Cadde OTİZM FARKINDALIK AYI - AiLE DESTEĞi ÇOK ÖNEMLi

OTİZM FARKINDALIK AYI - AiLE DESTEĞi ÇOK ÖNEMLi

19.04.2013 - 19:19 | Son Güncellenme:

Otizmin tedavisinde psiko-sosyal destek ve psiko-terapi, büyük yer tutuyor. Bu süreçte ailenin özellikle de annenin tedavinin bir parçası olması gerekiyor

OTİZM FARKINDALIK AYI - AiLE DESTEĞi ÇOK ÖNEMLi

Yard. Doç. Nevin Eracar, uzman psikolog Zeynep Maçkalı ve Pınar Vural’ın hazırladığı otizm dosyasını, tedavi yöntemileriyle sona erdiriyoruz.
Otizmde ilaçla tedaviden bahsetmeden önce belirtileri gözden geçirmek gerekir. Otizmin ana belirtileri; sosyal etkileşimde yetersizlik, sözel ve sözel olmayan iletişimde bozukluk, sınırlı, tekrarlayıcı özellikli davranış, ilgi ve aktiviteler. Otizmde ilaç tedavisi yaygın olmakla birlikte hangi ilacın hangi belirtiye iyi geldiğine dair araştırmalar devam ediyor. Ana belirtilere dikkat eksikliği, hiperaktivite, takıntılı-ısrarlı hareketler, kaygı ya da korkular, aşırı uyarılma, gerginlik, uygunsuz duygulanım, uyku sorunları ve kendine zarar verici davranışlar sıklıkla bozukluğa eşlik eder.

Haberin Devamı

İlaç tedavisinin püf noktaları
Otizmin tedavisinde aşırı uyarılmayı, saldırganlığı, tekrarlayıcı davranışları, aşırı hareketliliği, dürtüselliği ve dikkatsizliği azaltmada ilaçlar, umut veriyor. Tüm araştırmaların sonucunda halen otizmin ana belirtilerini ortadan kaldıran bir ilaç tedavisinin olmadığı, üzerinde çalışılan ilaçların otizme eşlik eden belirtilere farklı nörokimyasal yollarla etki ederek çeşitli düzeylerde yarar sağladıkları görüldü. Tedavi planlanırken hedef belirtilere odaklanılması gerektiği, düşük doz ilaç kullanımı sırasında bile daha fazla yan etkinin ortaya çıkabileceği, yaygın gelişimsel bozukluğu olmayan çocuklara göre daha düşük tedavi yanıtları alınabileceği unutulmamalı.

Haberin Devamı

Psiko-sosyal destek ve psiko-terapi
Otizmin psiko-sosyal tedavisinde yaygın olarak davranışçı yöntemler kullanılır. Son 10-15 yıldır gelişimsel, ilişki odaklı müdahalelerden umut verici sonuçlar elde ediliyor. Klinik çalışmalarımızda otistik belirtiler fark edildikten kısa süre sonra müdahale edilirse, çocuğun normal gelişim seyrine geçebildiğini görüyoruz. Yani çocukların göz göze gelmekten çekinmedikleri, kendilerini ifade etmek için arzu duymaya başladıkları, kelime dağarcıklarının geliştiği, oyunlarının çeşitlendiği, daha bağımsız hareket edebildikleri, en önemlisi kendilerinde var olan potansiyellerini ve yaratıcılıklarını ortaya koyabildiklerine tanıklık ediyoruz. Seanslarda çocuğa bir şey öğretmek değil; merak etmesi, anlamaya açık olması, yönelimlerine izin verilmesi, kendini ifade etmesine alan açılması için çalışılmalı.
Bu müdahale kapsamında, çocuğun ve ailenin birlikte ele alınması daha faydalı olur. Ailenin endişelerinin ciddiye alınması, gözledikleri bu tablonun ne anlama geldiğinin açıklanması ve neler yapılabileceğinin tartışılması, yaşadıkları zorlukların üzerine çalışılıp, nasıl başa çıkabilecekleri ailenin güçlendirilmesi açısından çok önemli. Ailenin çocuğun neden öyle davrandığını anlamlandırabilmesi, çocuğun da neden öyle şeyler yaşadığını anlamasına yardımcı olur. Aile, bunları çocuğuyla paylaştıkça, çocuk da duygularını anlayabilecek, anlamlandırdıkça kontrol edebilecek. Çalışmada ilişkide hasarlar onarıldıkça, gelişimsel aksamalar normale dönmeye başlayacak, ailenin aldığı destek sürecin hızlanmasını ve sürdürülmesini sağlayacak. Bu desteklerin verilmesi, gelişim ve değişimlerin izlenip değerlendirilmesi, bu arada tıbbi kontrollerin de aksatılmaması gerekir.

Haberin Devamı

ANNE-BABALARA TAVSiYELER

Tedavi sürecinin uzun soluklu olduğu, mucizevi bir değişim beklememeleri gerektiğini kabul etmek, ailelerin tedaviye yönelik motivasyonlarını sürdürmeleri bakımından önem taşır. Ailelerin, özellikle annelerin, öğretmen rolünü üstlenmemeleri gerekir. Çocuğa bir şey öğretmeye çalıştığınız zaman, karşılığında hemen öğrenmesini bekleyebilir, üstelik öğrenmediğini, öğrenemediğini görebilirsiniz. Bu da hayal kırıklığı, belki de öfke yaratabilir. Bu sebeple anne-baba olarak çocuğunuzla anne-baba rollerinizi sürdürmeye çalışın, öğretmeye çalışmadan, oyun içinde ona anlatmaya çalışın. Unutulmamalı ki, çocuğunuzla keyifli anları paylaşmak ve birlikte oyun oynamak da onun gelişimi açısından çok önemli.