NEFES KESEN FOTOĞRAFLARIN iZiNDE

seyahatler düzenleyen Sedventure, macera sevenler için ilginç alternatifler sunuyor.

Bu organizasyonların danışmanlığını yapan fotoğrafçı Süha Derbent, “İyi fotoğraflar için doğru yerde, doğru sezonda ve doğru anda olmak isteyen herkesi bekliyoruz” diyor.

Sizi dünyanın sayılı vahşi doğa fotoğrafçılarından biri olarak tanıdık. Şimdi aynı heyecanı duyanlar için bir kapı açtınız. Bu süreci anlatır mısınız?
Farklı ülkelerde çalışmalarımı görenler “Bizi de götürsene, fotoğraf çekelim” demeye başlamışlardı. Bunun üzerine 5-6 yıl önce küçük bir acente kurmuştuk. Yılda 7-8 kişiye, fotoğraf hedefli kişiye özel organizasyonlar düzenliyorduk. Ailece güvenli bir ortamda risk almadan hayvanları görmek isteyenleri götürüyorduk.

Sedventure çatısında nasıl buluştunuz?
Zamanla turizm şirketlerinden öneriler gelmeye başladı. Sonra Setur’un çatısı altında bu işi yapma fikri doğdu. ‘Sedventure’ markasının isim babası Mustafa Koç’tur. Fikir de ona aittir. Onun önderliğinde kaliteli bir hizmetle sunmak üzere bu işe başladık. Şubat ayından beri çalışıyoruz. Yavaş yavaş ilk turlarımızı ilan etmeye başladık. Yurt dışının yanı sıra yurt içinde de fotoğrafa ya da bir hobi alanına yönelik her türlü organizasyonu yapabiliyoruz.

Mustafa Koç’la ne zaman tanıştınız?
Mustafa Koç’la 7-8 yıl önce bir arkadaşım aracılığıyla tanıştım. Bir defa beraber Kenya’ya gittik. Masai Mara’da çalıştık. Mustafa Bey zaten çok uzun yıllardır fotoğraf çekiyordu hobi olarak. Gayet de başarılı işleri vardı. Sonrasında seyahatlerinin sonucunda bir kitap yayımladı zaten. Fotoğrafa olan ilgisi artarak devam ediyor. Çektiği fotoğrafları başarılı buluyorum.

Gerçek hayat deneyimi
Hedefte kaç destinasyon var?
Şu anda sedventure.com’da ilan edilen turlarla sınırlı değiliz. Talebe göre kişiye, kuruma özel seyahatlerde dünyanın her yerine organizasyon düzenleyebiliriz. Yaban hayatıyla ilgili gidemeyeceğimiz yer yok. Antarktika’da eksi 50 derecede imparator penguen çektirebiliriz. Şu anda birini götürüp yaptırsak bunu yapan ilk Türk olur. Kuzey Kutbu’na kutup ayısı çekmeye de götürebiliriz. Hiçbir sınır yok. İlle de fotoğraf hedefli de olmayabilir. Söz ettiğimiz yerler, gerçek hayatı yaşamayı sevenlere yönelik görmek, hissetmek ve yaşamak gereken yerler. Aslında gerçek hayat orada.

Kaç kişilik gruplarla yapılacak bu seyahatler?
Gideceğimiz yere göre değişiyor. 9-13 kişi arasında. Sadece kişiye özel değil kurumlara yönelik organizasyonlar da düzenleyeceğiz. Hayvan davranışı üzerinden; doğada liderlik, risk yönetimi, strateji geliştirme, performansın doğru zamanda kullanımı gibi konularda doğadan örneklemeler gösteren organizasyonlar sunacağız.

Katılımcı sayısı arttıkça objektiflerin küçülmesi mi gerekecek?
Asıl hedefimiz fotoğrafı hobi olarak çeken veya yeni başlamış kişiler. Ama yine de objektif boyutu küçülmüyor. Birçoğu bir profesyoneldeki malzemeye sahip. İsteyene malzemeyi nereden alabileceği, nasıl kullanabileceği konusunda destek veriyoruz. Boynunuzda makine, karşınızda hayalini kurduğunuz bir şey, doğru zamanda, doğru yerdesiniz. Yanınızda fotoğraf konusunda bilgi veren bir adam olacak. Ayrıca her akşam ateş başında bir fotoğraf değerlendirme sohbeti olacak.

Bu riskli bölgelerde grup büyüyünce kontrolü zor olmayacak mı?
Her organizasyonda mutlaka bir rehberimiz var. Ben sadece fotoğraf danışmanlığı yapacağım. 20 yıldır Afrika’ya gidiyorum. Son 5-6 yılda pek çok insanı götürdüm. Benim yanımda en küçük bir tehlike atlatan veya hastalanan olmadı. Çünkü benim için en değerli fotoğraf, hiç risk alınmayandır. Çektiğim fotoğrafların hiçbirinde risk almadım. Önce güvenlik kuralları geçerli. Afrika’da aldığınız riskten daha fazlasını İstanbul’daki trafikte alıyorsunuz.

“İnsan bilinmezlikten korkar, bildiğinden değil”
İnsan kendisini o ortamda tanıyor. Korkularla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Korku, bilinmezlikten kaynaklanır. Bildiğiniz bir şeyde kurallar belliyken, bu kurallara uyarken, ben size hayvanın ne yapacağını önceden söylüyorken, korkulacak bir şey kalmıyor. Neyle ilgilendiğini, ne yaparsak bizi zararsız görebildiğini, hangi davranışlardan ürktüğünü -ki ürkerse saldırabilir- önceden anlatıyorum. Korkmaya sebep olacak bilinmezlik noktası bırakmıyoruz. Tura kaydını yaptıranlarla seyahat öncesi, iki kez yüz yüze görüşme yaparız. 7/24 beni telefonla arayabilir, epostayla soru sorabilirler.

Seyahat öncesi neden yüz yüze görüşme yapıyorsunuz?
Seyahat rotası hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Organizasyon ve fotoğraf danışmanlığı yanı sıra iklim, sağlık ve hayvan davranışı danışmanlığı gibi bir hizmet de veriyoruz. Ne giymeli, hangi ilacı almalı, ne yemeli, nereden ne almalı gibi bilgiler aktarıyoruz.

Sıradaki projeleriniz neler?
Geçen yıl Kenya’da İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Çocuk Üniversitesi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Karabulut’la karşılaştım. Doğa Koleji ile ortak dünyayı gezen projeleri var. O zaman “Beraber bir şeyler yapalım” diye konuşmuştuk. Bu projenin devamı kapsamında Engin Altan Düzyatan ve dostu helikopter pilotu Önder Altunbaş’la üçümüz Doğa Koleji için yeni bir proje hazırladık. Uganda, Namibya, Antarktika ve Kanada Kuzey Kutbu olmak üzere dört ülkeyi fotoğraflamaya çalışacağımız bir organizasyon bu. Ama henüz kesinleşmedi.

Şeker Bayramı’nda 19-26 Ağustos’ta Kenya’da Masai Mara’da vahşi yaşam turu yapacağız. Dokuz kişilik bu turun ücreti 3990 euro. Ücrete altı derslik fotoğraf eğitimi dahil. Bu fotoğraflar; Rahmi Koç Müzesi, Foto Trek ve Moda İstanbul Hatırası Fotoğraf Merkezi’nde sergilenecek. Bu hizmeti bir haftayı geçen tüm seyahatlerde Cevizli Fotoğrafçılık’la beraber veriyoruz.”