Cadde ‘Modanın mutfağını biliyorum'

‘Modanın mutfağını biliyorum'

09.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Uzun süren sessizliğini Nişantaşı’nda açtığı ‘Chance by Emel Yıldırım’ mağazasıyla bozan Emel Yıldırım, yeni sezonda sokaklarda modern - hippi tarzın hakim olacağını söyledi

‘Modanın mutfağını biliyorum

1993 Türkiye güzeli Emel Yıldırım, aldığı moda eğitiminin ardından bu sektörde adından başarıyla söz ettiriyor. Geçen ay Nişantaşı’nda ‘Chance by Emel Yıldırım’ adlı mağazasını açan iş kadınıyla, yeni projeleri ve yaşamı üzerine sohbet ettik.

Haberin Devamı

- ‘Chance by Emel Yıldırım’ markanız hayırlı olsun. Nasıl doğdu bu fikir?

Yeni bir bebeğim olmuş gibi hissediyorum. Üç ortak açtık. Mağazanın içinde bir de kafe var. İlk günden beri çok güzel tepkiler aldık. Bu olumlu yorumlar bizi inanılmaz motive etti.

- Moda eğitimi almanızın işinize ne gibi katkıları oldu?

İşin mutfağını bilmek tabii ki çok önemli bir detay. Ben meslek lisesi mezunuyum. Kalıp çıkarıp, pek çok kıyafeti
elle diktim. Bu konuda hem bilgi hem de
pratik olarak oldukça deneyim kazandım.

- Size modanın tanımını sorayım o halde?

Moda, insanın kendine yakışan her şey... Ancak, her parçayı moda diye üzerimize giyersek yanlış bir hareket olur. Bu anlamda insanın vücut tipini öncelikle çok iyi analiz etmesi gerekiyor. Etrafta birçok moda kurbanı da görüyoruz. Örneğin, kısa bacaklı bazı kadınlar sadece modaya uymak adına diz üstü çizme tercih edebiliyor. Bu da ortaya kötü bir görüntü çıkmasına sebep olabiliyor.

Haberin Devamı

- Bu sezon hangi parçalar ön plana çıkıyor?

Bilek üstü pantolon etekler çok moda. Altına çorapla ve stilettolarla kombin yapılıyor. Yüksek bel ve İspanyol paça geri dönüş yaptı. Baskılar da sezonda ön plana çıkıyor. Renk olarak taba revaçta.
Sokaklarda modern hippiler göreceğiz.

- Bir kadının gardırobunun kurtarıcı parçaları neler olmalı?

Beyaz tişört, siyah blazer ceket, siyah yelek ve jean. Takılarla da inanılmaz şık görüntü kazandırabiliyor. Örneğin ben, deri ceketle abiyeyi de çok yakıştırırım.

- Naif ve sakin yapılı bir görüntünüz var. Yanılıyor muyum?

Aynen dediğiniz gibi. Her zaman sakin olmaya özen gösteriyorum. Aslında enerjik bir yapım da var ama genele bakacak olursak dediğiniz gibiyim. Yeni tanıştığım insanlar da, “İnsana huzur veren bir enerjin var” derler. Her zaman iyi düşünmeye çalışırım. Empati yaparım. Kendime yapılmasını istemediğim şeyleri başkasına yapmamaya çok dikkat ederim.

‘Güzelliğin sırrı pozitif bakmakta!‘

- Yaşınızın güzeli olarak bizimle sırlarınızı paylaşır mısınız?
Güzel yaş alabilmek için elimden ne geliyorsa yaptım. Cildim için doğru zamanda doğru ürün kullanmaya, her daim temiz tutmaya, aşırı makyajdan kaçınmaya dikkat ettim. Yıllardır düzenli olarak spor yapmanın da çok faydasını gördüm. Yakında bu sırlarımı, ‘Güzel Yaş Alalım’ adlı kitabımda paylaşacağım. Bence hayata tevekkül ederek ve pozitif bakarsak içimizdeki güzellik zaten otomatik olarak yüzümüze yansıyacaktır.

- Batıl inancınız var mı?
Nazara inanırım ama, “Bana nazar değecek aman” diye korkum yok. Duamı eder, kendime göre önlemimi alırım.

‘Geleneklere sahip çıkılmalı’

- Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Gerçekten sevgiye doyduğum bir ailede yetiştim. Mahalle kültüründe büyüdüm. Gelenek ve göreneklere sahip çıkmak bizim için her zaman esas oldu. Ben de aldığım terbiyeyle çocuklarımı da bu yönde yetiştirmeye gayret ediyorum. Büyüklerim hep “Her şeyin yol ve yordamını bilerek yaşayın” diye öğüt verirlerdi.

- Mahalle kültüründen bahsettiniz. Bu durumu yeni neslin eksikliği olarak yorumlayabilir misiniz?
Biraz... Bizim zamanımızda kapının önünde arkadaşlarımızla rahat ve güvenli şekilde oynayabilirdik. Oyunlar, dostluk ve mahalle kültürü çok daha keyifliydi. Teknolojiyle birlikte yaşam kültürümüz de değişti. Onların adına üzülüyorum. Artık neredeyse birbirimize selam vermeyi bile unuttuk. Büyükler küçüğü, küçükler büyüğü unuttu. Bayramlarda ev ziyareti, SMS ile kutlamaya döndü. Tabii istisna insanları bunun dışında tutuyorum. Dolayısıyla, ben keyifli ve dolu dolu bir çocukluk yaşayabildiğim için şanslıyım.

‘Çocuklarımla arkadaş gibiyim’

- Siz nasıl bir annesiniz?
Kuralcılığım var ama her zaman esneklik payı bırakıp onlarla yakın ilişki kurmaya, daha çok arkadaş gibi olmaya özen gösterdim. Çocuklarım da bunu hissedip beni kırmamak, üzmemek için uğraştı.

- Genç yaşta anne olmanın avantajı ve dezavantajı ne oldu?
Şu anda çocuklarımla arkadaş gibi görünmek hoşuma gidiyor. Onlarla büyüdüm. Şimdilerde de hayatı birlikte yaşıyorum. Genç anne olduğum için daha rahat ayak uydurabiliyor,
iyi uyum sağlayabiliyorum.

- Ev, iş ve çocuklar... Günlük temponuzdan bahseder misiniz?
Sabahları erken saatte uyanırım. Pozitif enerjiyle kalkmaya çalışırım. Önce aynaya bakar sahip olduklarıma şükrederim.
Her gün düzenli olarak spor yapmaya özen gösteririm. Ardından işbaşı yapıp, akşam saatlerinde de çocuklarımla baş başa o anların tadını çıkarıyorum.

- Sizi en çok ne mutlu eder? En çok ne sinirlendirir?
Çocuklarımın huzuru, en büyük mutluluk sebebim. Sinirlendiren ise hiç şüphesiz yalan...