Cadde Obezitenin şifreleri çözülüyor

Obezitenin şifreleri çözülüyor

09.02.2009 - 10:50 | Son Güncellenme:

.

Obezitenin şifreleri çözülüyor

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Kök
Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü Prof. Dr.
Erdal Karaöz, obezitenin gelişiminde kök hücrelerin rolü olduğunu, bu
bulgularının İngiliz ve Amerikalı bilim adamlarınca da onaylandığını bildirdi.
KÖGEM Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
KÖGEM laboratuvarlarında yürüttükleri çalışmalarda obezitenin (vücutta aşırı yağ
dokusu birikimi) bir kök hücre hastalığı olabileceğine ilişkin önemli kanıtlar
elde ettiklerini, bunu geçen yıl aralık ayında kamuoyuyla paylaştıklarını
söyledi.
Yüksek tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların ana nedeni olarak
kabul edilen obezitenin, dünyanın en büyük sorunlarının başında geldiğini ifade
eden Prof. Dr. Karaöz, "Başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerde bu sorun daha
belirgin. Bu yüzden birçok bilim adamı, obezitenin tedavisi ve engellenmesine
yönelik çalışmalar yapıyor" dedi.

"OBEZİTENİN GELİŞİMİNDE KÖK HÜCRELERİN ROLÜ ONAYLANDI"

Prof. Dr. Karaöz, Harvard Üniversitesinin Türk doktorlarından Umut Özcan
ve arkadaşlarının "caperonlar" olarak adlandırılan bir grup ilaç ile tedavi
edilen yağlı diyete tabi tutulmuş obez farelerde ciddi kilo kaybı sağladıklarını
bildirdi.
İngiliz bilim adamlarının da insanlarda göz iltihabı ve nezleye neden
olan "adenovirus 36" denilen bir virusun kök hücreleri etkileyerek yağ
hücrelerine dönüştürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Karaöz, obez insanlarda bu virusun
antikorunun yüzde 30 oranında rastlandığını duyurduklarını belirtti. Prof. Dr.
Karaöz, her iki araştırmanın da kendi araştırmalarının sonuçlarını destekler
nitelikte olduğuna dikkati çekti.
KÖGEM laboratuvarlarında yürüttükleri çalışmalarda organizmada insülin
salgılamadan sorumlu hücreler ile kök hücreleri birlikte kültür ettiklerinde kök
hücrelerin yağ hücrelerine dönüştüğünü tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr.
Karaöz, şöyle dedi:
"İngiliz ve ABD’den bilim adamları da bu kez bir virusun yine kök
hücreleri etkileyerek yağ hücre artışına neden olduğunu bildirdiler. Dolayısıyla
obezitenin gelişiminde kök hücrelerin rolü olduğu bu iki araştırmayla da
onaylanmış oldu."
Prof. Dr. Karaöz, viral bir enfeksiyonun kalıcı obeziteye neden olduğu
düşüncesinin, biraz tartışmalı olduğunu bildirdi.

-"LEPTİN HORMONUNA KARŞI DİRENÇ ENGELLENEBİLİRSE..."-

Vücuttaki yağ hücrelerinden salgılanarak beyindeki hipotalamus bölgesine
etki eden ve yeme isteğini azaltarak, vücudun enerji harcamasını arttıran leptin
adı verilen bir hormon olduğunu belirten Prof. Dr. Karaöz, şu bilgileri verdi:
"İştah engelleyici işlevi bulunan yağ hücrelerinden salgılanan leptin,
şişman bireylerin beyinlerindeki reseptörlere bağlanamadığından işlev
görememekte, dolayısıyla tokluk hissinin algılanmasında sorunları bireyler daha
çok yemekte ve şişmanlamaktalar.
Obezitede artan yağ hücrelerinin çok yemeye bağlı olarak pankreastan
fazla ve sürekli insülin salgılanması sonucu özellikle karın bölgesindeki yağ
dokusundaki mevcut kök hücrelerin yağ hücrelerine dönüştüğünü
laboratuvarlarımızda yaptığımız deneyler sonucu öngörüyoruz. Bu durumun devamında
ise bu kez obezite pankreastan salgılanan ve şekerin vücut hücrelerince
kullanılmasını sağlayan insülin hormonuna karşı direnç gelişmekte ve tip 2
diyabet denilen şeker hastalığı ortaya çıkabilmektedir."
Dr. Özcan ve arkadaşlarının halen kullanımda olan "caperonlar" olarak
adlandırılan bir grup ilacın leptin direncini engellemede işlev gördüğünü fare
deneyleriyle gösterdiklerini ifade eden Prof. Dr. Karaöz, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Eğer bu ilaç insanlarda da işe yararsa, yani leptin hormonuna karşı
beyinde oluşan direnç engellenebilirse sistem bu kez normal çalışabilecek,
dolayısıyla obeziteye neden olan faktörlerden en azından biri elemine edilmiş
olacak. Sonuçta, daha az yeme isteği ve daha az ve sürekli olmayan insülin
salınımına bağlı olarak bizim ileri sürdüğümüz mekanizmaya göre kök hücrelerden
daha az yağ doku sentezi gerçekleşecek."

OBEZİTE İLE VİRÜS ARASINDAKİ İLİŞKİ

İnsanlarda yapılan çalışmalarda insülinin leptin konsantrasyonun
yükseltilmesinde akut bir etkisinin olmadığını gösterdiğini bildiren Prof. Dr.
Erdal Karaöz, şunları söyledi:
"Sadece, kronik olarak yüksek insülin seviyelerinin leptin
konsantrasyonunu belirgin şekilde arttırdığı gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda
da uzun süreli olarak insülin üreten hücrelerle ortak kültüre ettiğimiz kök
hücreler, kronik olarak insüline maruz bırakıldıklarında yağ hücrelerine
dönüşebildiler.
Sonuçta, bu yağ hücrelerince üretilen leptin sentezi artacak ve şayet
beyinde leptine karşı bir direnç varsa sonuç obezite olacaktır.
Obezite ile virüs arasındaki ilişkide ise bu virüsün kök hücreleri
enfekte ederek yağ hücrelerine dönüştürmesinden ziyade leptin direncine neden
olduğu gösterilebilirse sonuçlar daha değerli olacaktır."