Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları

Yer, lüks marketlerden biri… Kasada önümde 40’larında çok havalı bir kadın… Aldığı iki parça ürün 32 TL; marka cüzdanından 200’lük banknot uzatıyor…
Kasiyer “Bozuk yok mu?” diyor. Cevap: “Hayatım akşam seyahate gideceğim, kalan işleri hallediyorum; 2 bin TL koydum cüzdana sabah. Son 200’ü sana veriyorum. Uçuyor para...” Kasiyer cevap vermeden yan kasadan parayı bozduruyor.
İkinci hikaye kuaförde… Yanımdaki kadının manikürünü yapan kızla konuşmasına şahit oluyorum.Hanımefendi ertesi gün Napoli’ye gidecekmiş. Roma ve Milano artık orta sınıf Türkler’le doluymuş! İtalyan yemeği deyince herkes pizza ve makarna sanıyormuş. Halbuki Napoli’de asıl İtalyan yemekleri varmış.
Bunlar neyin tatmini anlamak zor!
Lüks mağazalarda satış görevlileriyle müşteriler arasında sık rastlarım bu tür muhabbetlere… “Hayatım, almayayım şimdi… Haftaya Paris’e gidiyorum” gibi…
Yani “Alışveriş yapmayışımı parasızlıktan sanma. Yurt dışına gidiyorum orada harcayacağım” diyor.
Bir de şunu yapar kredi kartı limiti bol yurdum kadını: Alır eline bilindik bol sıfırlı markalardan birinin ayakkabısını ve başlar konuşmaya… “Sizin Londra’daki mağazada bunun şurası yeşil olanı vardı, vaktim yoktu almadım… Bilseydim Türkiye’ye gelmeyeceğini kaçırmazdım.”
Mağaza elemanları işi öğrendiler ama…
Öyle cevaplar veriyor ki bazısı sanırsınız ayakkabının tasarım aşamasında tasarımcıyla beş çayı içiyordu.
Sanıyorum satış elemanlarının da kimisi kendilerini bu tip müşterilerin parasal şehvetine kaptırıp acayipleşmiş vaziyetteler. Geçenlerde bir tanesi bir çanta gösteriyor, “Resmen bedava” diyor…
4 bin 500 TL için ‘bedava’ kelimesini öylesine gönülden söylüyor ki sanırsınız babaannesi bile Prada kullanıyor…
Çoğu kişiye normal geliyor bu konuşmalar. Ama kazara Instagram’a mevsiminden önce bir kase kiraz fotoğrafı koyun bakalım n’oluyor? Kirazı boğazınızda bırakırlar valla!
Mevsimsiz meyve ayıp ama Paris’te kruvasan, Roma’da ravioli paylaşınca sorun yok… Un, yağ, şeker devreye girince milletçe toleransımız tavan yapıyor… İşlenmiş karbonhidrat kafası!

Haberin Devamı

ÇİRKİN ŞANSI DEDİKLERİ...

Haberin Devamı

“Allah her şeyin şanslısını versin.” Öyle doğru bir laf ki… Başak Dizer Tatlıtuğ… Türkiye’nin en tarz kadınlarından. Sinem Kobal - Kenan İmirzalıoğlu’nun Cunda’daki düğününe Zeynep Tosun markalı bohem bir elbiseyle katıldı. Aslı Enver… InStyle nisan kapağında aynı elbisenin kolsuzunu giymişti. Oyuncu Leyla Lydia Tuğutlu da Marie Claire’in nisan kapağında aynı elbiseyle poz vermişti.
Sanki dünyada tasarımcı ve elbise kalmamış gibi aynı ay iki önemli derginin kapağını süsleyen bir elbise… Moda otoritesi değilim ama elbisede o kadar ahım şahım bir şey göremedim… ‘Çirkin şansı’ dedikleri şey sadece kadınlar için değil elbiseler için de geçerli demek!

TREND TOPIC

Kaşı kirpiği belli olmayan tiplerdenim… Kirpiklerim uzun sayılır ama sapsarı oldukları için yok gibiler. Takma kirpiği de dolgun, uzun gösteren rimelleri de sevmiyorum. Rimelin kahverengi ya da siyah bitmek üzere olanı tercihim. Ayrıca ıslandığı anda çıkacak rimel dediğin… Ağlarsam akarsa filan da önemi yok…
Ağlayacak kadar üzülmüşsem, rimelimin akmasını takacak durumum yok demektir…
Kaşlarıma gelince… Hem seyrekler hem de sarı. Kaş kontüründen hiç haz etmiyorum. O zaman da ya çipil çipil dolaşacaksın ya da İranlı kadın modunda. Ama artık Toppik var… Kaş farı gibi ama daha natürel ve kalıcı. Kaşları 10 numara dolgunlaştırıyor hem de risksiz…Birkaç tonu var açıktan koyuya… Her gün başka bir renkle dolaş istersen, oje gibi… Kim bilir? Belki şu kontür denen iletten kurtarır bizi…
Hoş geldin Toppik! ‘Çok trend’ olman dileğiyle…