Cadde Plastik SATMIYORUZ

Plastik SATMIYORUZ

20.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Plastik SATMIYORUZ

Plastik SATMIYORUZ


Mustafa Sandal: Koskoca Sony, beni değil radyocunun karısını dinledi ve onun dediği oldu. Fas’ta çekilen ‘Araba’ klibi beni ağlattı


       Albüm çıkaran her şarkıcı gibi Mustafa Sandal da, şu sıralar promosyon çalışmalarını sürdürüyor. Sanatçıyla sadece yeni albümünü değil, Fransa’daki single macerasını ve gönül dünyasını konuştuk.
       Albümün hit parçalarından “Tek Geçerimöi sana çarşı izni veren komutanına yazdın. Diğer parçalar da yaşadıklarını mı anlatıyor?
       Bu albümde duygu olarak yaşanmamış hiçbir parça yok. Hepsi, ya bir yere mektup, ya benim düşüncem, ya da yapmış olduğum bir şey. İlişkim bitmiş, yazmışım.
       Hangi parça o ve kimin arkasından yazıldı?
       ‘Geriye Dönmem’ mesela... Kimin arkasından olduğu önemli değil. 1.5 yıl oluyor o parçayı yapalı. Yaşadım, yazdım, yaşadım, yazdım... O zaman güzel bir samimiyet oluyor ve bu da hissediliyor. Adam, yaşamış ve yazmış oluyor. Hani, hadi şimdi bir ayrılık parçası yazayım durumu değil bu...
       Ben bu lafı telefonda bizzat ettim. 20 dakika sonra da bu şarkıyı yazdım. Geriye dönmem dedim, bir şeyler koptu içimden... Bu lafı ettim ben.

       Uyuşamadım
       Fransa’da çıkardığın single, seni hedeflediğin yere taşıdı mı?
       Paris’teki öz olay, benim oradaki ekiple kaynaşamamam, uyuşamamamdır. Şimdi Sony Müzik’ten ekip değişikliği istedim.
       Düşünsenize... Kaç yıldır bir sektörde hizmet veriyorsun. Kendini az çok tanıyorsun. Kendini bir anda seni tanımayan veya az tanıyan insanların elinde buluyorsun. Bu insanlar senin için kararlar veriyor. Ve senin söz hakkın oldukça az. Orada çekilen ‘Araba’ klibini gördüğüm zaman kâbus gibi geldi bana. Hayatımda o kadar kötü bir şeye imzamı atmadım.
       Hele oraya yunus balıklı çekip de gitmişim. Yönetmenliğini de montajını da ben yaptım. Kimse yanlış anlamasın, ben yönetmenim gibi laflarım yok. Bütçenin zayıflığından dolayı klibin yönetmenliğini ben yaptım. O kadar güzel bir işten sonra gittim Fas’a. Karşımda bir yönetmen. ‘Şimdi şurada dur, şimdi şöyle yap. Çimenlerin arasından koş. Yolun ortasında yat.’ Dedim herhalde bunlar benimle dalga geçiyor veya şaka yapıyorlar.
       Daha da vahimi şu: Fas’taki son çekim günü. Artık son planlar. ‘Araba’yı çekiyoruz. Hâlâ en ufak bir dans sahnesi çekmemişiz. Mustafa Sandal’ın artılarından biri nedir?
       Danslarıdır, figürleridir. Beni orijinal kılan şeylerin başında gelir bunlar. Baktım hiç niyetleri yok. Yönetmene ‘pardon bir şey soracağım. Beni dansederken çekmiyor musunuz’ dedim. ‘Yooo’ dedi adam. Benim zorumla, isyanımla o klibe dans sahneleri girdi.
       Bana o klibin bitmiş hali geldiğinde, gözümden bir damla yaş geldi. Ağladım. Kendime yakıştıramadım. Bir kendi yaptığımız ‘Araba’ klibine bakıyorum, bir ona... Seyreden arkadaşlarım da aynısını söylüyor. Dönüyorum ‘Fransa’daki ben bu klipten çok mutsuzum’ diyorum. ‘Biz hepimiz çok beğendik, senin problemin var’ diyorlar. Nasıl kitlendiğimi anlatabiliyor muyum? Tartışamıyorum. İşin en acı tarafı, bana 1.5 ay sonra gelip, ‘Klip kötüydü’ diyorlar.

       Çok uyardım
       Ekip değişince ne olacak?
       İkinci single çıkacak. Ben bunun ‘Aya Benzer’ olmasını istiyorum. İşe çok büyük bütçelerle yüklenmelerini istiyorum. Ama onlar bu albümü de dinleyip, karar verecekler. Gidip, yeni ekiple tanışacağım.
       Onlarla da kaynaşamazsan?
       En azından şimdi biraz fikirleri var. Belli bir tecrübe yaşadık Sony ile. Mustafa Sandal hakkında belli fikirleri var. Bir de kısmet işi... Beni Faslı, Arap bir çocuğa benzetmeye çalıştılar. Kızıl, bordo iç karartan, beni anlatmayan bir kliptir.
       Niye Fas?
       Ne bileyim? Beni de Arap olarak mı kodlandırmak istediler. Ortadoğu’dan bir popçu gibi mi düşündüler. Çok uyardım. İlk single çalışmamın ‘Aya Benzer’e yapılmasını isterdim. Orada ilk single ‘Aya Benzer’ değil de, ‘Araba’ olmasına kim karar verdi biliyor musunuz? Bir radyo müdürünün karısı... Koskoca Sony, bir radyo müdürünün karısını dinledi.
       Plastik satmıyoruz... Bu işe hep plastik olarak baktığınız zaman, sonuç bu olur! Plastiğin içindeki ruhu algılayamıyorsan, geçmiş olsun. Oradaki tavır şu: Ben 10 lira koydum, 9 lira kazandım. Geç. Öteki gelsin. 9 lira koydum, 11 lira kazandım, devam...
       Sony ile kaç yıllık sözleşmen var?
       Üç yıllık. Şimdi ikinci single yapacağız. Oradaki üzüntüden dolayı yıldığımı zanneden varsa çok yanılır. Ben gerekirse cebimden harcarım. Araya bilumum başka insanlar sokarım. Gerekirse yola Türkiye’den çıkarım. Ben malımı biliyorum.

       Bana flört lazım
       Yamaç paraşütü, su kayağı gibi ilginç sporlar yapıyordun. Bunlar sürüyor mu?
       Onları ara ara lezzetini tatmak için yapıyordum. Şimdi hayatımda yelken var. Ona takılmış durumdayım. Çok seviyorum. Hayatıma yelken girdiği günden itibaren doğaya karşı acayip bir sevgi oluşmaya başladı bende.
       Nerede yapıyorsun?
       Göçek’te. Yelken yaparken her şeyi unutuyorum. Doğayla iç içe kalıyorum.
       Özel hayatın kaç aydır sakin?
       Bayağıdır. Bu aralar bir flört lazım bana. Roberta Londra’da. Dört aydan beri. Albüm aşamasında beni biraz yalnız ve sakin bırakmasını rica ettim. Onunla ilişkimiz özünde arkadaşlığa, dostluğa dayanıyor.
       Gözden uzak olan, gönülden de ırak olur?
       Biraz öyle oluyor.
       İnsan, sevgilisine, beni bana bırak kaset çıkaracağım der mi?
       Ben albümde böyleyim. Ayıptır söylemesi, kaset döneminde ailem de yanıma yaklaşmaz. Dedim bu albüm çok önemli. ‘lütfen beni arayıp, ‘Mustafa sana paket gelmiş’ bile demeyin, beni çok önemli bir şey olmayınca aramayın’ dedim.
       Sonuç itibariyle Roberta gelecek mi, yoksa yeni bir Roberta mı bulacaksın?
       Roberta gelir, bir haftaya kadar. Ama belli olmaz. Hayat sürprizlerle doludur. Ancak evlenmeyi düşünmüyorum. Evlilik, Çince öğrenmekle aynı gibi geliyor bana. Çince’nin benimle ne alakası var. Ben ne yapacağım Çince’yi şimdi. Evlilik de öyle. Evlilik Çin kadar uzak bana.