Cadde 'Nihan olmasa vazgeçerdim'

'Nihan olmasa vazgeçerdim'

08.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Kiralık Aşk’ dizisinin Nihan’ı Sanem Yeles, oyunculuk serüvenini anlattı: “57 karakter için başvurdum ama olmadı. Oyunculuktan vazgeçmiş, maaşlı, sigortalı bir iş aramaya başlamışken teklif geldi ve kendimi sette buldum”

Nihan olmasa vazgeçerdim

-Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Haberin Devamı

Oyunculuğu denemek aklımda hep vardı ama profesyonel olayım diye başlamadım. Bir tiyatro oyunu izlerken ‘Acaba ben de yapabilir miyim?’ merakıyla başladı. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’nin iki yıllık oyunculuk eğitimi veren bir belediye konservatuarı var. Oranın sınavına girdim ve kazandım. İlk yılın sonlarına doğru Eskişehir’de ‘Mor Menekşeler’ dizisi çekiliyordu. Bölüm oyuncusu olarak girdim, 22 bölüm oynadım. Sonra birkaç dizide bölüm oyunculuğu yaptım. Okul bittikten sonra Eskişehir Şehir Tiyatroları’nda görev aldım. İki sezon boyunca üç oyunda oynadım, ardından ‘Kiralık Aşk’ macerası başladı.

-‘Kiralık Aşk’tan önce 57 karakter için şansınızı denemişsiniz ama hiçbiri olmamış. Doğru mu?

Doğru. ‘Mor Menekşeler’den sonra “Herhalde yapabilirim ben bu işi” cesaretiyle dizilere başvurmaya başladım. Haftada 2 - 3 seçmeye katıldığım da oldu, aynı dizide dört farklı role başvurduğum da. 2.5 - 3 yıllık zorlu bir süreç oldu benim için.

Haberin Devamı

-O süreçlerde neler yaşadınız peki? Ümitsizliğe kapıldınız mı?

Hem de nasıl! Aslında kolay olmayacağını öngörebiliyordum. Çevremde pek çok oyuncu arkadaşım var. Onların tecrübelerini, çektikleri sıkıntıları görerek başladım. ‘Elbet uzak ya da yakın bir zamanda olacak’ diyerek başladığım süreci ‘Benden olmuyor galiba’ diyerek bitirdim. ‘Kiralık Aşk’ın başlama aşamasında vazgeçmiş, maaşlı, sigortalı iş aramaya başlamıştım.

-‘Kiralık Aşk’ dizisine nasıl dahil oldunuz?

Oyunculuktan vazgeçme aşamasındayken bir gün telefon geldi. Cast direktörümüz Onur Büyüktopçu, dizimizin efsane Koriş’i olur kendisi, “Star TV için bir romantik komediye başlıyoruz, seçmelere katılmayı düşünür müsünüz?” dedi. Öyle umudu kesmişim ki, seçmelere katıldıktan sonra Onur beni tekrar aradı; olmadığını düşünerek “Sağlık olsun” demişim. Meğer beni yapımcıyla görüşmeye çağırıyormuş. Ardından Ortaks Yapım’a gittim, Müge Turalı Pak’la tanıştık. Bana “Hemen başlıyoruz, Nihan’ımız sensin” dedi. Bir ay sonra da kendimi sette buldum.

-Dizinin fenomen olacağını tahmin ediyor muydunuz?

Ben tahmin etmemiştim, evet herkes projeye inanıyordu, başarılı sonuçlar bekliyordu ama yayına giren diziler arasında yüksek reyting alıp da devam edenlerin sayısı az oluyor. Hele ki, böyle fenomen olmak çok daha düşük bir ihtimal. Dizi sektörü riskli.

Haberin Devamı

Ben bir valizle İstanbul’a geldim, büyük beklentilerim, hırslarım yoktu. Her an reyting düşebilir, dizi kaldırılabilir diyerek ilk üç ay ev bile tutmadım. Okuma provaları başlayıp da, ekipteki enerjiyi görünce ‘Eğer bu enerji seyirciye yansırsa buradan yürürüz’ dedim, öyle de oldu.

‘Elçin’in doğal bir enerjisi var’

- Rol arkadaşlarınız için ne diyeceksiniz? Elçin Sangu nasıl biri?

Rol arkadaşlarım konusunda şanslı görüyorum kendimi, her biri çok yetenekli ve işlerini layıkıyla yapan insanlar. Her şeyden evvel Hikmet Körmükçü, Levent Ülgen ve Ferdi Merter gibi usta oyuncularla çalışma şansım oldu. Öyle bir iş yapıyoruz ki, Elçin’le enerjimizin tutması çok önemliydi. Diğer türlü seyirciye bu samimiyeti yansıtamazdık. Elçin’in çok doğal bir enerjisi var. Ayrıca çok da profesyonel. Samimi ve mütevazı bir arkadaş.

- Serdar’ı oynayan Osman Akça ile iyi bir ikili oldunuz, onun için neler söyleyeceksiniz?

Osman benden çok daha deneyimli bir oyuncu. Zorluk çektiğim pek çok anda yardımcı oldu. Mesela her sahne öncesinde konuşur, fikir alışverişinde bulunuruz.

- Set arkasında neler yaşanıyor?

Ekrandaki başarı, set arkasının yansıması zaten. Yoğun çalışıyoruz, sahne aralarında olabilecek her fırsatta dinlenmeye çalışıyoruz ama eğlenmeyi de ihmal etmiyoruz. En çok provalar alınırken eğleniyoruz. Bitmeyen gülme krizleri yüzünden tek bir sahnenin çekimlerinin saatler sürdüğü oluyor.

‘Önceliğim huzur’

- Şöhret olmak nasıl bir duygu? Hayatınızda neleri değiştirdi?

Bu aralar bu soru çok sık soruluyor ama cidden öyle büyük bir şöhret olmuş değilim. Özel hayatımda zaten bir değişikliğe yol açmadı. Yolda yürürken yüzüme dikkatle bakanlarla karşılaşıyorum, fotoğraf çektirmek için durduranlar oluyor, onun dışında değişen pek bir şey yok.

- Bundan sonrası için neler hayal ediyorsunuz?

Beş yıl önce en büyük hayali kafe açmak olan bir işletme öğrencisiydim, şimdi dizi oyuncusuyum. Bunu düşündükçe, hayatın nasıl öngörülemez olduğunun farkına varıyorum. Beş yıl sonra nerede, ne yapıyor olurum, en ufak bir fikrim yok. Farklı roller oynamak, sinema filminde yer almak gibi deneyimlemek istediğim şeyler var. Eğer bu yol, beni mutlu etmeye devam ederse, oyunculuğa devam etmek isterim ama önceliğim huzurum.

- Kalbiniz dolu mu?

Evet, uzun zamandır hayatımda biri var. ‘O olmasaydı bu işlerin altından nasıl kalkardım?’ diye düşündüğüm biri hem de. O konuda da şanslıyım.