilgisi kız arkadaşından bilgisayarına kayar. Bilgisayarına olan “aşk”ı önce internetteki porno sitelere ziyaretlerle başlar. Sonra  hızını alamaz ve bilgisayarın kendisiyle “temas”larda bulunur. Birçoğumuz hâlâ ayak fetişini anlamaya çalışma aşamasındayken bilgisayar fetişi çıkıyor ortaya.
İlginç, komik ve kimi anlar rahatsız edici olabilen “Control Alt Delete” izlemeye değer. (4 Nisan 16.00’da Rexx’te, 5 Nisan 21.30’da Yeni Rüya’da, 9 Nisan 16.00’da Atlas’da.)