Yalvaç Abi’nin teneke oyuncakları

Zamane çocukları dijital teknolojiyle üretilmiş oyuncaklarla oynuyor. Elektronik oyunlar, Playstation’lar, Gameboy’lar, Nintendo oyunları... Kartuşlu yüzlerce oyundan strateji oyunlarına kadar bunların hepsi sanal oyuncaklar. Çöp kutularında, eski eşya satıcılarının tezgâhlarında bunlarla dolu torbalara rastlıyoruz. Tamiri mümkün olmayan, bu “oyna-boz-at, tüketimin bir parçası ol” oyuncaklar yaratıcılığı geliştirmiyor, eğlendirmek dışında bir amaç gütmüyor, çocuğu tek başına kalmaya, yalnızlığa itiyor.
Oysa...
1800’lerde kumbaralarla başlayan, 1950’lerde yaratıcılığın zirvesine oturan teneke oyuncaklar öyle miydi?
Teneke oyuncaklar çocuklara mekaniği, zembereğin ve çelik tellerin çarklı dişlileri nasıl işlettiğini gösteriyordu. Bozulan oyuncağını kendisi tamir eden çocuk, önce oyuncağın neden bozulduğunu, nasıl oynanırsa bozulmayacağını öğreniyordu. Oyuncağı söküp takarak montaj yapma konusunda beceri, oynayıp eğlenirken de korumacılık duygusunu kazanıyordu. Örneğin, teneke oyuncaklarla oynayan ülkelerin (Japonya, Almanya) çocukları büyüdüklerinde kendi ülkelerinde otomotiv sanayini kurdular ve bugün dünyanın en iyi arabalarını üretiyorlar. 

Haberin Devamı

Yalvaç Abi’nin teneke oyuncakları

Türkiye tarihini bir de bu sergiden öğrenin

Bugün eskicilerde, antikacılarda rastladığımız iyi muhafaza edilmiş, sanki hiç oynanmamış gibi yüksek fiyatlarla satılan teneke oyuncaklar sahipleri tarafından belli ki özenle korunmuşlar.
Bu oyuncak meraklılarından biri de yazar ve dergici, çocukların sevgili “Yalvaç Abi”si Yalvaç Ural.
Kaçımız çocukluk oyuncaklarını saklamıştır?
1953’ten bu yana teneke oyuncaklar toplayan Ural, sürtmeli “polis otosu” ile kurmalı “Jumbo fil”ini tam 60 yıl boyunca saklamış. Memur bir ailenin çocuğu olduğu için eğitimini yedi ayrı ilde tamamlamış ve bu arada taşınırken kaybettiği el üstünde yürüyen palyaçosunun bir benzerine müzelerde bile rastlamamış. O dönemin her çocuğu gibi o da tahtalardan kendi oyuncağını kendisi yapmış: Kamyonlar, yaylı talikalar ve tellerden arabalar... Koleksiyonunda bitpazarlarının, eskicilerin, antikacıların, eski eşya satan esnafların, arkadaşlarının, ona hâlâ oyuncaklar alan kızı Burcu’nun ve kendi oyuncaklarını ona armağan eden dostlarının payı büyük.
Şimdi bu oyuncakları bizim de görme şansımız olacak. Boğaz-Adalar iskelelerinin yakından tanıdığı Fenerbahçe Gemisi, Rahmi M. Koç Müzesi tarafından satın alındı ve Türkiye’nin ilk müze gemisi haline getirildi. Bu sevimli büyük oyuncak ilk sergisinde Yalvaç Ural’ın oyuncaklarına ev sahipliği yapacak. Türkiye’nin tarihi ve kültürel gelişimini de yansıtan “Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar Sergisi” 16 Nisan-14 Haziran tarihleri arasında gezilebilecek. Gönül isterdi ki bu koleksiyon daha uzun süreli görülebilsin, bir müzenin daimi sergisi haline gelsin...
Gidin bakalım, yüzlerce oyuncak içinden kendi oyuncağınızı bulabilecek misiniz...

Haberin Devamı

Yalvaç Abi’nin teneke oyuncakları

Bir aile dramı
28. Uluslararası İstanbul Film Festivali‘nde gösterilen “35 Tek Rom / 35 Rhums” şair-sinemacı Claire Denis‘in son filmi. Karakterleri tanıyana kadar biraz zaman geçiyor ve ardından filmin asıl derdi ortaya çıkmaya başlıyor. Ama karakterleri tanıma çabanızın karşılığını filmin ilerleyen dakikalarında hakkıyla alıyorsunuz.
Fransız işçi altsınıfını ele alan film, Lionel ve kızı Josephine‘in birlikte yaşadığı dairenin etrafında geçiyor. Komşulardan Gabrielle, Lionel’a karşı hisler beslerken diğer bir komşu Noe de Josephine’e karşı boş değildir.
Planlara uygun gelişmeyen bir gece bu dörtlü kendilerini içip, flört ettikleri ve 70’lerin müzikleriyle dans ettikleri bir kafede bulurlar. Lionel bu arada onları bırakıp kafedeki garsonla kırıştırmaya başlar. Babayla kızının ilişkisi kopma noktasına gelir.
Filmin müziklerinde de İngiliz rock grubu Tindersticks’in imzası var. (Bugün 19.00’da ve yarın 11.00’de Emek Sineması’nda, 15 Nisan 21.30’da Yeni Rüya’da.)

Haberin Devamı