Cadde ‘Politika ve siyasetçi her şeyi mahvediyor’

‘Politika ve siyasetçi her şeyi mahvediyor’

10.10.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Jürinin sohbetle geçen toplantısında Szabo’nun faşizm ve baskıcı yönetimlere karşı sanatçının sorumluluğuna ilişkin sözleri ön plana çıktı

‘Politika ve siyasetçi her şeyi mahvediyor’

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin uluslararası jüri toplantısı dün Büyükşehir Belediyesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın konuşmasıyla başladı.
Ünlü Macar yönetmen Istvan Szabo’nun başkanlığında, yapımcı Claudie Ossard, oyuncular Cem Özer ve Belçim Bilgin, yönetmen ve programcı Jacques Van Heijningen, sinema yazarı Barbara Hollender’dan oluşan jürinin Atilla Dorsay tarafından basına takdim edilmesinin ardından Dorsay, Szabo’ya filmlerinde göze çarpan temayla, sanatçının faşizm ve baskıcı yönetimler karşısındaki sorumluluğuyla ilgili soru yöneltti. Yönetmen bu temanın kendisi için önemini, “Nasıl bir çocukluk geçirdin diye sormuştum anneme. ‘Güzel bir çocukluğum oldu ama politika her şeyi mahvetti’ demişti. Aynısı benim için de geçerli. Politika, tarih, daha doğrusu ideoloji ve bunları temsil eden siyasetçiler, insanların hayatını etkiliyorlar. Bunların etkilemediği bir tek aile bile bulamazsınız. Bu yüzden bu sorunları ele almayan bir Macar filmi bile bulamazsınız” diye anlattı.

Belçim Bilgin’in sitemi
Dorsay, oyuncu Belçim Bilgin’e ilk soru olarak Şeyh Sait’in torunu olup olmadığını sordu. Bilgin, “Benim babam, Şeyh Sait’in küçük kardeşinin torunu” dedi. Sait’in hayatının filme aktarılıp aktarılmayacağına dair soruda Bilgin, “Bir gün bir yönetmen bunu anlatmayı düşünecektir. Herkesin ailesine bakıldığında bir şeyler yaşamış olabileceği hesaba katıldı ve bana karşı düşüncesizce davranıldı.”

‘Darağacında Üç Fidan’
Cem Özer ise Nihat Behram’ın “Darağacında Üç Fidan”ını sinemaya uyarlamayı planladığını belirtti.

Haberin Devamı

Dink cinayetinin perde arkası
Ulusal yarışmada dün izleyiciyle buluşan bir diğer ilk film, yönetmenliğini Ersin Kana’nın üstlendiği “Hile Yolu” oldu. Başrolleri Ozan Bilen ve Serkan Yakan’ın paylaştıkları film, Hrant Dink cinayetinden iki yıl sonra başlıyor. Film, Dink ve Malatya Zirve Yayınevi cinayetleriyle bağlantılı kurmaca bir hikayeyi konu alıyor. Film çalıntı bir hard diske odaklanıyor ki, bu hard disk, kamuoyunun bilmediği bilgiler içeriyor.

Kesal: Basri özel bir adamdı!
Dün gösterilen diğer yarışma filmi Venedik Film Festivali’nden Geleceğin Aslanı’yla dönen “Küf”tü. Ali Aydın bu ilk filminde, 18 yıldır kayıp olan oğlunu arayan demiryolu bekçisinin (Ercan Kesal) hikayesini konu alıyor. Diğer rollerde Muhammet Uzuner ve Tansu Biçer’in rol aldıkları filmden sonra yapılan sohbette, Aydın bir babanın kayıp öyküsünü anlatmasının nedenini “Empati kurabileceğiniz bir şey yok. Kayıp duygusunun ne olduğunu bilmiyorum. Amaçlarını onurlu buluyorum. Faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş insanlara genellikle politik zeminde bakılıyor” dedi.