Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ANALİZİN ÖNEMİ...
Seçim yayınları sırasında ekrana yansıyan bilgileri tek bir kaynaktan alıyor tüm medya.
Gecenin sonunda reytinglere baktığınızda, aynı sonucu veren kanalların farklı farklı reytingler aldığını görüyorsunuz.
Önce bir ayıbı yazayım:
Reyting listesinin başında olmak için tüm gece yaptığı yayını 8-10 parçaya bölüyor kanallar. Araya giren belirli saniyelik bir seperatör ve ekrana gelen tek bir farklı kelime, aynı programı yeni bir programmış gibi ölçüme sokuyor.
Önce bir kanal yaptı bu uyanıklığı, sonra her kanal ister istemez katıldı bu kervana.
Her neyse, aynı sonuçların her kanalda farklı reyting vermesinin iki temel sebebi var:
Birincisi, sonuçları çok süslü grafiklerin yer aldığı değil; en basit haliyle ekrana getiren kanal avantaj sağlıyor.
İkincisi, seyirci sonuçların çok hızlı aktığı saatlerde daha çok bilgi, tablo ortaya çıktıktan sonra da daha çok analiz görmek istiyor.
Özetlemek gerekirse, hazırlığı haftalar alan seçim özel yayınlarında, anlaşılır grafik, içinde bilgi olan yorum her zaman avantaj sağlıyor.

SİYASETTE DE AYNI MAGAZİNDE DE
ANALİZİN ÖNEMİ...
Cuma akşam saatlerinde Türkiye’nin en bilinen internet sitelerinden birinin sahibi olan arkadaşımdan üst üste mesajlar aldım:
“Meğer Gülben Ergen kadınmış, yazın seçim haberlerinden çok daha fazla okundu” yazıyordu mesajda, altında da söylediğini gösteren grafik sayıları vardı. İlginç bir gündü benim için de...
Olumlu ya da olumsuz o kadar çok mesaj geldi ki yazıya, ben de şaşırmadım değil.
Gerekçesi ne olursa olsun, kadınların fiziki ya da duygusal şiddete maruz kalmaması gerektiğini anlatan bir yazıydı.
Gerekçelere göre şiddete onay verebilen kadınlara rastladım tepki mesajlarında...
Yazdığım fikri eleştirmek yerine bana hakaret etmeyi seçenler de oldu. Kadın ya da erkek, ne yazıldığını fark eden ve o mesajın üzerinde duranların sayısı da az değildi ama sonucu söyleyeyim size:
Siyasi tepkilerimizle diğer olaylara tepkilerimiz arasında hiç fark yok bizim.
Konu, ister siyaset, ister şiddet, ister magazin olsun, meselelere, kişilere olan sevgimiz ya da nefretimiz üzerinden bakıyoruz. Öznede adı yazılan kişiyi sevmediği için fiile bakmayan insanlar haline gelmişiz. Çalmak kötüyse, kimin hırsızlık yaptığının önemi olmamalı değil mi? Kağıt üzerinde böyle ama gerçek hayatta tepkimizi belirleyen şey özne olmuş. Oysa özgürlük, oysa demokrasi, oysa insan hakları, sadece sevdiklerimiz değil; herkes için savunulması gereken değerler!

HADİ İŞİMİZE BAKALIM ARTIK!
Son 17 yılda, 14 kez, son dört yılda da beşinci kez sandık başına gittik dün...
Demokrasi elbette ideale en yakın sistem ama her sandığa gidişimizin üç ay öncesinde başlıyor, sandıktan çıkan sonuca göre en az bir ay başka şey konuşmuyoruz. Oysa deve dişi gibi büyük sorunları var Türkiye’nin...
Bölgesinde varlığını tehdit edecek bir plana karşı koyması gerekiyor.
Ekonomide yapısal reformlara ihtiyaç duyuyoruz.
Giderek aşırı sağa kayan Avrupa gibi bir sorunumuz var.
En önemlisi, çoğumuz 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde uçurumun kenarından döndüğümüzü unuttuk galiba. Fark etmediğimiz bir nokta daha var, her propaganda döneminde, ortak paydalarımızdan çok, bizi ayıran farklı fikirlerimiz üzerinden bakıyoruz hayata...
Artık hepsine bir “Dur” deme zamanımız geldi, bu seçimlerle birlikte. Yeniden millet olduğumuzu hatırlamak, siyasi fikirlerimiz farklı olsa bile çevremizdeki tehditlerin hepimizin hayatını etkileyeceğini anlamamız gerekiyor.
Hadi işimize bakalım artık...

BU DA BELEDİYE
BAŞKANI...

Kaza geçirip sakat kalmış, üç çocuk babası bir adam var. Belediye vergisini ödeyemediği için evine haciz geliyor. Evden ilk alınmaya çalışılan şey, adamın tekerlekli sandalyesi ama sandalye sigorta şirketine ait olduğu için alamıyorlar.
Sonra gözlerini evin köpeğine çeviriyor ve haczediyorlar. Ardından köpeği internette açık artırmayla satıyor ve alacaklarını tahsil ediyorlar. Çok acımasız geldi ve burası neresi diye merak ettiniz değil mi?
Almanya’da, Ahlen adlı kasabada yaşandı bu olay ama sonrası daha da ilginç oldu. Köpeği satın alan polis memuru, “Bana hasta hayvan sattılar, üç ameliyat geçirdi” diye belediye aleyhine bin 800 euro’luk dava açtı. İyi olmuş o acımasız belediyeye... İyi ki, insanlık halen geçerli akçe, bizim tüm belediyelerimizde...

KOMEDYENDEN DEVLET BAŞKANI OLUR MU?
ANALİZİN ÖNEMİ...
Fotoğrafını gördüğünüz adamın adı, Vladimir Zelenskiy. Hukuk eğitimi almış ama Ukrayna’nın en ünlü komedyeni...
Çocuklar için yaptığı komedi programlarıyla ünlenmiş sonra Rusya yanlısı milislerle, savaşan ordu için birçok gösteri ve bağış yapmış. Büyük ihtimalle dün Ukrayna Devlet Başkanı seçildi ya da çok az farkla koltuğu kaptırdı, tam sonucu bekleyecek zaman yok yazı için...
Ancak ‘Mizah son derece ciddi bir iştir’ sözünün canlı timsalinden söz ediyoruz.
Komedi yapanları ciddiye almama hatamızdan
vazgeçelim artık...