AROMATiK AŞK

Çiftlerin beraber yapacakları bazı aktiviteler vardır, sinemaya, konsere, sergiye ne bileyim tatile gitmek vs. vs. Ama bunların arasında bence asla beraber masaja gitmek gibi bir şeyin olmaması gerekli imiş

Nasıl böyle bir şeyi kabul ettim, beynimi mi uyuşturmuştu, yediğime içtiğime bir şey mi katmıştı bilmiyorum ama bir anda kendimi kese, köpük ardından da masaj olayında buluverdim. En son radde olan masaja gelene kadar da şahsen durumun farkında değildim. Kesik kesik kelimelerini hatırlıyorum sadece, “Çok gerginsin, sana iyi gelecek, her şey senin için.”
Havluyla masaj yapılacak yere geldiğimizde bir anda, ‘lan ben ne yapıyorum’ durumuna girdim, adam hayvan sevse, “Bunu şimdi niye böyle içli içli sevdi ki, suratını eski sevgilisine mi benzetti acaba?” diye düşünen psikopat bir insan evladıyım. Şimdi de sevgilimi yoğursunlar diye elin kızlarının eline bırakacağım, oldu canım. Kapıdan girmeden hemen tuttum bileğinden, “Yürü gidiyoruz, ben istemiyorum” dedim, o ise annesine çikolata aldırmaya çalışan çocuk gibi, “Lütfen Pucca, ne olur girelim” diye tutturdu, “Ya ne olacak saçmalama, doktor gibi düşün. Şu porno film gibi çalışan mantığını artık geliştir. Yok öyle bir şey.” Yine beni ikna etti, kapıdan girdik, kızın biri bize doğru yaklaşmaya başladı. O kadar güzel ki anlatamam, saç, fizik, bacaklarının uyumu ya kız kesin Adriana Lima’nın uzaktan akrabası. Ben hatuna dalmış giderken, adama bir baktım gözleri ışıldıyor, içten içe, “Allahım ne olur bu beni yoğursun duvardan duvara atsın, üstümü hatta cesedimi çiğnesin” diye dualar ediyor. Kız, kıskandığımı düşünürse rezil olurum, kendimi küçük düşürmenin alemi yok diyerek ben de dualar etmeye başladım. “Allahım ne olur, sen bu adamın ayağını kaydır şimdi betona çotanak diye düşsün. Kafayı, kestaneyi bir güzel yarsın da girmeyelim masaja” diye.

Masaj gerginliği!
Allah ikimizin de duasını kabul etmedi, kadın bize gireceğimiz yeri gösterdi. İçeride iki Balili kız vardı. Birisi benden çirkin olmasın da yani gayet kötüydü, diğeri ondan daha halliceydi. Az önce yüzünde güller açan, Heidi gibi zıplayarak buraya gelen adam gitti; yerine yüzünde hayal kırıklığı, Heidi’nin dedesini yediği için pişmanlık akan bi herif geldi.
Yan yana sedyeler var böyle, kızlar bizi yüzüstü yatırdılar oraya. Üzerimize havluyu örttüler. O kadar gerildim ki, masaja giderken gerilen bir tek ben varımdır sanırım. Bir adım ilerimde sevgilime dokunan, mıncıklayan, onu yağlayan bir kadın var ve ben burada öyle yatıyorum. “Şu an ameliyattaymış gibi düşün, Pucca” diyorum, “Yani doktorlar iç organlarına kadar bakıyorlar da şimdi baldırlarını okşayan bir kadının olmasında sorun olmamalı.” “Ya tamam bu kadar yeter” diyerek kalkayım diyorum ama kızın parmakları öyle güzel tık tık tık ovuyor ki “Neyse beş dakika sonra” diyerek vazgeçiyorum. Böyle böyle derken bitti olay, eve gittik. Yol boyunca da habire “Ay her hafta yaptırmak lazım” gibi şeyler zırvaladı, ciddiye almadım.

Sevgilinin yaptığına bak
İki gün sonra bir sürü aromatik yağ alıp eve geldim. Bir daha aynı gerginliği yaşayamam kusura bakmasın yani, çok ihtiyacı varsa ben yoğururum orasını burasını. Yatağın içine yağ falan geçmesin diye önce bir güzel poşet serdim. Hâlâ taksidini ödüyorum o yatağın, hiç riske atamam valla. Ama poşet olmadı, çocukların yataklarına sererlerdi ya altlarına işerler diye aynen öyle durdu, haşır huşur. Aklıma bir şey gelmediği için ben de plastik masa örtüsünü serdim. Buna da adam “Ben masa örtüsünün üzerinde yatmam” der diye, üzerine çarşafı koydum, mumları yaktım, tütsüyü de koydum manitanın gelmesini bekledim. Geldi, eve girer girmez “Burası Kapalıçarşı gibi kokuyor” dedi, mumları görünce de “Yangın çıkar söndür, lambayı yaksana” dedi. Aromatik yağlarım içinse, “Bugün maç var tatlım, sonraya erteleyelim mi?” dedi. Olayların sonrasını yazmasam iyi olacak, en son o yağlar duvardan duvara çarpılarak kırıldı diyeyim siz anlayın vahameti.