Murat Bozok

Murat Bozok

bozokmurat@gmail.com

Tüm Yazıları

Tüm dünyada tartışmalar yaratıp Türkiye’de de bir şehir efsanesine dönüşen Michelin Rehberi için 2011 senesi oldukça türbülanslı geçti. Nasıl mı?

23 farklı ülkede 25 tane rehber yayınlayan Michelin, yiyecek-içecek sektörü için en önemli derecelendirme kurumu olma özelliğini koruyor. Son yıllarda ortaya çıkan diğer rehberler ve derecelendirme kurumlarıyla yaşanan rekabet dolayısıyla yara alıyor gibi görünse de Michelin Yıldızı almanın egosal tatminin yanı sıra müthiş bir değeri olduğu yadsınamayacak bir gerçek...

Haberin Devamı

Bu yıl baskı erken
Gelelim geçen yıl Michelin Rehberi’nin yeniden yapılanmaya girmesiyle yaşanan olaylara. Öncelikle, Fransa dışındaki tüm ülkelerde rehberlerini bu yılın ekim ayında yayımladılar. Bir gelenek olarak daha önceki senelerde, Michelin Rehberleri ocak ayında kitapçıların raflarında yerlerini alırdı. Neden böyle bir yol izlediklerinin sebeplerini resmi olarak açıklamasalar da sektörden aldığım bazı duyumları burada paylaşmak istiyorum. En önemli gerekçe olarak, Batı toplumlarında en yoğun kitap satışının olduğu Noel öncesi Michelin Rehberi’nin de kitapçılarda bulunmasını istemelerinden kaynaklandığı gösteriliyor. Diğer bir sebep olarak da, her sene rehberler yayınlanmadan kimlerin kazandığının
bir şekilde basına sızdırılmasından kaynaklandığı konuşuluyor. Rehberleri erken yayımlayarak, bu sızıntının bir şekilde önüne geçmek istediklerinden
bahsediliyor.

Restoranlar memnun değil
Michelin Rehberi’ni yayımlayanlar kendilerince haklı olsalar da, restoranlar erken baskıdan pek de hoşnut değil. Batı toplumlarında restoranların en iyi iş yaptıkları dönemler kasım-aralık aylarıdır. Noel ve yılbaşı öncesi artan alışveriş çılgınlığından lokantalar da nasiplerini alırlar. Yılbaşı ertesindeyse işlerde belirgin düşüşler yaşanır. Daha önceki yıllarda Michelin Rehberi’nin ocak ayında basılmasıyla Michelin Yıldızı alan lokantalarda ocak-şubat döneminde görülen hareketliliğin bu yıl olmayacak olması, restorancıları kara kara düşündürüyor. Tahmin ediyorum herkes bir şekilde bu yeni düzene alışacak.
Bu sene Michelin Rehberi için bir diğer gelişme de, efsanevi müdürleri Jean Luc Naret’in istifası oldu. Altı yıldan bu yana rehberin başında olan ve herkes tarafından oldukça sevilen Jean-Luc’un istifası birçok söylentiyi de beraberinde getirdi. Her ne kadar kendisi Michelin’e danışmanlık yapmaya devam etse de sektör bu istifayı Michelin için bir kan kaybı olarak değerlendiriyor.

Haberin Devamı

Güzel gelişmeler de yok değil
Michelin Rehberi için kurumsal bir kabuk değiştirme yılı olan 2011’de güzel gelişmeler de oluyor. Dört sene önce girdikleri Amerikan pazarında her yıl yeni bir şehir için rehber çıkartarak büyümeye devam ediyorlar. New York, San Francisco ve Las Vegas’a bu yıl Şikago’yu da eklediler. Gastromi anlamında geleceğin en parlak kentlerinin başında gelen Şikago’da en beğendiğim lokantalardan biri olan Alenia’nın 3 yıldız alması beni mutlu etti. Ayrıca New York rehberinde bu yıl 3 yıldıza yükseltilen ve bu köşede bahsettiğim Eleven Madison Park isimli lokantayı görmek de hoş oldu. Geçen sene Londra’da Fat Duck adlı meşhur restoranın sahibi tarafından açılan ‘Dinner by Heston Blumenthal’in ise sadece bir yıldız alması ise benim beklentilerimin altında kaldı.
Seveni olduğu kadar, varlığından ve kurallarından rahatsız olanların da bulunduğu Michelin Rehberi ne yaparsa yapsın kendisinden bahsettirmeye devam ediyor. 1900 senesinde lastik alanlara yolda güzel yemek yiyecekleri yerleri gösteren eşantiyon bir harita olarak ortaya çıkan ve bir asrı deviren Michelin hâlâ rakipsiz...