Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her zaman takip edilmesi gereken yönetmenlerden Gus Van Sant, çevreci bir mesaja sahip ‘Kayıp Umutlar/Promised Land’le izleyicisini bekliyor. Başrolünü Van Sant’ın yakın olduğu isimlerden Matt Damon’ın üstlendiği film, çevre felaketlerine yol açan bir doğalgaz firmasının çalışanının geçirdiği değişim üzerine... Berlin Film Festivali’nde de yarışan bu yeni eserinin vizyona girmesi vesilesiyle ABD’li yönetmenin en iyi beş filmini seçtik.


Benim Güzel Idaho’m
My Own Private Idaho (1991)

‘Mala Noche’ ve ‘Drugstore Cowboy’la sinemayı yakından takip edenlerin keşfettiği Gus
Van Sant, ‘Benim Güzel Idaho’m’la Amerikan sinemasının ümit vaat eden isimlerinden biri olduğunu bir kez daha gösterdi ve saygınlık kazandı. Başrollerini River Phoenix ve Keanu Revees’in paylaştığı film, iki erkek fahişenin yol hikayesiydi. Shakespeare’in eserlerinden yola çıkan Van Sant, kişisel yolculuk filmlerinin en iyilerinden birini çekti. Film genç yaşta hayatını kaybeden River Phoenix’e de Venedik Film Festivali’nden En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandırdı ve Yeni Kuir Sinema’nın da öne çıkan yapımlarından biri oldu.

Haberin Devamı

Can Dostum
Good Will Hunting (1997)
Gus Van Sant’ı ana akım sinema izleyicisine tanıtan film, beklen-medik bir başarı elde eden ‘Can Dostum’ oldu. O zamanlar kimsenin tanımadığı Matt Damon ve Ben Affleck’in yazdığı senaryo, Van Sant’ın yönetmenliğinde gişede büyük başarı etti. 9 dalda Oscar adayı olup senaryo ve yardımcı erkek oyuncu dallarında kazanan bir filme dönüştü. Damon’ın canlandırdığı ana karakterin, kapıcı olarak çalıştığı prestijli üniversite MIT’de matematikte dahi olduğunun ortaya çıkması üzerin-den giden film, 90’lar sinemasının köşe taşlarından.

Fil
Elephant (2003)
Macar sinemacı Bela Tarr’ın filmleriyle karşılaştıktan sonra anlatım dilinde tamamen değişikliğe gitmeye karar veren, minimalist, az kesmeli uzun planları tercih eden Gus Van Sant, bu şekilde önce ‘Gerry’i çekti. Ama yeni benimsediği anlatım tarzıyla en büyük başarısına ‘Fil’le imza attı. 1999’daki Columbine Katliamı’ndan yola çıkan Van Sant, bazı öğrencileri takip ederek izleyicisini bu felakete adım adım yaklaştırıyordu. Film, Cannes’da Altın Palmiye almasının yanı sıra dönemin üzerinde en çok konuşulan yapımlarından biri oldu.

Haberin Devamı

Son Günler
Last Days (2005)
Yeni Gus Van Sant tarzı, bu kez Nirvana’nın solisti Kurt Cobain’in intiharından önceki son günlerinin kurmaca anlatımı ‘Son Günler’de karşımıza çıktı. Michael Pitt’in canlandırdığı Cobain, karısıyla tartışıyor, arkadaşlarıyla vakit geçiriyor, müzik yapıyordu. Van Sant, bir kez daha büyük dramatik etkilerin değil, izleyiciye alan açan zarif bir filmin peşindeydi. Film Nirvana hayranlarını memnun etmese de, sinema takipçileri arasında sıkı hayranlar edinen etkileyici bir yapımdı.

Milk (2008)
Eşcinsel hakları aktivisti ve politikacı Harvey Milk’in hayatını ve mücadelesini anlatan filmde Gus Van Sant, minimalizmi bırakıp, bir kez daha klasik, geniş kitleleri kucaklayacak bir anlatımına yöneldi. ‘Milk’, ideallerinden vazgeçmeyen bir adamın portresini çizebilen bir filmdi ve pek çok Oscar adaylığı kazandı. Ancak ‘Can Dostum’da olduğu gibi bir kez daha yazar ve oyuncu (Sean Penn) Oscar kazanırken, Van Sant ödül alamadı.