Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“İlişkim varken yeni bir ilişkiye başlandı” diyen eski sevgili ve ona karşı ağız birliği yaparak durumu inkar eden yeni çift konuşuluyor son günlerde… Kim doğru söylüyor, kim yalan henüz bilmiyoruz ama bu olay bana yıllar önce başımdan geçen bir hikayeyi hatırlattı. İki yıllık erkek arkadaşımın gittiği spor salonuna o dönemde pek ünlü olan, sonrasında yıldızı parladığı gibi sönen, şimdilerde havasının yerinde yeller esen bir oyuncu da gitmeye başlamıştı. Erkek arkadaşımın konuşmalarından kadının (Aslında yerimde başkası olsa adını da verir ama benim bünyeye ters bu tip şeyler!) kendisini tavlamak için çırpındığını anlasam da açıkçası zerre önemsememiştim. Birincisi, bizimkinin böyle bir şey yapacağına ihtimal vermemiştim; ikincisi tut ki yaptı, Demet Akalın’ın ‘Pırlanta’ şarkısında dediği gibi kaldırım taşına şirazesi kayana gülüp geçeceksin!

Çocukla aramızın limoni olduğu günlerde, bütün gazetelerde ikisinin sarmaş dolaş fotoğraflarını görmek sağlam bir şok olmuştu tabii ama inanır mısınız hiç tepki göstermemiştim. Ben şu an inanamıyorum mesela neden sessizce uzaklaştığıma! İnsan bir sayar söver, rahatlar değil mi?! Fotoğrafları gördüğüm anda duygularımın bıçak gibi kesildiğini ve hissizleştiğimi hatırlıyorum. Demek o genç yaşımda gayet olgun davranıp Allah’a havale etmeyi uygun görmüşüm! Yaşım büyüdükçe canımı sıkan durumlarda dönüp gitmeden önce ne düşünüyorsam söyleyip içimi dökmeyi tercih eder oldum. Ben düşüneceğime karşımdaki düşünsün! Belki de günümüz dünyasına uyum sağladım, zira artık edepli edebinden sustuğu için hiç takdir görmüyor!
Dışarısı kötü ve kirli…
İster istemez hepimiz bugüne uyum sağlıyoruz ama her konuda da olmaz! Şimdiki bir kısım “Sevgilisi olsa da hoşlandığım kişiye yürümekten vazgeçmem” zihniyetli insanlar gibi asla olmamak lazım mesela. Beğendiğin kişinin hayatında biri olduğunu öğrenince, anında vazgeçeceksin. Ahlak ve insanlık kuralları bunu gerektirir.
Sonra dobralık ile şuursuzluk ve hatta terbiyesizlik arasındaki o kocaman çizgiyi aşmamak, tahammülleri zorlamamak lazım. Şu hayatta kimsenin yeri sonsuz şımarıklık yapacak kadar sağlam değil, ayağın bir kaydı mı düşer gidersin. Ha bir de sizin de dikkatinizi çekiyordur; sayısı hızla artan bir insan profili var memlekette, bunların karşılarındaki kişide aradıkları tek kriter şöhret! Bayılıyorlar ünlülerle yan yana olmaya, magazine dökülmeye, başkasının şöhretinden nemalanmaya… Yazık!
Bunlardan bahsedince aklıma; boşanmanın eşiğinden dönen Emre Aşık’ın eşine söylediği “Boşanmayalım, dışarısı çok kötü ve kirli” sözleri geldi. Aşık’ın bu sözleri beynime kazındı resmen; giderek kirlenen, sınır tanımaz hale gelen, değerini yitiren, ucuzlaşan, saygısızlaşan insan ilişkilerini öyle net özetliyor ki…