Op. Dr. Ziya Saylan

Op. Dr. Ziya Saylan

ziya@saylan.com

Tüm Yazıları

Mutlu insanların iştahı düzenlidir, fazla acıkmazlar ve kilo almazlar!

ZAYIFLAMAK iSTEYENLER PSiKOLOĞA GiDiN

Günümüzde yapılan diyetlerin tek başına bir işe yaramadığı anlaşılmış durumda, gerçekten zayıflamak için psikoloğa da görünmek şart.

Artık bilimadamları şişmanlığın nedeni olarak stresi ve diğer psikolojik durumları yani beynimizi suçluyor, hatta biraz kilo fazlalığını faydalı buluyor. Günümüzde yapılan diyetlerin bir işe yaramadığı anlaşılmış durumda, zayıflamak için gerekli olan stres giderici psikolojik destekler, dengeli beslenme ve hareket.
Bizi şişmanlatan nedenlerin başında; aşırı stres, mali ve mesleki problemler, çocukluğumuzdaki psikolojik sorunlar, yalnızlık, başarısızlık, baskı altında olmak ve genetik faktörler var. Aşırı kiloluları tedavi eden doktorlar artık yağlar ve karbonhidratlarla ilgilenmiyor bile, onların hedefi iştahımızı düzenleyen hormonlar. Bu hormonların başında da mutluluk hormonu geliyor.
Sağlıklı olmanın şartı, mutluluk. Artist Goldie Hawn’a “Tekrar dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?” diye sormuşlar, “Mutlu olmak isterim” diye cevap vermiş. Artık kilolu hastalarıma “Sizi üzen ne?” diye soruyorum. Kilolu olmak bir sonuç, nedenini ortadan kaldırmadan yani sebebini bulmadan diyetisyenlerden fayda göremezsiniz. En azından psikolojik destekle beraber diyet yapın. Yoksa bu, arabanızın patlak lastiğinin içindeki çiviyi çıkarmadan onarılmasına benzer. Yine patlayacaktır.
Yaşlandıkça bedenimizdeki mutluluk hormonu (pregnenolone) azalıyor. Ağızdan alınan Melatonin ve DHEA gibi, bu hormon da doğada mevcut. Ayrıca Pregnenolone vücutta testosteron, kortizon, östrojen ve progestron maddelerinin düzenleyicisi. Bu nedenle mutluluk hormonuna “bütün hormonların anası” diyenler de var.

Kilolar beyninizde oluşur
Bize doktor olurken öğretilen, mide boşalınca veya kan şekeriniz düşünce acıkırsınız ve yersinizdi. Bu arada iştah hissinin ve acıkmanın aynı olmadığını öğrendik. Hepimiz biliriz; tokuzdur ama yine de yeriz, işte iştah hissi budur ve şişmanlamak istemezsek bu his kontrol altına alınmalı. Bunu yapacak olan da diyetisyen değil. Beyinle uğraşanlar, beyinde hırs, hiddet ve keder merkezleri buldular, iştahı bunlarında düzenlediği anlaşıldı. Buna göre aşırı iştahlılar; hırstan yiyenler, hiddetten yiyenler ve kederden yiyenler diye sınıflandırıldı.

Mutlu olanın ruhu doymuştur
Aşırı diyetlere ve kilo vermelere karşın kalp krizlerinde bir azalma olmadı. Bence insan kendi aşırı kilolarından sorumlu değil. Çevremizin bize ilettiği korkular, sıkıntılar ve stres iştahın artmasına yol açıyor. Ancak aşırı kilo tehlikeli ve kanserden daha öldürücü, tedavi edilmeli. Bunun için de mutlu olmak gerekiyor. Mutlu olan şişmanlamıyor, uzun yaşıyor ve genç kalıyor.

Haberin Devamı

Antep’te mutlu bir hafta sonu

Haberin Devamı

ZAYIFLAMAK iSTEYENLER PSiKOLOĞA GiDiN

Birecik baraj gölünde iki mutlu insan; Berrin ve Mustafa Süzer çifti.

Geçen hafta sonu Süzer Ailesi’nin davetlisi olarak bir grup gazeteci ve işadamıyla Gaziantep’teydik. Sayın Berrin ve Mustafa Süzer, bizi tam manasıyla krallar gibi ağırladı. Sabah kahvaltısında kebap ve tatlıyla güne başlayıp bütün gün dolaştık ve bol bol yedik. Aklımda kalanlar, Halil Usta’nın otantik kebabı, İmam Çağdaş’ın meşhur padişah sofrası, Orkide’nin katmeri ve Birecik Kıyı restoranda yediğimiz muhteşem patlıcanlı kebap. Birecik Barajı’nda su altında kalmış eserleri tekneyle gezdik, kelaynak kuşlarını gördük ve dünyada eşi olmayan Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret edip bol bol yürüdük.

Yedim içtim ama kilo almadım, verdim
Hayatımın en güzel gezilerinden birini yaptım. Yedim, bolca yürüdüm, güzellikler gördüm ve kilo verdim. Eve gelince hemen baş düşmanım teraziye çıktım ve 1.5 buçuk kilo verdiğimi gördüm. Neden mi? Çünkü mutlu olduğum için iştahım gereksiz şekilde fazla değildi, arsızlık da etmedim, kararınca ama güzelce yedim ve bolca yürüdüm.
Gaziantep mutlaka gezilmesi, görülmesi ve kebapla tatlısının orada yenilmesi gereken bir ilimiz. İstanbul’da Antep lokantasına gidince o havayı bulamıyorsunuz.